T-Bank’tan Samsun çıkarması

5 / 7

---

BİZ BİREYSEL BANKACILIĞIN KİTLESEL TARAFINDAYIZ

-Bireysel bankacılığa bakışınız nasıl? Sizce cazip mi?

Dinçer Alpman: Kısa, orta ve yakın gelecekte bireysel bankacılıkta bir oyuncu veya başka şey olmak istemiyoruz. Çünkü artık bizim düşüncemize göre bireysel bankacılık çok ciddi yatırım yapılması, çok ciddi şube ve network ağının geliştirilmesi ile yapılabilecek bir bankacılık türü. Maliyetleri karşılamak açısından ölçeği çok büyütmemiz gerekmektedir. Oysa ki biz bireysel bankacılığın kitlesel tarafındayız.

Ama bizim bir müşterimiz konut kredisi isterse veriyoruz tabi. Ya da taşıt kredisi talep ederse ‘Hayır’ demiyoruz fakat şubelerimize, ‘Gidin, ayda 500 tane kredi kartı satın, kampanya düzenleyin, tüketici kredisi satın’ gibi bir yaklaşımımız yok. Ürün olarak var ama bizim çok ön plana çıkardığımız bilançomuzun içinde önemli bir paya sahip olacak bir stratejimiz yok.

-Bilançodaki kredi ağırlığı ne kadar? Bono ve tahvil için ayrılan bir pay var mı?

Dinçer Alpman: Hazine dediğimiz zaman Türkiye’de ağırlıklı olarak Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili portföyleri gelir. Bu da bizde yönetim kurulu ve ortakların belirlediği bir sınırda, yani % 15 sınırında. Bilançonun % 15‘ini oraya ayırdık. Bizim ana stratejimiz topladığımız mevduatı yine akılcı bir biçimde bu ülkede faaliyet gösteren, üretim yapan reel sektöre kanalize etmek. Ve dediğim gibi bilançonun % 70’i tamamen kredilerden oluşuyor ve tüketici kredisi hemen hemen hiç yok bizde. Bireysel kredi sıfır diyebilirsiniz.