İşte bankacılıkta duayen bir isim: Nejat Bilginer

5 / 9

---

BAŞARIYA GİDEN YOLDA DUAYENDEN GENÇLERE ALTIN ÖĞÜTLER

-Bir bankacıda olması gereken özellikler nelerdir? Gençlere ne tavsiye ederseniz?

Nejat Bilginer: Gençlere ne tavsiye ediyorum biliyor musunuz? Organizasyon gücünüzü geliştirin, kişisel organizasyonunuzu geliştirin, günlük ajandanızı yapın, teknolojiyi yakından takip edin, meraklı olun, mevcutla yetinmeyin. Bir de kişisel bakımınıza, yemenize, içmenize dikkat etmeniz lazım. Başkalarının tecrübelerinden yararlanın. “Tecrübe hayatta yediğin kazıkların bileşkesidir” diye bir söz vardır. Ben bunu geliştirdim, niye ben kazık yiyeyim, başkasının yediği kazıklardan da ders çıkartayım.

-İK konusundaki yaklaşımlarınızı ve prensiplerinizi nasıl özetleyebilirsiniz?

Nejat Bilginer: -Herkese eşit fırsat vermek
-Güven verici bir yönetim tarzı benimsemek,
- Açık iletişime inanmak, ulaşılabilir olmak, dinlemek,
- Sadece teknik mesleki eğitimlere değil, kişisel gelişim eğitimlerine de önem vermek,
- Personeli çalışan olarak değil iç müşteri olarak görmek, ücret karşılığı olarak çalışan bir kişi değil, ailenin bir ferdi olarak görmek,
- Bizim işimiz hata kaldırmaz, sonuçta insan söz konusu. Kararlardan önce konuyu detaylı analiz etmek, birkaç farklı yerden teyit alarak hata payını azaltmak, buna rağmen hata yapılmışsa inatlaşmadan düzeltmek.
Biz grup mülakatları yapıyoruz. Grup mülakatlarında o kişinin hem kendi farklılığını ortaya koyabilmesini, ama bunu yaparken de ekibi bastırmamasını söylüyoruz. Bazı yerlerde şahsi başarı tamamen teşvik ediliyor. Bizim prim sistemimiz öyle değil. Bizim prim sistemimizde siz hedefinizi tutturdunuz, 100 lira size prim; X kişide tutturdu, oldu 103 lira. Çünkü bir havuz var, oradan size de fayda var. Siz hedefinizi tutturdunuz, o tutturamadı, 100 liranız 0 (sıfır) olmuyor, 97 liraya düşüyor. Böylece diyoruz ki birbirinizi yemeyin, birbirinizle paylaşın. Rekabet olmalı ama çelme takmak yok. İkinizin menfaati, ikinizin de başarısıyla ölçülür. Sadece grubu mükafatlandırmıyoruz çünkü, aşağı çekenler olur. “Bana ne o çalışsın” diye bir şey yok.

-Türkiye’de bankacılıktaki değişim ve dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Nejat Bilginer: Son 25 yılda Türkiye’de bankacılık olağanüstü gelişti. Öncü sektör oldu. Teknoloji kullanımı en üst düzeyde. İnsan kalitesi çok yükseldi. Ürün yelpazesi mükemmel. Şu anda dünyanın gelişmiş ülkelerinin altında değil, birçok alanda, üstünde diyebiliriz. Özellikle kartlı sistemlerde dünya bankaları Türkiye’den çok şeyler öğreniyor. Burada sevgili Mehmet Sezgin’in hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Yabancıların Türk bankalarına ilgisi sadece büyüyen  müşteri yapısından değil, teknolojik gelişmişlik düzeyi ve üst düzeyde eğitimli, dinamik ve yaratıcı insan kaynağından kaynaklanmaktadır.
Teknoloji her şeyi değiştirdi mesela. Teknolojinin çalışan sayısını azalttığı söylenir ama bence oransal olarak büyümesini önledi. Şimdi sektöre baktığınızda bu teknoloji olmazsa 180 bin kişi çalışıyorsa, belki 280 bin kişi çalışacaktı. Teknoloji olmazsa sürat olmazdı. Ne kadar adamınız olursa olsun, nasıl hizmet verecektiniz müşteriye? Düşünün teknoloji yok, ATM makineleri yok, müşterilerin hepsi şubeye gelecek, şimdi şubede 3 gişe varsa, 33 tane olacaktı.