Bankacılık sektörüne güven artıyor

1 / 8

---

Bankacılık sektörü giderek daha güvenli sulara yelken açıyor. Bunun önemli göstergelerden biri de ilk 100 kredinin toplam kredilerdeki payının düşmesi. KOBİ ve ticari bankacılıktaki büyümeyle kredilerdeki tabana yayılma sürüyor. Borsaya kote bankaların verilerine bakıldığında, son 5 yılda ilk 100 kredinin payının 3-8 puan arasında düştüğü görülüyor. Sektör genelinde 2014 sonunda ilk 100 kredinin payı yüzde 23 olarak gerçekleşti. Danışmanlar, bu oranın 2020'de yüzde 15-20'ye ineceğini düşünüyor.

İki seçim ve global dalgalanmaların etkisinde geçen 2015'in, yeni yıla en büyük etkisi bankacılıkta sorunlu kredilerin  yönetimi olacak gibi görünüyor, Bu nedenle banka yöneticilerinin 2016 yılında en önemli odağı aktif kalitesi olacak. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bu yıl önceliklerini sermaye yeterliliği, kârlılık ve aktif kalitesinin korunması olarak açıklayarak, "Plasman anlamında iki temel hedefimiz, ekonominin uzun vadeli gelişimini destekleyecek sektörlere yatırım yapmayı sürdürmek ve bunu yaparken aktif kalitemizi muhafaza etmeye devam etmek" diyor. Bu diğer tüm bankalar için de geçerli bir hedef...

Aslında bankalar, son 5 yıldır zaten bu zorlu döneme hazırlanıyor. Bu gerçeği bankaların kredi riskinde en önemli göstergelerden olan ilk 100 nakdi kredinin toplam nakdi krediler içindeki payından da gözlemlemek mümkün. 2010 sonunda 525 milyar TL olan toplam kredi büyüklüğü, 2015'in Eylül sonu verilerine göre neredeyse üç katına çıkarak 1 trilyon 482 milyar TL'ye yükseldi. Bu artışa rağmen Türkiye'de bankalar, kredi riskinde temkinli ilerlemeyi tercih etti. Öyle ki 2010 sonunda ilk 100 nakdi kredinin toplam nakdi kredi portföyünde payı yüzde 27 iken, EY'nin yaptığı hesaplamalarla bankacılığın yüzde 87'sini oluşturan 15 borsaya açık bankanın verileriyle 2013'te bu oran yüzde 22 düzeyine ve 2014 sonu itibariyle de yüzde 23'e geldi.