İmam Altınbaş’tan Finans Gündem’e şok açıklamalar

6 / 8

---

İŞTE BAKANI GÜLDÜREN O FIKRA

-Değerli taşlarla ilgili olarak sizin seçiminiz ÖTV mi, KDV mi? Bu konuda bir çalışmanız var mı? Ekonomi yönetimi ile ilişki kuruyor musunuz?

İmam Altınbaş:  Aslında ÖTV dünyanın hiçbir yerinde uygulanmıyor. Bu ÖTV bizim kurumsal, faturalı, resmi çalışacak firmalara ihracatımızı engelliyordu. Dolayısıyla bu ÖTV sorunu Türkiye’deki üretimin gelişmesini kökten önünü tıkayan bir şeydi. Yani mücevher sektörü bundan sonra dünyanın kurumsal marka olmuş, kayıtlı çalışan firmalarına üretim yapmanın önünü açacak. Dolayısıyla Türkiye kayıtlı modelle ancak sektör olarak gelişir. Biz buna kavuştuk. Bu çok önemli bir şey. 

Evet ÖTV’nin yerine KDV geldi. Kuyumculuk sektörü için artık bundan sonra yasal çalışmayı engel bir mani kalmıyor. 
Bununla ilgili bir  konuşmamda, “Sayın Bakanım, biz ÖTV’yi kaldırtmaya çalışırken şimdi bir de kredi kartı sıkıntısı çıkarttınız” dedim. Onunla da ilgili bir hikaye anlattım. Zamanında Osmanlıda devlet hazinesi devamlı açık veriyormuş ve vergi koymaya karar vermişler. Düşünmüşler taşınmışlar ‘Ete koyalım’ demişler. Sonra, ‘Eti zenginler yiyor, kulis yaparlar iktidardan oluruz’ demişler. Şuna koyalım, buna koyalım derken en sonunda, ‘Sıkıntı yaratmayacak bir vergi uygulayalım’ demişler. Sonra tavuk satana, kafası kel olana, ismi İbiş olana ve kılıbık olana vergi koyalım demişler. Her biri için 25 kuruş vergi alacaklarmış. Sonrasında bir gün köyden bir adam tavuk satmak için pazara gelmiş. Bu arada köylünün böyle bir vergiden haberi yok. Bizim köylü tavuğu satınca maliyeciler hemen kolundan yakalayıp ‘25 kuruşunu bize vereceksin, duymadın mı vergi geldi’ demişler. Neyse, olur olmaz derken köylünün şapkası düşmüş ve maliyeciler, ‘O, sen kelsin’ demişler ve 25 kuruş daha vergi kesmişler. Sonra köylü 50 kuruşu verdikten sonra bir duvarın dibine oturmuş. Yoldan geçenler köylüyü üzgün görünce sormuşlar, ‘İbiş neden böyle duruyorsun?’ diye. Köylü “Tavuğu sattım. Meğerse devlet vergi getirmiş 25 kuruş verdim. Olur, olmaz diye tartışırken kafamda şapka düştü, kelim göründü, onun için de 25 kuruş aldılar. Ya, ben şimdi hanıma ne anlatacağım” demiş. Maliyeciler de ilerde bekliyormuş ve konuşulanları duymuşlar. Sonra köylüye, ‘Gel bakalım buraya, senin adında İbişmiş bir de kılıbıkmışsın’ diye 50 kuruşunu daha almışlar. Köylü de köyüne beş parasız dönmek zorunda kalmış. 

Bu hikayeyi anlattıktan sonra, işte siz bizim sektörümüzü tam buna döndürdünüz dedim. Sahiden biz ‘ÖTV’yi kaldırın’ diyoruz, ÖTV’yi kaldırmayı geçin bir de kredi kartına sıfır taksit geldi. Tabi bu benzetmeme çok güldüler. 

Sektör dönem dönem böyle sıkıntılardan geçiyor. Ama ben her şeye rağmen Türkiye’nin iyi yolda olduğunu ve geliştiğini görüyorum. Türkiye’nin önü açık..