10 yılda 6 kat büyüdük!

1 / 7

---

Mustafa Koç, Koç Holing'de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendiği 10 yılı geride bıraktı. Bu dönemde (2003 ve 2012 yılları ilk 9 ay karşılaştırıldığında) grubun toplam varlıkları 10.4 milyar dolar seviyesinden, 60.2 milyar dolar seviyesine yükseldi. Başkanlıktaki 10'uncu yılını değerlendirmek üzere Wall Street Journal Türkiye'ye özel bir röportaj veren Mustafa Koç grubun büyümesini borçluluk ve nakit seviyelerinin belirli seviyelerde tutulmasına yönelik politikalar izlenmesine ve riskleri çok iyi yönetmelerine bağlıyor. Ayrıca grubun dayanıklı tüketim, otomotiv, finansal hizmetler ve enerjiden oluşan 4 stratejik sektörün dışında yatırım yapabileceğini de dile getiriyor.
Mustafa Koç 10 yıldır Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor
Mustafa Koç döneminde Koç Grubu'nun toplam varlıkları 10,4 milyar dolar seviyesinden 60,2 milyar dolara (Bu rakamlar 2003 ve 2012/9 aylık) yükseldi. 10 yılı kısaca değerlendir misiniz? Hedeflediğiniz neleri yaptınız? Neleri yapamadınız?
Topluluk olarak son yıllardaki zorlu ekonomik koşullara rağmen her yıl büyümeye devam ettik. Büyümemizin anahtarı sürdürülebilirliğe, ölçek ekonomisine, teknolojiye, yenilikçiliğe ve markalarımıza verdiğimiz önem oldu. Koç Holding'in ve Topluluk şirketlerinin seçmiş olduğu iş modelleri her zaman uzun vadeli, kalıcı özellikte oldu. Topluluğumuzda, kısa vadeli fırsatlara odaklanmayı değil, ülke ekonomisine de katkı sağlayacak kalıcı yatırımları hayata geçirmeyi, sağlanan başarıyı da sürekli güçlendirerek geleceğe taşımayı hedefledik. Tüm işlerimize uzun dönemli bir perspektiften bakıyoruz. Bu nedenle uzun vadeli yatırım planlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.
2000'li yılların başında iş portföyümüzü yeniden yapılandırmaya başlayarak Türkiye'deki ve dünyadaki dönüşüme yıllar önce hazırlanmaya başladık. Yaptığımız büyük yatırımlar iş portföyümüzün yapısını önemli ölçüde değiştirdi ve çıtayı daha yükseltmemizi sağladı.
Küçük işleri devrettik
Topluluk için daha ufak çaplı kalan, otomotiv yan sanayi ve inşaat malzemeleri üretimi işlerini, konuların uzmanı olan tedarikçilerimize ve iş ortaklarımıza devrettik. Migros ve sigorta işlerimizi yüksek bir noktaya getirdikten sonra portföy getirimizi optimize etmek için portfoyümüzden çıkarttık. Bunların yerine büyük çaplı iki iş alanına yatırım yaptık. Biri UniCredit ortaklığı sonrası satın aldığımız Yapı Kredi Bankası oldu. Bankacılığın geleceği ve yüksek kar marjları bizi bu işte büyümeye yönlendirdi.
Diğer yatırımlarımızı da geleceğine çok inandığımız enerji sektörüne yaptık. Opet'in satın alınmasının ardından Türkiye'nin tek rafinerisi Tüpraş'ı özelleştirme sürecinde aldık. Yurtdışı gelirlerimizi ve çeşitliliğini, istikrarlı şekilde artırmaya devam ettik. Uluslararası büyüme için tüm iş alanlarımızda ortaya çıkan fırsatları değerlendiriyoruz. Bu konuya özel önem veriyorum.