Tiyatronun usta ismi Göktay Tosun’un sırları

10 / 10

---

“REFLEKSOLOJİ TERAPİSİ YAPIYORUM”

-Tüm mesleklerini anlatabilir misin?

Göktay Tosun: Tiyatrocuyum, drama dersleri veriyorum, dublaj yapıyorum, şirket eğitimlerinde informativ drama yapıyorum, bir de bunlardan alakasız olarak refleksoloji terapisi yapıyorum. Kostüm, dekor, ışık yapıyorum ama onlarda profesyonel olduğumu söyleyemem, elimden geliyor. Kendi oyunumunkini yapabiliyorum ama tasarımcı değilim.

Refleksoloji 12 bin yıllık bir tamamlayıcı tedavidir. Alternatif tıp demek istemiyorum, dünyada daha çok öyle biliyor ama biz tamamlayıcı tedaviyi kullanıyoruz. Çünkü alternatif tıp dediğinizde insanlara daha çok doğaüstü gibi geliyor ama, hiç alakası yok. Refleksolojinin hiç öyle bir yanı yok. Enerjisel de bir yanı yok. Direkt sinir sistemi ile ilgili. Biz sinir sistemini kullanıyoruz. Bizim yaptığımız şey, aslında el melekesi. Bütün işi bünye yapıyor.

Şöyle ki, ellerde ve ayaklarda belli bir sinir noktaları var. Biz bu noktalarla belli bir güçte ve sürede belli bir bası uyguluyoruz. Üç prensip var bu noktada. Bir, beyne bir sinyal gönderiyoruz, ilgili bölgeyi iyileştirsin diye. İkincisi, herkesin bedeninden geçen bir enerji akımı var onu düzenliyoruz. Üçüncüsü de, bu sinir ağlarının içinde yorgunluğa, hastalığa, psikolojiye bağlı olarak bazı kistçikler oluşuyor ama bu kistçikler çok küçük, fibrostik kistçikler, biz onları dağıtıyoruz ki sinirde akım daha rahat gidip gelsin diye.

-Bu alana nereden merak saldınız? 

Göktay Tosun: Brussels Capital University diye bir üniversite var. Brüksel menşeli. Türkiye’ye eğitim veriyor. Aslında uzaktan eğitim veren bir kurum. Fakat, Refleksolojiyi uygulamalı veriyorlar. Çünkü okulun başındakilerin ikisi de uzman psikolog ve refleksologlar. Esat Başaran ve Halil Tabur. Ben onlardan öğrendim. Burada üniversitenin bir şubesi var. Dolayısıyla eğitimim Türkiye’den ama diplomam Brüksel’den. 2 yıllık ön lisans diplomam var, uygulayabiliyorum.

Ben şifa, sağlık olayına çok meraklıyım. Kendim de et yemiyorum. Sadece balık yiyorum. Pesketeryan diyorlar bize.