Bankacılık sistemi kar etmezse ülke büyüyemez

1 / 9

---

SERAP SÜRMELİ – FINANSGUNDEM.COM

Spor ruhunda, bedeninde. Tam bir futbol tutkunu, sarı kırmızı renklerin aşığı. Maçları kaçırmıyor.  Aslanlar ordusunun imzaladığı o formayı bir mücevher gibi makam odasında tutuyor, yanından hiç ayırmıyor. Kung Fu, Kickbox ile içli dışlı olmuş, kaslarının her santimetrekaresi ‘Made in Uzak Doğu’ ile dolmuş. Bir de insanı maddiyattan kopartan, tarz yaratan motosiklet tutkusu var ki hiç sormayın…

Ama o bankacı…

Maslak’taki Odeabank Genel Müdürlüğü’ndeki makamında Finans Gündem’i konuk eden Hüseyin Özkaya, işindeki tecrübesi kadar, yaşam sevinciyle de farklı bir portre çiziyor. O sevincin sırları, spora, ailesine, sosyalleşmeye verdiği değerin içinde gizli. “Hayat güzel” hissini hapsettiği gözleri, yüzü, hep gülüyor. Yılların deneyimiyle takım performansını da iyi biliyor, bireysel kazancı da.  Bu kadar çok yeteneği tek bir kimlikte buluşturmuş kaç ‘banka patronu’ vardır bilmiyorum ama, onlardan biri, Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya tam karşımızda…

Tepeden tırnağa sportmen, usta bir bankacıyla sohbet ediyoruz. Genel Yayın Yönetmenimiz Kayhan Öztürk’le birlikte gündemi masaya yatırıyoruz. Merkez Bankası’nı, politikalarını, Erdem Başçı’yı, bankaların karlılığını konuşuyoruz. Kaçamak yok, yanıtlar cesur. Özellikle Merkez Bankası ve banka karlarına yönelik eleştirilere çıkışları ‘sert’ birer mesaj havasında.  Yabancı yatırımcıya bakışında tutucu yanı ağır basıyor. Zaten, “yabancılar geliyor” diye yaratılan olumsuz algıya şiddetle karşı çıkıyor, “Bunu bir türlü değiştiremedik. Yabancının gelmesi kadar Türkiye’ye yararlı bir şey olamaz” sözleriyle sitemini tüm dünyaya ilan ediyor.

Bankacılık-sermaye-kar üçlüsünü sahaya sürerken, hücumlara karşılık yeşil çimlerde bile görülmedik şekilde defans yapıyor. Tam bir koruyucu, sektörünü savunuyor.  “Bankacılık sağlıklı bir karlılık yürütemezse, karlılıktan kaynaklanan risk bütün diğer risklerin üstüne çıkar. Belli bir süre sonra sermaye yeterliliği de sıkıntıya girer ve yabancı yatırımcı gelmez” diye konuşuyor. Susmuyor, “Bankacılıkta komisyon olmasın, transferleri, havaleleri bedava yapsınlar, kredi kartlarını bedava versinler, her şey bedava olsun” diyenlere bir şubenin milyon dolarlık maliyetini ortaya koyarak yanıt veriyor.

Röportaj ilerledikçe, sorular birbirini kovaladıkça, ilginç detaylar da ortaya çıkıyor. Bazıları kişisel düşüncelerin,  bazıları kurumsal hizmetin değerini yansıtıyor. Mesela, bir bankanın, başka bankaların fonlarını satması gibi… Yaptıkları işi, “Banka, finansal ürünleri tüketicisine, müşterisine ulaştırmakla yükümlüdür. Bunu illa üretmek zorunda değildir” sözleriyle ifade eden Hüseyin Özkaya, “Odeabank bunu başlatana kadar her banka kendi fonunu satıyordu. Bizde şu an internet bankacılığına girip başka bankaların fonlarını alabiliyorsunuz” derken, sektörde bankasına farklılık getiren bu uygulamayı bir demet çiçek gibi sunuyor müşterilerine, rakiplerine…

Biz, ‘batık kredi’ dedikçe, o ‘sorunlu kredi’de diretiyor. Tarifte uzlaşma yok ama olsun! Kullandığı kelimelerden, sesindeki sakinlikten anlaşılan o ki zaten bu konuda çok fazla panik havasında değil. Ancak yine de “Odeabank olarak  ‘dikkatle yakından izle’ dediğimiz firmalarda artış var” uyarısıyla var olan bir sıkıntıyı bizimle paylaşıyor.

Moody’s bombası ise kesinlikle çok konuşulacak türden. Kredi derecelendirme kuruluşuna yönelik tepkilere çok farklı bir açıyla bakıyor. Özkaya’ya göre, Moody’s’e hesap sorması gerekenler, Moody’s reytingine bakarak Türkiye’ye yatırım kararı verenler…

Ve… Büyüme, cari açık, faiz, enflasyon, kur tahminine geliyoruz. Baştan söyledim ya, hiç kaçamak yok diye, burada da öyle. Tartışma yaratacak rakamları arka arkaya sıralıyor.

Biliyorum, dolar bandını, faiz oranını, cari açığın kaç milyar dolar olacağının beklentisini, usta bir bankacıdan duymak için heyecan içindesiniz.  Biliyorum, usta bankacının sırlarını öğrenmek için acele ediyorsunuz. Öyleyse buyurun içeriye… Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya’nın söylediklerine, bilinmeyenlerine…