Vakıfbank Tarafından Hazırlanan Analiz Raporu:
"Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2012 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre sabit fiyatlarla %1.4 artarak %2.9 artış yönündeki beklentimizin ve %2.3 seviyesindeki piyasa beklentisinin bir hayli altında gerçekleşti. TÜİK tarafından 2012 yılının ilk çeyreğine ilişkin reel büyüme oranı %3.4’ten %3.3’e, ikinci çeyreğine ilişkin büyüme oranı ise %3’ten %2.9’a revize edildi. Bu verilerle Türkiye ekonomisi 2012 yılını %2.7 oranındaki büyüme beklentimizin ve %2.6 düzeyindeki piyasa beklentisinin altında %2.2 büyüme ile tamamlamış oldu. Dördüncü çeyrekte takvim etkisinden arındırılmış GSYH 2011 yılının son çeyreğine göre %1.4 büyürken, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH bir önceki çeyreğe göre değişmedi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH’nın ikinci çeyrekteki %1.6’lık artışının üçüncü çeyrekte %0.1 oranında çok sınırlı bir artışa dönüşmesi ve son çeyrekte ise herhangi bir artış sergilememesi büyüme performansında 2012 yılın son aylarına ilişkin beklenen ivmenin 2013 yılına ertelendiğine işaret etti.
2012 yılı dördüncü çeyrek büyüme rakamları ve ilk iki çeyreğe ilişkin revizyonlar ile birlikte Türkiye’nin GSYH’sı 2012 yılında cari fiyatlarla 1 trilyon 416.8 milyar TL’ye (786.29 milyar dolar) ve sabit fiyatlarla 117.75 milyar TL’ye ulaştı.
Büyüme verileri harcamalar yönetimiyle incelendiğinde, kamunun harcama ve yatırımları ile net dış ticaret dışındaki harcama bileşenlerinde 2012 yılının son çeyreğinde de yavaşlama eğilimi görülüyor. Dördüncü çeyrek verileri ve ilk iki çeyrek rakamlarında yapılan revizyonlar ile hanehalkı tüketimi 2012 yılında %0.8 gerilerken GSYH büyümesine 0.5 puan negatif katkıda bulundu. %9.2 gerileyen özel sektörün yatırım harcamaları büyümeye 1 puan negatif katkıda bulunurken kamunun yatırım harcamalarındaki %21.4’lük artışın 2012 yılı büyümesine katkısı 0.3 puan oldu. Kamunun nihai tüketim harcamaları 2012’nin son çeyreğindeki %7.1 oranındaki artışla 2012 yılının genelinde %5.7 artarken büyümeye 0.6 puan pozitif katkıda bulundu. Son çeyrekte %15 artan mal ve hizmet ihracatı 2012 yılında %17.2 büyüdü. Yılın son çeyreğinde %3.2 büyüyen ithalat ise hız kazanırken, ilk çeyrekteki %5.1’lik daralma ile birlikte değerlendirildiğinde 2012 yılını %0 artışla tamamladı. Böylece net ihracatın büyümeye katkısı son çeyrekte 2.9 puana gerilerken, 2012 yılı büyümesine katkısı 4.1 puan oldu.
2012 yılı büyüme verileri üretim yöntemiyle incelendiğinde, sektörlerin çoğunluğunda bir önceki çeyreğe göre ılımlı bir performans dikkat çekti. Son çeyrekte sektörel bazda en hızlı büyüme %7.4 büyüyen oteller ve lokantalar sektöründe görülürken, yıllık rakamlar itibarıyla en hızlı büyüme %6.6 oranı ile gayrimenkul, kiralama ve iş faaliyetleri kaleminde yaşandı. 2012 yılında GSYH içinde %24.4 oranı ile en yüksek paya sahip olan imalat sanayii %1.9 büyüme ile GSYH büyümesine 0.5 puan katkıda bulundu. GSYH içindeki payı itibarıyla ikinci sırada yer alan ulaştırma sektörü %3.2 büyüyerek GSYH’ya 0.5 puan ile en yüksek katkıda bulunan bir diğer sektör oldu. GSYH içinde %12.7 ile üçüncü en yüksek paya sahip olan toptan ve perakende ticaret son çeyrekte yavaşlamaya devam ederek 2012 yılını %0.1 oranında sınırlı bir büyüme ile tamamladı. GSYH içinde %12 paya sahip olan mali aracı kuruluşların faaliyetleri 2012’de %3.2 büyürken GSYH’ya 0.4 puan katkıda bulundu. Tarım, son çeyrekte hızlanan büyüme performansı ile 2012 yılını %3.5 büyüme ile tamamlayarak büyümeye 0.3 puan katkı yaptı. 2011 yılında %11.5 büyüyen inşaat sektörü ikinci ve üçüncü çeyrekteki daralmanın ardından 2012’nin son çeyreğinde bir miktar toparlanarak yılının tamamında %0.6 büyüdü.
Genel olarak değerlendirildiğince 2012 yılının son çeyreğinde Türkiye ekonomisi beklenenden zayıf bir performans sergilemiş oldu. Bu durum iç talepte beklenen canlanmanın sonraki dönemlere ertelendiğine işaret ederken, küresel ekonominin gidişatı ile uyumlu bir görünüm arz etti. Dördüncü çeyrek büyüme rakamları ile birlikte 2012 yılındaki dengelenmesini tamamladığı düşünülen Türkiye, 2013 yılında daha sağlıklı ve dinamik bir büyüme sürecine adım atmış oldu. Öncül büyüme göstergeleri itibarıyla Türkiye ekonomisinin 2013 yılının ilk çeyreğinde 2012’nin son çeyreğine göre daha canlı bir görünüm sergilediği gözlendi. 2012 yılında gerçekleşen zayıf büyüme performansının 2013 yılı için olumlu baz etkisi oluşturması, büyümede gözlenen bu canlanmanın giderek artmasında etkili olacaktır. Türkiye ekonomisinin 2013 yılı büyümesinde küresel ekonominin dinamikleri de önemli bir belirleyici faktör olacaktır. Kamunun harcama ve yatırımlarında 2012’de gözlenen artışın 2013’te de devam edeceğini ve iç talebin özellikle yılın ikinci yarısında artış eğiliminde olacağını düşünüyoruz. Net ihracatın büyümeye pozitif katkısının ise kademeli olarak azalmasını bekliyoruz. Bu çerçevede %4.2 seviyesindeki 2013 yılı büyüme beklentimizi koruyoruz.
2012 yılı büyüme verileri TCMB’nin 2012 yılının son aylarında para politikasında nispeten gevşek bir duruşa geçme kararının yerinde olduğunu gösteriyor. Net ihracatın büyümeye katkısının artmış olması, dış ticaret ve cari işlemler dengesinin seyrinin büyüme performansı bakımından kritik önemde olduğuna işaret ediyor. Büyümede 2013 yılı için geçerli olacak baz etkisi nedeniyle cari işlemler dengesinin seyri ve kredi genişlemesinin TCMB için önemini korumaya devam edeceğini ve bu çerçevede TCMB’nin para politikasında her iki yönde esnek duruşunu sürdüreceğini düşünüyoruz. 2013 yılında Türkiye’nin kredi notunda yapılabilecek olası artışların, uzun vadeli yabancı sermaye girişini özendirerek özel sektörün yatırım iştahını artıracağı da bir gerçektir.
GSHY’nın 2012 yılının dördüncü çeyreğinde mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilerle bir önceki çeyreğe göre %0 büyüme kaydetmesi, büyümenin 2013 yılının ilk çeyreğinde zayıf görünümünü devam ettirme olasılığı karşısında temkinli olunmasını gerektiğine işaret ediyor. Büyüme performansının 2013’ün ilk yarısında beklenenin altında kalması halinde TCMB’nin halen uyguladığı para politikası ile birlikte kredi genişlemesine getirdiği sınırlamanın yumuşatılması gündeme gelebilir. Büyüme sinyallerinin daha da zayıflaması halinde genişleyici para politikasının maliye politikası ile de desteklenmesi ihtimali dikkate alınmalıdır."
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.