Hüseyin Özkaya’dan Moody’s bombası

2 / 8

---

TÜRKİYE RİSKİNİ ALAN YATIRIMCI MOODY’S’E HESAP SORMALI

Finansgundem.com: Cumhurbaşkanlığı seçiminden bir gün önce Türkiye’nin ve ekonominin aktörlerinin kitlendiği Moody’s not beklentisi bildiğiniz gibi gelmedi. Ekonomi yönetimi de Moody’s’e tepki gösterdi. Sizce Moody’s neden böyle davrandı?

Hüseyin Özkaya: Reyting şirketleri ile ilgili her zaman spekülasyon olur. Öncelikle Türkiye gibi ülkelerde not açıklanmadan aylar öncesinden televizyonlarda ekonomi yorumcuları, banka ekonomistleri sürekli görüş açıklarlar. Ben şu anda Türkiye’nin reytinginde eksi anlamında bir değişiklik yapılması için bir sebep görmüyorum. Zaten yapılmadı da… Açıklama yapılmaması tartışılıyor. Orada politik unsurlar var mı yok mu bilmiyorum. Yeni olduğumuz için bizim reyting şirketimiz yok. Herhalde karar vermek için birtakım sonuçları görmek istediler. İç yapılarını bilmiyorum ama arkasında çok büyük bir şey olduğunu düşünmüyorum.

Finansgundem.com: Haklılar mıydı?

Hüseyin Özkaya: Ben açıklama yapılmamasını negatif bir şey olarak görmüyorum. Onun için haklı haksız diyemem, Reyting şirketi özel bir kuruluştur. Ülkelerle bir anlaşma yapmıştır, bunun dönemsel bir getiri sonuçları vardır, yatırımcıları vardır. Bence Moody’s’e bunu, Türkiye riskini alan ve Moody’s reytingine bakarak karar veren yatırımcıların sorması gerekiyor. Türkiye’de yabancı yatırımcı ya da finans kuruluşu olsam, Moody’s’in reytingine bakarak risk alıyorsam, Moody’s’de bana gerekli açıklamayı yapamıyorsa, o zaman onların sorması gerekiyor diye düşünüyorum.
Moody’s’in açıklamalarından sonra Türk Lirası’ndaki hareket biraz daha yerel, iç piyasadaki faiz dengeleri ile ilgili bir şeydi. Eurobondlarda Moody’s’in açıklamasına bağlı bir şey olmadı. Genel olarak gelişmekte olan piyasaların son bir ayda iki aydaki artan risk profilinden kaynaklanan genel bir sıralama, onun dışında genel bir şey olmadı. Türkiye’nin Moody’s’den dolayı bir çalkantı yaşadığını düşünmüyorum.
Dünyada onları eleştiren sadece biz değiliz, her ülke eleştiriyor. Eğer yanlış karar verirlerse bunun sonuçlarını görürler, halka açık her şirkette olduğu gibi. Dolayısıyla buna çok fazla takılmamak gerekir. Zaten piyasa çok fazla takılmıyor. Diyelim ki Amerika’daki bu büyüme endişeleri çok açığa çıksa, Amerika’nın biraz daha likiditeye destek veren bir politikası olsa bütün bunlara hiç gerek olmaz, Türkiye’de ralli başlar. Moody’s’in tek başına etkin olduğunu düşünmüyorum. Ama bu algı yönetimini oluşturmak yönünde hepimizin, hem hükümetimizin hem de oyuncuların biraz daha dikkatli olması gerekiyor, biraz daha uzun vadeli düşünmemiz gerekiyor. Yabancı diyorum çünkü borsalarımızda bonolarımızda inanılmaz derecede yabancı oranı var, onların algısının negatife dönememesi gerekiyor. Türkiye’nin rakipleri var, rekabet içerisinde diğer ülkeler ile biz yabancı sermayeyi, uluslararası sermayeyi çekmeye çalışıyoruz.