Banka raporu 2017

5 / 22

---

Sonuçta her türlü olumsuzluğa rağmen Türk bankacılık sektörü 2017'yi beklentilerin üzerinde bir iyimserlikle geçiriyor ve yılı da bu şekilde kapatacak. İlk çeyrekteki ralli devam etmeyecek gibi görünüyor ancak yılsonunda karlılıkta yüzde 20'lere yakın, kredi hacminde de yüzde 15'ler civarında bir büyüme bekleniyor. Bu rakamlar her koşulda 2016 sonunda yapılan tahminlerin üzerinde. Zaten gelişen ülkelere yaşanan para akışında da bu rakamların etkisini yakından gördük. BİST 100

Endeksi 100 bin sınırını aşarak rekora imza atmayı başardı. Banka hisseleri de bu rekorun kırılmasında öncülük etti. Yılbaşından haziran sonuna kadar banka endeksi yüzde 30 artış sağladı.

Bankalar önümüzdeki dönemde faiz marjları, bilanço içi açık pozisyonlar, fonlama sorununa geliştirilecek çözümler ve maliyeti düşürecek verimlilik ile dijitalleşme konularında ter dökecek. Kamu bankaları bu dönemde özellikle kredilerde aldıkları sorumluluğu devam ettirecek zira kamular-da mevduatın krediye dönüşüm oram yüzde 110'lar seviyesinde. Kamuların kredi yarışında hala alacak yolu var. Üstelik dijitalleşme-de de özellerin gerisinde kalan kamuların bu alanlara yoğunlaşması verimliliği de artıracak ve sektör belki de beklenenden daha hızlı büyüyecek. Verimlilik ve dijitalleşme banka üst yönetimlerini o kadar meşgul ediyor ki görüştüğümüz bütün genel müdür-lerin, ısrarla bahsettikleri ve her bankanın yeni projeler hazırladığı, gelecek gördükleri alanın dijitalleşme olduğu anlaşılıyor.

Rekabet her zamanki gibi mevduatta yaşanmaya devam edecek. Bu yılın ikinci çeyreğinde başlayan ve faizleri Hazine tahvil faizlerinden bağımsız olarak hızlıca yükselten mevduat, fonlama çeşitliliği sorunu çözülmeden rekabetin ana unsuru olmaktan çıkmayacak. Ancak özellikle orta ölçekli bankaların mevduat faizi yarışında biraz frene bastığı ve verimlilik gibi konularda daha fazla ter döktüğü görülüyor. Üst ligdeki rekabetin ezici fiyat baskısı orta ölçekteki bankalar tarafından karşılanamayacak hale geldi. Bu nedenle orta ölçekli bankalar belki de hiçbir dönem olmadığı kadar 'niş' alanlara yönelmiş durumda.

Bu yıl fiyat rekabetinin yanı sıra bankacılığın da dönüşümden geçeceği yeni bir dönemin kapısı aralandı. KGF bu kapının açılmasında önemli rol oynadı. Evet, klasik bankacılık tabii ki devam edecek ancak hem bilanço limitlerine gelen hem de maliyet baskısını sonuna kadar iliklerinde hisseden sektör dijitalleşme ve şubeleşmenin yeni formülünü icat etmek zorunda. Bu yeni dönemin ilk denemelerini ise 2017 bitmeden göreceğiz.