<
Foto GaleriGündemTürkiye’de bankacılığın tarihsel gelişimi

Türkiye’de bankacılığın tarihsel gelişimi

17 / 18 Türkiye’de bankacılığın tarihsel gelişimi
12 Nisan 2021 - 11:06

 Banker krizinin ardından bankacılık sektörünün sorunları bitmemiş, yüksek faiz politikası nedeniyle artan maliyetler kredi faizlerinin de yükselmesine, toplanan mevduatın plasmanında sorunlar yaşanmasına yol açmıştı. 1983 yılı sonunda toplam mevduatın %86.5’ini kredi olarak veren bankalar, 1984 yılında % 74.8 ini verebilmişti. Mevduatı krediye dönüştürme performansı % 46 olarak hesaplanmıştı. Ayrıca, batık ve donuk kredi sorunları ve tahsili gecikmiş alacaklar bazı bankaları sıkıntıya sokmuştu. 1983-84 yıllarında bankacılık bunalımı sonucunda Hisarbank,İstanbul Bankası, Ortadoğu İktisat Bankası Ziraat Bankasına devredilmişti. Türkiye Bağcılar Bankasının bankacılık yapma yetkisi kaldırılmış, İşçi Kredi Bankasının faaliyetleri durdurulmuştu (Coşar, 1999). 1983 sonrasında hızlanan enflasyon banka kurma limitlerini aşındırdığından banka kurmak yeniden kolaylaşmış, zayıf bünyeli bankalar sektörü zora sokmuştu. Bunun üzerine, 1985 yılında Bankalar Kanununda yapılan düzenlemelerle banka kurmak yeniden zorlaştırılırken, sermaye limitleri yükseltilmiş, mevduat toplama biçimleri yeniden düzenlenmiş, bankerlerin halktan para toplamaları yasaklanmıştı. Bankerlerin ödünç para verdiklerinde uygulayacakları faiz oranları bankalardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştı. 1 Temmuz 1987 tarihinde bir yıl vadeli mevduatın faizleri yeniden serbest bırakıldı.Ancak 16 banka anlaşarak faiz oranını %48 olarak belirleyince faiz yarışı yeniden hızlanmış,bankacılık sektörü yeni bir krizin eşiğine gelmişti. Ekonomik durgunluk, seçim ekonomisi sonrasında 4 Şubat Kararları bankalara ağır yükler getirmişti; mevduat munzam karşılıkları disponibilite oranları ve faiz oranları yükseltilmişti. 1988 yılında bankacılık sektöründe karmaşa bitmemiş, Anadolu Bankası ve Türkiye Emlak Bankası birleştirilmiş, Türkiye Öğretmenler Bankası Türkiye Halk bankasına katılmıştı(Coşar, 1999). 1984 yılı sonrasında kamu harcamaları artmış, devletin borçlanma ihtiyacı emisyon yerine borçlanma yoluyla karşılanmaya başlamıştı. 1985 yılında devlet tahvili faizleri serbest bırakılmış, Merkez Bankası ihale yoluyla kamu kağıtları satarak finansman sağlamaya başlamıştı. Bu tarihten sonra devlet tahvilleri ve hazine bonoları bankaların önemli plasman alanlarından biri haline gelmişti. 1985 yılında İstanbul Menkul Değerler Borsası’nın yeniden açılması, 1986 yılında devlet tahvillerinin borsada satılması mali plasmanların alanını genişletmiş, finans kesiminin cazibesi giderek artmış, bankalar Merkez Bankası bünyesinde İnterbank’ı kurmuştu.1980 li yıllarda serbest piyasa düzenine kontrol mekanizmaları kurulmadan ve hukuksal yapıda gerekli değişiklikler yapılmadan geçilmesi bankacılık sektöründe sorunlara yol açmıştı. 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster