Bankacılık sektörü için çarpıcı açıklamalar

1 / 8

---

SERAP SÜRMELİ – FINANSGUNDEM.COM / ÖZEL HABER

Bir CEO’da aranan özellikler nedir? Sektörüne hakim olmak yeterli mi? Liderlik yeteneği tek başına zirveye çıkarır mı? Risklere karşı hızlı ve doğru karar alma vasfı o koltuk için ne kadar şans yaratır? Ya da ‘öğrenme çevikliği’ ne kazandırır?

Dünya artık küçük bir köy; iş yaşamı ise küresel… İç içe geçmiş iki gerçek… 5 kıtada şirketler birbirini izliyor, gözlüyor, üretiyor. Sahada açık yakalayan, arz talep yaratan alıp başını gidiyor. Başarının sırrı ekip ruhu belki ama ya o ‘tepede oturan’. Markasını yerel ve uluslararası rekabette dik tutmak için binbir yol arayan, kaşif ruhlu, beyni icat makinesi, zeki, donanımlı CEO’lar olmadan bir şirket nereye uçar? Bence bir yerlere çakılması daha kolay!!!

Peki, hedefleri olan bir şirket, güçlü CEO’suna nasıl kavuşur? Koç gibi, Sabancı gibi kendi içinden mi çıkarır? Ya da transfer ederken nelere dikkat eder?

İşte şu an bu sırrı fısıldayacak adrese, Taksim’e yürüyorum. Merak içindeyim. Korn Ferry’nin kapısını çalıyorum. Güler yüzlü bir hanımefendi karşılıyor beni. Adı gibi ‘yaman’ biri. Neslihan Yaman Akan. taze bir Korn Ferry’li… Şirketin ‘Finans Sektörü Sorumlusu’ koltuğuna oturduğu günler sayılı, daha yeni.

Korn Ferry, dünyaca ünlü bir ‘üst düzey yönetici yerleştirme’ şirketi. Bu işin yabancısı olmayan Neslihan Hanım ise Boğaziçi İşletme mezunu, denetimci, danışman, Arthur Andersen/Accenture tecrübeli, finansçılar ile sıkı fıkı,  sigorta sektörüne uzak durmayan bir isim. “Bana bir CEO gerek” diyen patronlara, örneğin Turkcell ve Vodafone gibi iki dev’e Serpil Timuray’ı, Süreyya Ciliv’i CEO olarak öneren Korn Ferry’de kritik bir vazife yüklenen Neslihan Yaman Akan’ın başarıya uzanmış elleri, artık finans sektörü ve private equity’lerin üzerinde…

New York borsasında işlem gören, 45 ülkede faaliyet gösteren, 3400 kişinin çalıştığı, Türkiye’ye 18 yıl önce giren, yıllık cirosu 1 milyar doların üzerinde olan Şirketin kazancının yüzde 60’ı üst düzey yönetici yerleştirmeden geliyor.  Geri kalan yüzde 40’ı da danışmanlık hizmetlerinden… 600 milyon doları bir kenara yazınca CEO, CFO, CRO önermenin ne kadar doğru ve önemli bir iş kolu olduğu da çıkıyor ortaya.

Zaten röportajımızın ağırlığı da bu noktada…

Türkiye'de telekom, banka ve sigorta sektöründeki üst düzey yöneticilerde aranan özellikler neler? Bir şirkete üst düzey yönetici yerleştirme nasıl oluyor? Talep firmadan mı geliyor? Onlar şirketleri izliyor da ‘iyi gitmiyor’ dediklerine CEO mu öneriyor? CEO’lar, CEO olmak isteyenler Korn Ferry’e CV mi bırakıyor? Kara kaplı defterde kaç ünlü isim yazılı? Türkiye’de, bugüne kadar kaç şirkete kaç üst düzey yönetici yerleştirmeye imza attılar? Ve çok merak edilen soru: Maaş+ikramiye+jestiyon paketi için CEO adına onlar mı pazarlık yapıyor yoksa işverenle yönetici adayını karşı karşıya bırakıp aradan mı çekiliyor?

Neslihan Yaman Akan’dan yanıtlar peşpeşe akıyor… Hepsi de dolu, samimi…

Ancak sizi bu konuşmayla buluşturmadan önce Akan’ın bankacılık ve sigorta dünyasına ait düşüncelerinden ‘kısa ama vurucu’ iki aktarma yapmak istiyorum.

“Bireysel bankacılıkta karlılığın düştüğünü görüyoruz” diyen Neslihan Hanım’a göre, KOBİ Bankacılık tarafında da rekabet çok fazla.  Genç nüfus ve trendlerin hakimiyetinde dijitale/mobile doğru kayış ise farklı bankacılık alışkanlıklarını doğuruyor. Varlıklı segment artışını ve BDDK kararlarını da ekleyince ufukta yeni bir kadro harekatının göründüğünü işaret ediyor: “Bankalar organizasyonel olarak daha verimli nasıl çalışabilir tarafına yöneleceklerdir. Artık tek bir genel müdür yardımcısına kayma durumu var. Risk, denetim ve uyum tarafında da müşteri odaklı süreçleri bozmadan ve gerekli risk ve uyum konularını dahil ederek süreçleri yapılandırabilen üst düzey CRO ve CFO ihtiyacı var…”

Neslihan Yaman Akan finans sektörüne yönelik ne kadar net ve çarpıcı bir projeksiyon yapıyorsa, aynı açıklığı, cesareti sigorta için taşıyamıyor. “Sigorta, çok kapalı devre bir sektör” diye konuşuyor. Ekliyor: “Çok fazla oyuncunun ve rekabetin olduğu bir alan. Oyuncu çok olduğu için de müşteriler genelde fiyat odaklı. Dolayısıyla sektörün ve müşterinin bu davranışları sigorta şirketlerinin yaratıcılığını öldürüyor…”

Sektörün ‘kurtuluşu’ ya da ‘dirilişi’ diyelim, sigorta dışı aktörlerin bu dünyada görev almasına bağlı.  Çünkü Akan çok farklı bakış açısının yeni bir yön getireceğine, bunu yapabilen şirketlerin ise gelecekte öne geçeklerinden emin… Zaten bunu da çok sıcak dile getiriyor: “Kalpten inanıyorum…”

Yönetici avcısı biri için “Buna kalpten inanıyorum” demesini önemsiyorum.

Her şey her zaman ‘tamamen duygusal’ (!!) değil…

Sizi Korn Ferry’nin ‘yeni savaşçısı’ Neslihan Yaman Akan’la başbaşa bırakıyorum.