Ana SayfaRöportajlarBunlarınki din kardeşliği değil---

Bunlarınki din kardeşliği değil

1 / 4
Bunlarınki din kardeşliği değil
09 Mart 2014 - 11:52 www.finansingundemi.com

CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Hürriyet Gazetesi'nden Ayşe Arman’a son dönemde yaşadığımız süreci, kendiyle ilgili hiç bugüne kadar duyulmamış hikayesini anlattı...
Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Önümüzdeki günlerde yapılacak seçimler sadece birer seçim değil, bir rejim tercihi olacak…

 Neden daha aktif siyasette göremiyoruz sizi?

-Yoo ben aktif siyaset yapıyorum. Ama görünür olmak her şey demek değil. Ben bire bir ilişkileri seviyorum. İnsanları dinlemeyi, hukuksal konularda yardımcı olmayı, bildiğim konularda konuşmayı. Nutuk atmayı sevmiyorum. Ayrıca, “Güç; gürültülü ya da göz alıcı olmak zorunda değil” demiş bir düşünür ve buzdağı örneğini vermiş. Bir de şu var, ‘aktif siyaset’ denince algılanan ön sıralarda görünmek ya da liderin yanında sürekli fotoğraf vermekse, ben orada da yokum. Ama bu benim tercihim.

Bir hukukçu olarak, CHP’nin telefon dinleme ve kaset yöntemi üzerinden siyaset yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Telefon ve kaset siyasetini aslında AKP yapıyor. Hep yaptı. Başbakan sürekli bunlar üzerinden konuşuyor, polemiğe giriyor, meydanlarda sadece bunları anlatıyor. CHP eğer yöntemler hukuk dışıysa, bu yöntemlerle mutabık olmadığını elbette ortaya koymalı. Yolsuzluklarla da mücadele etmeli, bunları teşhir etmeli. AKP örtbas etmeye çalışırsa, CHP elbette örtülmemesi için elinden geleni yapmalı. Bazen dinsizin hakkından imansız gelir derler ya!

Başbakan’ın oğluyla konuşması iftiraysa, neden bu iftirayı somut delillerle kanıtlayamıyor?

-Devletin tüm olanakları elinde, muazzam bir kamu gücü var. Ama kanıtlayamıyor. Somut delil olsa meydanlara çıkmış, her 20 kilometrede bir miting yaparak, çoktan gözümüze gözümüze sokmuştu.

Sizce Başbakan, söylediği gibi seçimlerden birinci parti olarak çıkmazsa siyaseti bırakır mı?

-Başbakan’ın siyaseti hemen şimdi bırakması gerekir! Çok ağır suçlamalar var. Tarihe bırakacağı isme ve sıfata değer veriyorsa, görevden çekilip o suçlamalardan aklanmalı, isterse siyasete sonra dönmeli.

KANITLAR YETERLİYSE YÜCE DİVANLIK BİR ADAMDIR!

Bu son dönemde, hukuk, nasıl darmadağın edildi? Hukuk ihlallerini tek tek sayar mısınız?

-Önce ağır bir kadrolaşma dönemi, bir anayasa değişikliğiyle yargıyı tamamen ele geçirme. Muhalifleri susturmak için özel yetkili mahkemeleri kullanmalar, sahte kanıtlarla açılan davalarla masumların hayatını karartmalar, medya manüpülasyonuyla yargıyı yönlendirmeler, HSYK uygulamaları, baskıları ve telefon trafikleriyle yargı kararları verdirmeler. İhale yasasıyla sürekli oynayarak, Sayıştay ve teftiş denetimlerini engelleyerek iktidarın ve şeriklerin kar paylarını ve kazançlarını arttırma. Hatta futbolkulüplerine yargı eliyle ders vermeler… Yargı bağımsızlığı kalktı, iktidarın bağımsızlığı geldi. Her konuda bağımsız denetimsiz mutlak bir iktidar yaratmak için yargı kullanıldı. Hâlâ kullanılıyor. Bazı yargıçlar da ne yazık ki, buna alet oldu, oluyor. Bütün pis işleri yargıyı kullanarak yaptılar! ‘Eski darbeci’ler, cesetsiz cinayet teknikleri yani faili meçhullerle ülkeyi yönetiyorlardı. ‘Zamane darbecileri’ ülkeyi bir cezaevi işletmesi gibi yönetmeye soyundular. Yargı kararlarının piyasalara etkisi dışında bir şey, onlar için önemsiz. Yaşamlar, aileler, anılar, ölümler umurlarında bile değil…

Yargı kararlarını tanımamak ne anlama gelir? Başbakan’a Yüce Divan yolu gözükebilir mi?

-Yargı bağımsızlığını kabul etmeyen, dava takipçisi, ihale takipçisi olduğu izleni yerleşmiş bir başbakanın bir geleceği olamaz. O eğer kanıtlar yeterliyse, yüce divanlık bir adamdır artık. “Bizim günah işleme, suç işleme özgürlüğümüz var, müdahale edemezsiniz!” filan da diyemezler. Halka karşı suç işleyenler cezasını görmeli. Halkın parası, küfürbaz ihalecilere pay karşılığında peşkeş çekildiyse eğer, bunun bir karşılığı olmalı. Sokakta katledilen çocuklar için, “Emri ben verdim!” diyenler yargılanmalı. “Ben hukukum” diyorsanız bu tehlikeli bir diktatörlüktür. Bakın adaletsizlik, cinayetten farksızdır. Bu cinayete, halk bir yere kadar tahammül edebilir. Umarım yargılanır. Hem de kendi yarattığı adalet sistemi tarafından. Ya da bir gün, yurt dışından dönüşü için bekleşen arkadaşlarını boynu bükük bırakmaya karar da verebilir! Bilinmez.

ETİKETLER :
YORUMLAR (5)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Geo21 Mart 2014 09:05

    Bunların adaleti kendi menfaatleridir, menfaatlerine ,gelirlerine ,yiyiciliklerine bir dokunursun hemen adalet akıllarına gelir....Yoksa adalet kim CHP kim....

  • metin09 Mart 2014 21:17

    zamaniyla sende adalet dagitiyordun vah adalet sen kimlere kalmissin

  • tarih09 Mart 2014 21:16

    bir gün gelirde muhalefetinde kasetleri cıkarsa o zaman ne yapacaksınız

  • feriha09 Mart 2014 21:06

    alıştı artık milletimiz kasetlere artık tınnamıyor kimse inanmıyor ne kadar kaset cıksa nafile işe yaranıyor

  • reis09 Mart 2014 12:19

    vallahi adete chpnin içinde oldugu durumu anlatmış peki sarıgül aklandımı emine hanım soruyorum vatantaş olarak

BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri