Simitin Kralı Kavukcu’dan dev yatırım planı

5 / 9

---

FRANCHİSE ŞUBELERİN BİRÇOĞU NİÇEN KAPATILDI

Neredeyse çocukluk çağlarından kendisini tanıyan ortakları tarafından deyim yerindeyse göreve çağrıldığında Kavukcu’nun ilk yaptığı işlerden biri, aralarında Mehmet Tarakçı’nın akrabalarının da olduğu ve “artık sisteme zarar verir hale gelen” franchise şubelerin birçoğunu kapatmak oldu. “Franchise bedelinde sorun yaşıyorduk, üstelik aralarında dışarıdan ürün alan bile vardı” diye anlatıyor Kavukcu bu kararın nedenini. Ama hemen bir art niyet olmadığını da ekliyor: “Bunu ‘bizim’ mantığıyla yapıyorlardı. Çünkü en az bizler kadar onlar da bu Simit Sarayı’nın sahibiydi. O tarihte kim olursa olsun bir standart getirmek zorunda olduğumuza karar verdik. Çünkü tek bir gerçeğimiz olmak zorundaydı; o da Simit Sarayı... Akrabaya da aynı, yabancıya da aynı standardı uygulamalıydık.”

Kavukcu’nun bu kararın arkasındaki net duruşu, ilk senesinden olumlu sonuçlarını vermiş. Mehmet Tarakçı, “Hakikaten bir yıl içinde şirketi bütün o safralardan, tafralardan kurtardı. Kurumsal bir yapıya kavuşturdu. Bizi de ‘Abdullah şirketi batırıyor’ diye kimse aramamaya başladı” diyor. Kavukcu, bir taraftan şubeleri kapatırken diğer taraftan yenilerini açmaya başlamış. Bir yıl içinde 100 yeni şube açtıklarını söylüyor. Yeni şubelerin yarısına yakını franchise’, kalanıysa kendilerine ait. Bu noktada DenizBank’ın açtığı kredilerden ve Abdullah Kavukcu’nun sermaye birikiminden yararlanmışlar. Tarakçı koyduğu sermaye karşılığında Abdullah Kavukcu’nun istese şirkette daha büyük sermayedar olabileceğini ama bunu yapmadığını söylüyor. “Gerek görmedim” diyor Abdullah Kavukcu da, “Sonuçta bu işin bereketinin kimde olduğu belli değil. Beni her zaman desteklediler ve aramızda iyi bir ilişki var.”

Simit Sarayı, kurulduktan 10 yıl sonra gerçekleşen bu dönüşüm ve yeniden büyüme hamlesi sırasında yani 2013’te, birkaç yabancı özel sermaye fonunun dikkatini çekişti. Hatta o dönem gazetelerde ortaklığın son aşamaya gelindiğine dair haberler dahi çıkmıştı. Bu görüşmeler içinde Abraaj Capital ile son aşamaya kadar gelinmiş. Kavukcu, kendisinin Türkiye dışında Londra ve New York’ta mağazalar açmak isteğine karşılık Abraaj’ın düşüncesinin önce Türkiye’de büyüyüp yurtdışı büyümesine de Avrupa ve ABD’den önce Afganistan gibi ülkelerden başlamak olduğunu söylüyor. “Sonuç olarak baktığınızda 1,5 liraya simit satarak 100 bin pound dükkan kiraları çok görünüyor. Her yatırımcı ne kadar parası olursa olsun ‘bu kiraları nasıl çıkartacak, nasıl yapacak’ diye korkarak bakıyordu. Yani akıllarına yatmıyordu.” Abraaj’da da benzer bir durum olmuş (Abraaj Capital’in ortağı ve Türkiye masasının başındaki Selçuk Yorgancıoğlu bu konudaki sorularımızı yanıtsız bıraktı).