1960’lı yıllarda, faiz oranları enflasyonun altında belirlendiğinden, ikramiye çekilişleri tasarrufların bankalara yönelmesinde özendirici faktör olmaya devam etmişti.İkramiye uygulamasında vadeli tasarruf mevduatı vadesize göre daha çok teşvik edilmişti.Büyük bankalar yüksek miktarlarda ve çok sayıda kişiye ikramiye vererek, tasarruf mevduatlarını artırmaya devam etmişlerdi.3 Bankalar, şube ağlarını genişleterek, mevduat sahiplerine bankaya erişme konusunda kolaylık yaratarak, mevduat toplama yarışına, şube açma yarışını eklemişlerdi. Bu nedenle şube sayısı hızla artmış, 1961 yılında toplam şube sayısı 1716 iken, 1980 yılına gelindiğinde 5769’a ulaşmıştı. Şube sayısını artırarak mevduat toplamak, 1970’li yıllarda ikramiye çekilişlerinin önüne geçmiş, ikramiye çekilişleri yan bir araç haline gelmişti. Şube sayısının artması personel sayısının 32 binden, 125 bine çıkmasına yol açmış, bankacılık maliyetlerini yükseltmişti.4 1970’li yıllarda, bankaların ikramiye çekilişleri azalırken-, içeriği önemli ölçüde değişmişti. 1974 yılında Devlet Planlama Teşkilatı’nın önerisiyle ikramiyelerin en az % 10’unun yalnız Devlet Tahvili olarak dağıtılması şartı getirilmiş, gayrimenkul ikramiyeleri kalkmıştı. Merkez Bankası bankacılık maliyetlerini azaltmak üzere, 1975 yılında yılbaşı hediyelerini beş çeşitle sınırlandırmış. 1975 yılının sonbaharında ise, 1976 yılından itibaren tüm ikramiyeler ve yılbaşı hediyelerini kaldırmıştı(Tuğçetin ve Kurt, 1977;Tunçay,1993). Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda tasarrufların artırılmasına önem verilmiş,tasarrufu teşvik politikasının amacı gönüllü tasarrufları ve mali tasarrufları artırmak, ayrıca mali tasarrufların daha az likit aktiflere yönelmesini sağlamak olarak belirlenmişti.5 Kalkınma planları büyük ticari bankaları ve kalkınma bankalarını teşvik etmişti. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın birinci yıl programında küçük bankaların birleşerek güçlü kuruluşlar oluşturmaları konusunun araştırılması önerilmekte, 1950 li yıllarda görülen iflasların yaşanmaması için küçük bankaların büyüklerle birleşmeleri yönünde baskıların arttığı ifade edilmekteydi (Coşar, 1999). 1970 li yıllarda yaşanan iç ve dış sorunlar, 12 Mart Darbesi,Petrol Krizi, Kıbrıs Barış Harekatı, politik istikrarsızlıklar Türkiye ekonomisinin sorunlarını ağırlaştırmış, bankacılık sektörünü olumsuz etkilemişti. 1970 li yıllarda enflasyon hızlanmış,tasarrufa verilen faiz enflasyonun altında kalmış, vadeli mevduatta düşüş, vadesiz ve ticari mevduatta artışlar görülmüş, kaynak dağılımı bozularak yatırımlar altın ve gayri menkule yönelmişti. Enflasyon bankacılık sektöründe maliyet artışlarına neden olmuş personel, kira ve cari giderler artmıştı.Türk bankacılığının bir başka özelliği, 1960 lardan itibaren ekonomide özellikle sanayide iştiraklerinin artmasıydı. 1970 li yıllarda banka yönetimleri holdinglerce ele geçirilmeye başlanmıştı. Sanayi kuruluşları ve işletmelerin en büyük sorunu sermaye eksikliği, kredilerin pahalı olmasıydı, bazı özel sektör kuruluşları bu sorunu banka edinerek çözmeye çalıştı. 7129 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 38 inci maddesine göre bankaların en az yüzde 25 sermayesine sahip oldukları iştiraklere açacakları kredi oranında üst sınırın kaldırılması, bu süreci teşvik etmişti, 1979 yılında bu madde değiştirilse de yerel ve bazı küçük bankalar bazı holdinglerce satın alınmıştı. 1985 te holding bankacılığına bir sınırlama getirilse de 2001 krizine kadar yasal boşluklar nedeniyle bu konuda birçok sorunlarla karşılaşılmıştı.4. Yatırım Bankacılığı 1960 lı yıllarda bankacılık sektörü mevduat bankacılığı ağırlıklıydı, kısa vadeli krediler veriyordu. Kalkınma hedefi doğrultusunda bir yanda yeni kamu bankaları kurulurken,diğer yanda özel bankaların kurulması sınırlandırılmıştı. 1960 larda kamu ihtisas ve yatırım bankalarının sayısı arttı. Kalkınma probleminin yoğun ilgi çekmeye başladığı 1950'li yıllarda Dünya Bankası birçok az gelişmiş ülkeye bu ülkelerin ihtiyaç ve potansiyellerinin tespiti için heyetler göndermişti.
ÇOK BAKILAN GALERİLER
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.