İş dünyasına önemli ‘risk’ uyarıları

3 / 8

---

KRİZE HAZIR OLMAYAN ŞİRKETLER BUNUN ÇİLESİNİ ÇEKECEKLER

-Peki, Türkiye’deki şirketler bu kavramlara ne kadar yakın ne kadar uzak?

Bikem Kanık: Aslında Türkiye’deki şirketler hiç risk yönetimi yapmıyor demek çok yanlış. Yapılıyor ama dediğim gibi entegre halde yapılmıyor. Herkes sektörün büyüklüğüne göre, kendisi için önemli gördüğü patronun veya yöneticilerin algısına göre, önemli gördüğü konuların üzerine risklerini denetliyorlar. Ama dünyadan artık bunun dersini almalıyız. Bu krizler patladığında varlık değerlerindeki şişmeden dolayı bir sürü şeye neden oldu doğru bir risk yönetimi yapmayan şirketler için.,,

-Belli ki risk yönetimine alışkın değiliz. Peki,  şirketlerde bu durum nasıl?

Bikem Kanık: Alışkın değiliz ama sizi dünya bu tarafa itiyor. 90’larda, 2000’lerin başında bir kriz olduğunda, iyi bir şirket 1-2 gün içinde toplanıp 3-5 telefon yapıp 1 hafta, 1 ay sonra bile durumu düzeltebiliyordu. Şimdi ise o kadar hızlı ki her şey, sizin öyle toplanıp, karar verip,  yönetim kurulunun onayını bekleyip, ‘bunun için ne yapalım, alternatif nedir?’ deyip eyleme geçmeniz çok büyük kayıplar getiriyor. O yüzden bu hazırlıkları yapmanız gerekiyor. Yani krize hazır olan şirketler yaşayacaklar, hazır olmayan şirketler bunun çilesini çekecekler. Türkiye’ye gelirsek bir sürü şey yapıyor Türkiye. Ama dediğim gibi bir çalışma bir yöntem alarak yapmıyor. Tabi ki belli bir büyüklüğün üstündeki kurumsallaşmış şirketler yapıyorlar. Bir çok şirkette artık risk yönetim departmanları var olması gerektiği gibi…

-Yani çok büyüklerde mi var?

Bikem Kanık: Evet, büyük şirketlerde var. Düzenli olarak şirketin risk envanterleri  çıkarılıyor. Risk analizleri yapılıyor. Bununla ilgili aksiyon planları yapılıyor, yönetim stratejileri geliştirebiliyor. Çünkü bu çok önemli; direkt yönetim kurulunun, şirket sahibinin elinde olması gereken alet bu. Bundan çıkan verilere göre stratejik kararlarınızı alacaksınız; önümüzdeki dönem nereye kaynak ayırayım, ne yapayım ne edeyim gibi. Bu büyümeye direkt etki edecek bir çalışma ve bir sistem. Bunu kurumsallaşmakta olan şirketlerin, aile şirketlerin, orta ölçekli şirketlerin de kullanabileceği, kendi bünyelerine katabilecekleri bir ürün haline bir yöntem haline getirmeliyiz ki asıl katkı orada olsun…

-Orada siz devreye giriyorsunuz değil mi?  Var mı bu konuda sizin gibi piyasada.

Bikem Kanık: Evet, evet. Genelde yabancı danışmanlık şirketleri var. Bugüne kadar hep dediğim gibi belirli seviyedeki şirketlerin üzerinde bu ürün pazarlandı.