Tiyatronun usta ismi Göktay Tosun’un sırları

8 / 10

---

BİR CAMBAZ ÇİFTİN HİKAYESİ

-İngiltere’de Aziz Nesin oynamak nereden aklınıza geldi? Üstelik, “Tut elimden Rovni”de yönetmenlik de yapıyorsunuz. Bunu biraz anlatır mısınız?

Göktay Tosun: Önce “Ölüm ve Kız”dan başlamam lazım. Bu bahsettiğim tesadüflerle biz “Ölüm ve Kız”la başladık. Geçtiğimiz Mayıs’ta, Türkçe sözlü tiyatro festivali yapıldı Millfield Art Center. İlk defa orada oynadık. Sonra o oyunun yapımcısı bana dedi ki, “Oyun yönetmek ister misin?”

“Bayılırım, çok isterim” dedim. Daha önce iki kere yönetmenlik yaptım. Kendi yazdığım oyunu yönettim. Bir de Bakırköy’de “Oyun karıştı” diye komedi bir oyunu yönettim. Yani tecrübem var. Biraz ışıktan, dekordan da anlarım.

-Siz de oyun yazıyor musunuz? 

Göktay Tosun: Evet, ben de yazıyorum. 3 tane yazılı oyunum var. Daha bastırmadım, inşallah basılacak. Bunlardan biri, Türkiye’de oynandı. Ben yönettim. Diğer 2’si henüz oynanmadı. Yakın zamanda onları da burada bastırmak istiyorum.

Soruya dönüyorum, orada belli bir seyirci var. Belli sayıda Türk var ve bunların da belli kısmı tiyatroyla ilgileniyor. Biraz onları düşünmelisiniz. Onlar gurbetteler. Onlara hitap edecek bir oyun olması lazım. O yüzden benim yazdığım oyunu sonraya attık. Önce onları daha ilgilendirecek seçim yapmalıydık.

Ben Aziz Nesin’in bu oyununu duymuştum ama çok hatırlamıyordum. Sadece çok ilginç bir metin olduğunu hatırlıyordum. “Şunu bir daha okuyayım” dedim. Sevda Şener’in onunla ilgili bir çalışması vardı, onu da okumuştum, çok ilgimi çekmişti. Okudum, yapımcım Zeynep Dalkıran’a okuttum. O da, “Ben bunu çok beğendim, yapabilir miyiz?” dedi. “Olur, yapabiliriz” dedik. 

Bir cambaz çiftin hikayesi. Aziz Nesin diyor ki, “Ben burada sadece karı koca ilişkisini anlatmıyorum, ikili ilişkilerin tümünü ve bunların hepsinin denge unsuru olmadan mümkün olamayacağını anlatmaya çalışıyorum. Bunun için de, ana-oğul, baba-oğul, baba-kız, çalışan insanlar, herkesi koyuyorum bir keseye” diyor. Denge olmadan hiçbir şey olmayacağını söylüyor ve bunu da bir cambaz çift üzerinden anlatıyor. Böyle bir oyun.

Biz bundan değişik bir reji uygulaması yaptık. Bir blacklight tekniği kullandık. Çünkü biz akrobat değiliz. Ve Aziz Nesin’de yazmış. Ben ona sadık kalmak istedim. Aziz Nesin, video gösterisi veya izdüşümü, gölge gösterisi olabilir diye öneride bulunmuş metinde. Ben de dedim ki, video işi uzun hem de pahalı, zor. Trapezi, ip üstünde yürürken göstermeyi nasıl çözerim derken, blacklight aklıma geldi. Zaten çok beğendiğim bir teknik. Mor ışık. Full karanlıkta mor ışık koyduğunuz zaman, sadece fosforlu renkler görünüyor. Kostümlerimizi ona göre ayarladık. Kostümlerimizi de eşim Ayşenil Şenkul yaptı. Oturduk onları evde beraber boyadık. Altı siyah, üstü fosforlu… Eşimin sanatçı olması, benim için burada büyük avantajdı.

Profesyonel bir iş yapıyoruz, bilet satıyoruz ama kendimiz yapmak zorunda kaldık. Peki, dert mi? Ben çok keyif aldım. Biraz streslendim ama keyif aldım. 19-20 Kasım’da Türk ve İngiliz seyircilere oynadık. Ve o blacklight tekniği ile biz karakterleri uçuyormuş gibi göstermeyi başardık diye düşünüyorum. İzleyenler en azından etkilendiklerini söylediler.