Ana SayfaYaşam-MagazinTiyatronun usta ismi Göktay Tosun’un sırları---

Tiyatronun usta ismi Göktay Tosun’un sırları

2 / 10
Tiyatronun usta ismi Göktay Tosun’un sırları
08 Ocak 2018 - 12:10 www.finansgundem.com

BABADAN OĞULA GEÇEN HEVES, YETENEK

-Tiyatro, sahne tutkusu nasıl, ne zaman başladı? 

Göktay Tosun: Babamın bir tiyatro geçmişi vardı, 60’lı yıllarda. Yaklaşık 7-8 sene yapmış. Sonra, çoluk çocuk, esnaflığa dönmüş. Ben 82 doğumluyum, babam o zamanlar Eti bisküvilerinde bisküvi dağıtıyordu. Pazarlamacıydı. Fakat o albümler hep elimizdeydi. Filmlerde de oynamış. Çok ünlü aktör, aktrislerle fotoğrafları vardı. Tabi bunlar bir özlem ve heves yarattı. Fakat içimde de varmış herhalde, daha ilkokulda iken “Hocam ben Nasrettin Hoca fıkrası oynayabilir miyim?” derdim. Anlatmak değil, oynamak. İki üç kişiyi de örgütleyip, ‘ben hoca olayım, sen köylü ol’ der, fıkraları oynardık. Ortaokulda da hep böyle, yıl sonu gösterilerini ben organize ediyordum, skeçler üretiyordum.

-Kaç kardeşsiniz? Onlar da sanatla ilgileniyor mu? 

Göktay Tosun: Üç kardeşiz ama onlar ilgilenmiyor. Lisede 1’de ilk oyunumu oynadım. Klasik bir hikaye. Edebiyat öğretmenim -hala görüşürüz- onun teşvikiyle. Turgut Özakman, Ah Şu Gençler. O da bir klasiktir. Herkes onunla başlar, benim de öyle oldu. Üç yerel tiyatrodan teklif geldi. Biri belediye, iki de özel tiyatrodan. “Demek ki iyiymişim” gibi bir his geldi bana. Tam o sırada da bir tesadüfle ablamın bir arkadaşı Devlet Tiyatrosu’na girmiş, “Gel seni de sokalım” dedi. Ben daha 15 yaşımdayken, 97 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda, Kuvayı Milliye oyununa girdim. Girdiğim gibi de, solo rol kaptım. Sözsüz ama. Bilenler bilir, bir hareket kadrosu vardır, büyük aktör ve aktristler şiirleri okurken biz de onları canlandırıyorduk, dansvari bir takım hareketlerle. Orada bazı kahramanlar vardı. Ve ben Adapazarlı Kambur Kerim’i oynuyordum. Çünkü o 14 yaşında, ben de 15 yaşımdaydım. “Yapabilecek misin? Yapamazsan alırız” dediler. Yaptık.

Öyle başladı bende heves. Ve dedim ki, ben kesinlikle tiyatro yapacağım. Konservatuara hazırlanmaya başladım. Şöyle bir şansım vardı, Devlet Tiyatrosu’nda olduğum için bir sürü konservatuarlı abi, abla vardı etrafımda. Hocalarla çalışıyorum. Bu arada ekleyeyim, Arsen Gürzap, Can Gürzap, Zekai Müftüoğlu, Adnan Biricik, Levent Özdilek, Metin Belgin, Uğur Polat gibi büyüm isimlerle çalışma fırsatı yakaladım. Keza Bülent Emin Yarar. O da güzel bir öykü. Biz Bülent ağabeyle 98 senesinde Cyrano De Bergerac oynadık, bundan üç sene önce de Afife Jale jürisinde rakiptik. İkimiz de adaydık. O Hamlet’le ben Örümcek Kadının Öpücüğü ile. Çok hoştu. Yan yana oturduk, eski günleri andık. İkimizde alamadık ama adaydık. Hoş bir hatıraydı.

0 yıl, 2014-2015’e tekabül ediyor sanırım, dört tane ödüle aday oldum, ikisini aldım. Sadri Alışık ve Afife Jale’ye aday oldum, Direklerarası seyircileri ve Ekin Yazın Dostları diye bir oluşum var onlardan en iyi erkek oyuncu ödülünü aldım. Örümcek Kadının Öpücüğü ile. O da güzel bir ironi, En İyi Erkek Oyuncu ödülünü, bir transı, bir geyi canlandırarak aldım.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster