Finansal Kurumlar Birliği'nden mesaj var

1 / 10

---

SERAP SÜRMELİ – FINANSGUNDEM.COM / ÖZEL HABER

FEDAKAR: Birlik için işinden değil, kendine ait olan özel zamanından harcıyor. Ama hiç yakınmıyor.

DİSİPLİNLİ: İş’ten Özel hayata, dünyaya yön veren kurumlardan daha programlı. 365 gün, saat gibi işliyor.

PAYLAŞIMCI: Ustalığını, tecrübesini konuşturuyor. Güçlü bir Birlik uğruna, pırıl pırıl ‘beyin’lerle bir araya geliyor, dinliyor, fikirlerini söylüyor. Düşüncelere değer veriyor.

SAVAŞÇI: Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin menfaatlerini asla ezdirmiyor. Koruyucu. Ekonomi yönetimine doğruyu, yanlışı anlatıyor. Geri adım atmıyor.

BİLİNÇLİ: Bir finansçı olarak radarları 24 saat açık. Güne nereden başlanacağını iyi biliyor. İlk olarak Finansgundem.com’u, Borsagundem.com’u okuyor. )

LİDER: Bu özelliklere sahip birinden zaten başka ne beklenir ki?!

Osman Zeki Özger’le birlikteyiz. Ama Vakıf Leasing değil, Finansal Kurumlar Birliği Başkanı şapkasıyla karşımızda.

Başkan’ı dinlerken, BDDK lisanslı 121 şirketin temsil edildiği, 6856 kişinin çalıştığı, aktif büyüklüğü 70 milyar TL’ye ulaşan, 750 milyon TL kar eden, yüzde 24 büyüyen dev bir çatının altında olmanın keyfine varıyorum. Çünkü hedefleri büyük… Üstelik ciddi görüntüsünün ardındaki esprili, güler yüzlü Osman Zeki Özger’i keşfediyorum. Bir de çok misafirperver, hakkını yememeliyim.
Sıkıntıları anlatırken arada ne kadar sert vurgular yapıyorsa, 3 sektörün önünü açacak çözümleri anlatırken tam tersine, o kadar neşeli ki. Tam bir ahenk abidesi…

Detaya geçmeden belirtmeliyim; faktoring ihracatta almış başını gitmiş. Çin’in ensesinde. Göğsünde dünya ikinciliği madalyası bulunuyor. Leasing, 7 yıldır kırılamayan 8.2 milyar dolar rekorunu kırdı, kıracak. Gün sayıyor…

İlk hedefiniz 2023, ileri…

“Aktörler mükemmel, hedef büyük” dedim ya, işte 2023, işte Özger. 500 milyar dolarlık ihracat için bu ülkenin ihtiyacı ne sizce? Güçlü bir finans sistemi değil mi? Zaten Osman Zeki Özger de bunu söylüyor. Başkanlığını yaptığı Birlik üyelerinin bu yolda yer alması gerektiğinde ısrarcı. ‘Uluslararası entegrasyona uygunluk’ ilk şartı. Hemen ekliyor: “Bir de düzenli bir karlılık mekanizması, şeffaf, sürdürülebilir bir büyüme olmalı.” Peki niye? Gözlerimin içine bakarak konuşuyor: “Ancak bu özelliklere sahip bir finans sistemi yaratırsanız, 500 milyar dolar hedefine ulaşırsınız.”

Kıssadan hisse, Finansal Kurumlar Birliği işin bunun neresinde? Merakıma yanıt geliyor. Sesindeki inanç ise güçlü: “Biz de 2023 vizyonunun bir parçasıyız. Madem 500 milyar dolarlık dev bir ihracatın olacağı bir ülkede finansın bir tarafıyız, o zaman…”

“O zaman”, fırtına öncesi sessizlik mi? Ben de derin bir soluk alıyorum. Eksiklik mi var, çatışma mı olacak dikkat kesiliyorum!? Özger’in babacan uyarısı odayı kaplıyor:  “O zaman bizim de iyi bir kanunumuzun olması lazım…”
Talep yüklü kelimeler havada ardınca koşturuyor. “Bu kanun uluslararası normlarda olmalı. İçine diğer ülkeler ile rekabet edilebilir alternatif ürünler konmalı.” Mesajı Ankara’ya e-postalıyorum.

Bankalarla aralarında bir kavga var mı?

Sektörün üç silahşörleri finansmanlarını nereye aktarıyor? Başkan adres olarak KOBİ’leri gösterirken aklıma takılıyor. Bankalar da KOBİ’lerin peşinde. Aralarında bir rekabet olabilir mi? “Bankalar bizim rakibimiz olamaz. Biz bankaların tamamlayıcı unsuruyuz. O yüzden kendimize ‘bankacılık dışı finans sitemi’ diyoruz”. Savaş ihtimali sıfır çekiyor. Ben de sözlerin altına kalın bir çizgi çekiyorum. Kenarına iliştiriyorum: “Kardeş kavgası yok”   

Onlar kendilerine FKB diyorlar ya, ben de onlara ‘küçük kardeş’ ismini takıyorum. Tam mevzuyu değiştirecekken ‘küçük kardeş’ bayrak açıyor! Bakın Özger Başkan ne diyor: “Bankaların edindiği kaynak kolaylıkları bizlere de sağlanmalı.”

Peki, niçin? Devam ediyor: “Bir banka kendine bankalararası piyasadan para alırken çok düşük kaynak kullanım bedeli ödüyor.  Yurt dışından kullandıkları kredilere ise hiç ödemiyor. Oysa biz bugün bir bankadan kredi kullansak, kullandığımız kredinin faiz oranının üzerinde bu bedeli ödemek zorundayız.”

Eyvah eyvah! Sanki bir yanardağ uyanıyor. Birazdan yakacak. Ama hayır, öyle olmuyor. Patlamıyor ama ‘uyarı’ ateşi sürüyor. Hem de karanlığı delen cinsinden. Konu aydınlanıyor. “Biz bunun bedelini müşterimize yansıtmıyoruz çünkü katlanıyoruz. Bankalar finansal kuruluş olarak geçiyor, biz ise o tanımın dışındayız” diye konuşuyor.

Finansgundem.com, Borsagundem.com hastası!

Bütün bunlar Osman Zeki Özger’in ‘FKB Başkanlığı’ tarafı. Ya günün diğer yanı? İç dünyasının kapılarını ilk kez bize açıyor Özger. Sırlarını paylaşıyor. Bir trekking sevdalısı. Müziği seviyor, canı çektiğinde piyanosunun başına oturuyor. İşte o an hesap yapan parmaklar hüner kesiliyor. Yaşamını yıllık planlıyor. O akışta ayda bir sinema, ayda bir dost yemeği, vazgeçilmez ikili.

Antitwitter’cı. Sosyal platformlara uzak ama interneti hep açık. Sabah gözlerini Finans Gündem ve Borsa Gündem’le açıyor. Ekonomi dünyasının nabzını tutmak, sermaye piyasalarında olanı biteni izlemek için iki güçlü siteyi gün boyu ‘tık’lıyor. Kendi söylüyor. Onun gazeteleri 6’ncı sayfadan başlıyor, 9’uncu sayfada bitiyor. 17.30’da herkes paydos derken ‘kepenkleri yeni açan’ ABD’yle gece mesaisi başlıyor. Nasdaq’ı kapatmadan uyumak haram. Türkiye başını yastığa gömerken,  o, 01.30’da hala FED yorumlarını dinliyor. Ne bir yorgunluk ne bir isyan! Hepsi de sorumluluk kapsamında. Kendine, işine, sektörüne ve ülkesine olan saygısından...

Çok faal. Çalışkan. Performans yüksek. Bu tempo onun ‘hayat ışığı’. FKB’nin ‘gönüllü’ Başkanı Osman Zeki Özger bu zor görevi başarıyla götürürken gücünü, beraberlikten alıyor. Sırrı, “Birlikten güç doğar”. Bu ona kan oluyor, can oluyor, yoldaş oluyor, cesaret oluyor; skor tabelası ‘zafer’ yazıyor. Karşısında selam durulacak bu bağlılığı da, birbirinin kuyusunu kazanlara e-postalıyorum.

Peki “Meziyet kutuplarda buzdolabı satmaktır?” neyin nesi? Açıklamayı da Osman Zeki Özger’e bırakıyorum...