Dijital girdap kimleri yutacak?

5 / 7

---

“HER ŞEY DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ KABUL ETMEKLE BAŞLAYACAK “

-Güvenli Veri Merkezi hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu konuda hangi kurum ve kuruluşlara hizmet veriyorsunuz? Yeni nesil ödeme şirketlerinden gelen bir talep var mı?

Onur Akın: Artık dijital çağa girdik ve her şey dijitalleşiyor. Bu çağın da getirdiği bazı gerçekler var. Bunlar bize bazen fırsat da sunabiliyor ama kimine göre tehdit de oluşturabiliyor. Bizim kendi içimizde yaptığımız bir çalışma var ve biz buna ‘dijital girdap’ dedik. Tabi ki bu dijital girdabın bütün sektörlere etkisi var. Yaptığımız çalışmada ilk sırada sektör olarak telekomünikasyon çok etkileniyor. Arkasından perakende, medya ve eğlence sektörü geliyor. Dördüncü sırada da finans gözüküyor. Dolayısıyla bir dijital girdabın içinde bütün sektörler ve bu tehditle karşı karşıya. Diyeceksiniz ki ne kadarı farkında? Ne yapıyor bu insanlar? Araştırma sonucunda üç tip ortaya çıktı. Birinci tip diyor ki, böyle bir şey yoktur. Ben günüme bakarım ve kendi sorunlarımla uğraşırım. Bunu söyleyenler yüzde 30. İkinci tip diyor ki? Evet var ve önlem alıyorum. Kendimi buna göre geliştiriyorum. Bu ikinci tip de yüzde 30. Bir yüzde 40 var ki onlarda diyor ki? Var ama tam ne olacağını anlamadım, bir bekleyip görelim diyor.

Bir kere bu dijital dönüşümü kabul etmekle başlayacak her şey. Bundan sonra ne yapmamız gerekiyor? Kendi alt yapımızı bu dijital dönüşüme hazırlayacak şekilde yapmamız gerekiyor. Bunun içinde veri merkezi de var. Bunun içinde başka teknolojiler de var. Ve bunların sonucu olarak ödeme sistemleri gibi uygulamalarda var.

Bu dijital girdabın bankalara etkisini düşündüğümüzde ise şöyle bir tehditle karşı karşıya kalıyor. Birincisi, büyük teknoloji devleri (Apple, Google) ödeme sistemleri yapıp o taraftan girmeye çalışıyorlar. İkincisi, bir elektronik ticaret şirketi diye yola çıkan Amazon, başka yerden geliyor. Sonuç olarak teknoloji devleri bir taraftan, küçük star-up’lar, fintech’ler bir taraftan pastadan bir şeyler koparmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bankalara böyle bir tehdit altında kalıyorlar. Peki bankalar bu durumda ne yapacaklar? Bir kere bankacılık her zaman lazım. Ama bu işi hep bankalar mı yapacak başkaları mı yapacak sorusu gündeme geliyor. Bankaların en iyi bildiği şey ne? Tabi ki finans ve bunun danışmanlığı. Bankalar, başkasının bilmediği teknolojiyle yapamadığını ben yapabiliyorum diyor. O yüzden de bankaların bunun üzerine gitmesi ve bu danışmanlığı müşterilerine en iyi şekilde yansıtmaya çalışması olacaktır. Bunun da iki tane sonucu olacak. Bir tanesi müşteri deneyimini artırmak, iyileştirmek. İkincisi, kendi verimliliklerini artırmak ki rekabet edebilsinler.

Biz 12 ülkede, 18-35 yaş arası akıllı telefon sahibi 7200 katılımcıyla sorular sorduk. Bunun sonucunda üç veriye ulaştık. Bir grup ‘bankam beni anlamıyor ve benim kişisel ihtiyaçlarıma cevap vermiyor’ dedi. İkincisi, “Dijital bankacılık uygulamalarından hoşlanıyor musunuz?’ sorusuna, katılımcıların yüzde 70’den fazlası çok ilgilerini çektiklerini söyledi. Üçüncüsü de dijitalleşmeyi başaran bankaların getirisi var mı diye baktık. Orada da yaklaşık 10-15 arasında karlılıklarında artış olduğunu hesapladık. Şimdi buna baktığınız zaman banka şunu demek zorunda. Madem teknoloji şirketleri bankalaşıyor o zaman bankalar da belki de teknoloji şirketleşmeye başlamaları lazım.

Biz Cisco olarak ne yapıyoruz derseniz? Biz de bu dönüşüme baş koymuş bankaların dönüşümlerine yardım edecek kendimize alanlar belirledik. Ağırlıklı olarak nesnelerin interneti, büyük veri, mobilite, video ve iş birliği çözümleri gibi alanlarda, bankaların müşteri deneyimini geliştirecek, onların verimini artıracak beraberce çözümler oluşturuyoruz.

Dolayısıyla biz veri merkezinde mutlaka güvenli olmasını, çevik olmasını ve uygulamalara duyarlı olmasını sağlayacak bir yapı kuruyoruz. Sanırım Türkiye’de 50’den fazla banka var ve biz neredeyse veri merkezi ve iş birliği çözümlerinde hepsiyle çalışıyoruz. Özelikle daha büyük bankalarla ağırlıklı çalışıyoruz.