<
Ana SayfaBankacılık'Bankacılığı 45 kat hızlandırdık'---

'Bankacılığı 45 kat hızlandırdık'

4 / 4
'Bankacılığı 45 kat hızlandırdık'
01 Kasım 2012 - 10:44 www.finansgundem.com

Bu raporların hizmetlerinizi ve performansınızı tanıtmanız adına oldukça yararlı olduğunu söyleyebilirsiniz?
Thomas Boele: Evet, çok güçlü bir pazarlama şekli. Sahip olduğunuzun teknolojinin altını çizdiği gibi müşterilerin de ilgisini çekiyor. Bugün sosyal medya ve basın alanında talep edilen hızı rakamlarla gösterebiliyoruz. Türkiye’de Olimpiyatlar esnasında milyonlarca insanın görmek istediği bir yarışı nasıl daha etkin ve hızlı bir şekilde izlenebileceğini anlatıyoruz. İnsanların nasıl düşündüğünü, ne beklediğini gösterdiğimiz gibi bir bakış açısı da oluşturmuş oluyoruz.
Bulut hizmetiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Thomas Boele: Bu alanda Akamai ile birlikte hareket ediyoruz. Akamai Google gibi birlikte çalıştığı şirketlerin veri depolarını kullanıyor. Biz veri merkezleri kullanmıyoruz.
Türkiye’den beklentileriniz nedir? Müşteri sayınızı ağırlıklı olarak Türkiye’de artırmak istiyorsunuz?
Serdar Yalçın: Riverbed’in Türkiye’deki faaliyetleri 2010’da başladı ve kısa sürede büyük bir hız yakaladı. Türkiye’deki genel tablo, veri performansı piyasası için son derece iyi. Türkiye’de sahip olduğumuz telekomünikasyon altyapısı, mobil uygulamalar, genç nüfus, tarihsel ve coğrafi özellikleri düşünüldüğünde, Türkiye’de her bireyin ulaşabileceği veri miktarı çok büyük. Büyük Veri’ye ulaşımda ve kullanılmasında çözümlerimizi sunmak adına Türkiye önemli bir piyasa. Hem Avrupa’nın hem de giderek kritik bir bölge halini alan EMEA’nın bir parçası. Müşteri sayımızda hızla artıyor. Hem kamu hem de özel sektörde performans yükseltmek isteyen çok fazla şirket bulunduğu için Türkiye’den beklentimiz çok yüksek.
Özelikle Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da birçok ülke Arap Baharı nedeniyle kamu ve özel sektör altyapılarında darbe aldı ve IT altyapılarını geliştirmeye çalışıyor. Böyle bir dönemde Ortadoğu ülkeleri ve Türkiye’yi nasıl bir tabloda yer alıyor?
Thomas Boele: Bana sorarsanız Türkiye bölgenin kaplanı. Genç nüfus ve büyüme hızıyla Türkiye’de başarı elde etmek isteyen potansiyel de artıyor. Almanya’da nüfus daha yaşlı. Ancak Türkiye’de bir şeyler yapmak isteyen insanlar çok daha fazla. Bölgeye genel olarak bakıldığında, özellikle nüfusun büyüme hızı göz önüne alındığında Türkiye piyasası gelecek için çok fazla başarı vaat ediyor. Arap Baharı’nın yaşandığı Libya ve diğer ülkelere gitme şansım olmadı ancak bu ülkeler için de büyük fırsat bulunduğunu söyleyebilirim. Eğer sahip olduğumuz teknolojiyi iyi sunarsak kritik bölgelerdeki insanlar da bundan oldukça yararlanmak isteyecektir.
IT ve mobil altyapısı olarak ülkeler arasındaki farklılığa kısaca değinmek gerekirse, İskandinav ülkelerini çok gelişmiş olduğunu söyleyebiliriz. Finlandiya kendi kendisine mobil yeniliklere adapte olmuş bir ülke. 3G altyapıları çok güçlü. Almanya’daki ise optik teknolojiler alanında önemli gelişimler yapılıyor. Kısaca bir ülkede sahip olduğunuz kaynakları belli bir alanda AR-GE’ye harcarsanız, insanlara faydalı olacak bir altyapı oluşturabileceğinize inanıyorum.
Yakın gelecekte şirketlerin bulut teknolojisine ve bahsettiğiniz IT dönüşümlerine adapte olabileceğini düşünüyor musunuz?
Thomas Boele: ABD ve Avrupa’da insanlar yeni teknolojilerle ilgileniyor. Ancak özellikle bu teknolojileri önceden kullanmaya başlamış olanlar bir sonraki adımları, gelişmeleri de yakından takip ediyor. Bugün aralarında çok büyük üreticilerin de yer aldığı büyük firmalar buluta geçmeyi planlıyor. Ancak bu aşamada bulut hizmeti sağlayıcıların ve yerel girişimcilerin, yerel yasalarla uyumluluğa dikkat etmesi gerekiyor. Firmalar bulut altyapılarını nasıl kuracaklarını, hangi uygulamalardan yaralanmaları gerektiğini, bu uygulamaları ve diğer hizmetleri kimden alacaklarını çok iyi belirlemeli.
Türkiye’de bu adaptasyon süreci nasıl? Şirketlere danışmanlık yaparken, bu teknolojiyi tanıtırken zorluk yaşıyor musunuz?
Serdar Yalçın: Şirketlerin sahip olduğumuz teknolojiler konusunda belli tereddütler yaşadığını görüyoruz. Büyük etkinliklerde, analiz şirketlerinin düzenlediği konferanslarda olsun, her zaman şirketlerin belli soruları sorduğunu görüyoruz. ‘Acaba bulut bilişim doğru tercih mi?’ gibi bir sürü soru hala soruluyor. Özellikle bulut bilişimde şirketler verilerinin güvenliği konusunda tereddüt besliyor. ‘Verilerimizi bir başka kurumun korunması altına vermek ne kadar mantıklı?’ diye düşünüyorlar. Bir diğer önemli soru da, verilerin buluta aktarılması halinde ne kadar kolay ve hızlı erişileceği konusundaki şüpheler. Ancak hem performans hem de güvenlik üreticileri bu şüpheleri ortadan kaldıracak çözümler sunuyor. Dolayısıyla Türkiye’de bulut teknolojisi kabul görmeye başladı, hatta televizyonda reklamlarına rastlıyoruz. Büyük firmaların kendilerini bu alanda öne çıkarması ve güvenlik ile performans çözümü sunan firmaların da beraber hareket etmesiyle, müşteriler güven kazanmaya başladı.
Karşılaştığımız bir diğer konulardan biri, maliyet. Müşteriler performans artacağı için bunun belli bir maliyeti olacağını düşünüyor ve bunu soruyor. Bunun cevabını, geri dönüş hesabımız veriyor. Bir şirketin işlemlerini hızlandırarak, yaptığı maliyeti ortalama 12 ayda geri dönüştürebiliyoruz. 12 ayda geri dönüşü olan bir IT yatırımını Türkiye’de sunmak da müşteriler için bir avantaj. Özellikle finans sektörü buna çok olumlu bakıyor. 12 aydan sonra Büyük Veri ve diğer tüm dijital işlemler üzerine çok daha rahat odaklanıyorlar. Teknolojimizi sunarken de maliyet hesabını yapıyor ve belli sürelerde yatırım maliyetinin ne kadar olacağını, geri dönüşümün ne zaman sağlanacağını gösteriyor. Böylece müşteriler ileriye dönük IT planlarını da çok daha rahat bir şekilde yapabiliyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster