Ana SayfaBankacılıkÜnlü bankacılardan kritik açıklamalar!---

Ünlü bankacılardan kritik açıklamalar!

5 / 6
Ünlü bankacılardan kritik açıklamalar!
22 Ocak 2015 - 12:30 www.finansgundem.com

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, "Merkez Bankası'nın yılın ilk altı ayı içinde petrol fiyatları kaynaklı, gıda fiyatları kaynaklı ve kurdan da bunları nötralize edici bir etki gelmezse oluşabilecek alanı, proaktif olarak kullanabilme kararlılığı yönünde cesur olması lazım" dedi.

Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektöründeki gelişmeleri değerlendirmek amacıyla Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu sohbet toplantısının ardından, üyeler basın mensuplarının Türkiye ekonomisi, bankacılık sektörü ve Merkez Bankası'nın son faiz kararına ilişkin sorularını yanıtladı.

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, "Son dönemdeki faiz tartışmaları, Merkez Bankası'na yapılan 'faiz indir' çağrısı ve 50 baz puanlık faiz indiriminin yeterli bulunmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, çok yakın zaman içinde bu konudaki görüşlerini belirttiğini anımsattı. Geçen yılın hemen hemen çok önemli bir bölümünde özellikle artan kurların gecikmeli etkisi ve de artan gıda fiyatları nedeniyle enflasyonun hep hedeflenenin üzerinde seyrettiğine işaret eden Bali, bunun da faizler üzerinde aşağıya gitmeyi baskılayan, önleyen bir trend yarattığını ifade etti.

Aralık ayında bir miktar beklentilerden daha iyi bir enflasyon verisinin geldiğini ve gelecek dönem içinde de özellikle 2015'in ilk yarısı için Merkez Bankası'nın 20 Ocak toplantısında da buna yönelik beyanlarının olduğunu anlatan Bali, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gerek petrol fiyatlarındaki sert düşüşün etkisi ve gerekse yine son dönemde bu defa gıda fiyatlarındaki gerileme enflasyon üzerindeki bekleyişleri bir miktar aşağı çekiyor. Bu durumda Merkez Bankası'nın geçmiş dönemdeki gördüğü ihtiyaçla belli belirsizlikleri de fiyatlayacak şekilde yapmış olduğu faiz yükseltiminin bir miktar düşürülebilmesi için alan oluştuğu kanaatindeyim. Özellikle yılın ikinci yarısı için bunun seviyesi şu olabilir bu olabilir. Bu teknik seviyedeki işlemle oluşturulan işler olmak durumundadır.  

Merkez Bankası enflasyon verisinde ifade ettiğim olumlu gidişatın teyidini görerek gitmek isteyecektir. 50 baz puanlık yapılan hareketin de bu yönde bir hareket olduğunu düşünüyorum. Eğer kurlarda özellikle yine yeniden enflasyon üzerinde olumsuz etki yapacak bir durumu görmezsek, önümüzdeki dönemde bu iki faktör yani gıda fiyatlarından kaynaklanan olumsuz faktörün görece  zayıflamış olması ve onun üzerine de petrol fiyatlarının enflasyon üzerindeki olumlu etkisi  bu alanı kullanma imkanı verecektir. Kanaatimce bu da çok seçimlik bir alan değil."

- "Yüzde 3 - 4 bandına sıkışmış bir büyüme döneminden geçiliyor"

Türkiye'de 2012'den bu yana mutedil, ılımlı büyüme dönemi yaşandığını ifade eden Bali, yüzde 3-4 bandına sıkışmış bir büyüme döneminden geçildiğini söyledi. 

Bu büyümenin de faiz politikasıyla, para politikasıyla ve iç talebin ivmelendirilmesiyle çok yakından bir ilişkisi olduğuna dikkati çeken Bali, şunları kaydetti:

"Şayet önümüzdeki dönemde dış talepten büyümeye yeterince katkı gelemez ise kaldı ki Irak ve Rusya gibi pazarlardaki özellikle jeopolitik bazı problemler ve sorunları dikkate aldığımızda bunun çok ziyadesiyle mümkün olmayabileceğini de öngörmek lazım. Bu durumda iç talebin biraz ivmelendirilmesine ihtiyaç olabilir. Art arda Türkiye çok potansiyelinin altında ılımlı büyüme performansı gösterdiğinde belki cari açık büyüme ilişkisi gibi faktörlerde finansal istikrar açısından belli rahatlıklar sağlayabilirsiniz ama başka sorunlar biriktirirsiniz.

Örneğin özellikle genç işsizliği biriktirirsiniz ki sadece bu sosyal bir sorun değil bankacılık sisteminin kredileri, onun sürdürülebilirliği, takibe intikal edecek ya da ödeme performansları, yine vergi gelirlerine kadar etki eder. Genel olarak gelirler artamayacağı için. Bugün ekonomimizin hala çok önemli olumlu bir unsuru olan bütçe istikrarını olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla böyle bakıldığında problemi minimizasyon-maksimizasyon problemi olarak görmüyorum, bir optimizasyon problemi olarak görüyorum. O da faizdeki yaratılabilecek alanın kullanılmasında da cesur olmak lazım."

Bali, Merkez Bankası'nın 50 baz puanlık indirimini yerinde, ölçülü, mevcut verilerle ve gelecek günlerin belirsizliklerini dikkate alarak enflasyondaki düşüş beklentisinin ne kadar kalıcı olup olmadığını görmeden yapılabilecek gayet yerinde br karar olarak gördüğünü ifade etti.

Adnan Bali, "cesur olmak" ifadesinin ise "Nasıl faizi yukarıya çıkartmak konusunda bazı emareler gördüğünüzde onunla ilgili tedbirleri almak konusunda gerekli kararlılığı gösteriyoruz ve onu proaktif olarak önlemeye dair bir yaklaşım içinde oluyorsanız... Yılın ilk altı ayı içinde petrol fiyatları kaynaklı gıda fiyatları kaynaklı ve kurdan da bunları nötralize edici bir etki gelmezse oluşabilecek alanı da yine proaktif olarak kullanabilme kararlılığı o yönde de olmalıdır" şeklinde anlaşılması gerektiğini söyledi.

- "Bankacılık sisteminin zimmet gibi uygulamalarla şevkinin kırılmaması lazım"

Regülasyonların karlılığa etkisi ve temettü dağıtımına ilişkin bir soruyu Bali şöyle yanıtladı:

"Bankacılık sisteminin daha fazla kar edip etmemesi parantezinde tartışılan bir konu değil. Bankacılık sisteminin fonksiyonunu görüp görememesi anlamında tartışıyoruz konuyu... Dolayısıyla bu kısıtlamalar bankaların karlarını azaltıyor değil. O yolla bankaların sistemdeki fonksiyonunu yeterince doğru karşılayıp karşılamayacağını konuşmalıyız. İşte uzun vadeli planlara erişilirken finansal sistemin aracılık faaliyetlerini ne kadar etkin yapıp yapamayacağını belirliyor. Dolayısıyla konu bankaların karlılık seviyelerinin korunması gibi onların kendi ihtiyaçlarıymışçasına bir noktaya indirgenmemeli. Bütün ekonomik sistemin sürdürülebilirliği ve bankacılık rolünün etkin oynanması meselesidir." 

Bali, küresel krizden sonra batı bankacılığında var diye düşünülen sermayelerin aslında olmadığının görüldüğünü, yeniden sermayelendirme işlemlerinin yapıldığını ve reel sektörün risklerinin kamu riski haline getirildiğini anımsattı. 

Aslında vergi mükellefinin sırtına bankacılık kaynaklı devasa yüklerin getirildiği değerlendirmesinde bulunan Bali, "Türkiye'de aynı dönemde kamu kaynağı kullanılmadığı, örneğin mevduat garantisi gibi olağan dışı bir tedbire başvurulmadığı hatta elde edilen hakiki performansların üzerinden vergi geliri yaratılan bir bankacılık sisteminin zimmet gibi uygulamalarla şevkinin kırılmaması lazım. Zimmet suçu var diye de biz işimizi yapmaktan imtina ediyor değiliz ve işimizi yapmaya devam ediyoruz. Kaldı ki kural olarak zimmet suçu hukukta düzenlenmemiş değil ki. Bunun ayrıca bankalar kanununda bu tarz yer alması ve teşmil edilmiş olması olağan faaliyetlere, hatalı olan bu. Bu ayrıca bugünün de mevzusu değil. Çok önceki dönemlerde de Bankalar Birliği bu konuyla ilgili hep bir çaba içinde oldu ama bir mesafede alınamadı" ifadelerini kullandı.

ETİKETLER :
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • mirafir22 Ocak 2015 14:47

    evinizi satın ,borcunuzu ödeyin , bunca yıl zar zor bankaya ödediğiniz paralar da havaya uçup gitsin. bu mu yani çözümünüz, tebrikler.

  • misafir22 Ocak 2015 14:46

    Açıkcası bu değerlendirmeyi neye göre yaptılar çok merak ediyorum.Bankların kararı keyfi değerlendirdikleri gerçek. Benim evimin değeri ne bugün ne de yarın kalan borcumdan fazla değil.Bahsedildiği gibi kar da etmedim.%30 içinde hala mağdurlar var, başımızdakiler bize yardım etmezse bankalar hiç etmez. Sorun hala büyük , bakınızı chf kuru 2,73

BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster