Başbakan Davutoğlu, Ankara'da bulunan AB Konseyi Başkanı Tusk ile Çankaya Köşkü'nde bir araya geldi. Görüşmenin ardından Tusk ile ortak açıklama yapan Davutoğlu, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Sur ile ilgili çağrılarına tepki göstererek,  "Etnik ırkçılık ile Diyarbakır halkını ayaklandıramadılar şimdi de Cuma namazı gibi kutsal bir ibadeti kullanarak kendilerini halka yakın göstermek istediler. Diyarbakır'da tek hedefimiz kamu düzenini sağlamak" dedi. 

Davutoğlu ve Tusk'ın açıklamaları:

Davutoğlu:
Suriye'deki gelişmeler ve mülteci sorununu ortak bir mesele olarak ele aldık. Bu meselenin Türkiye ve AB'nin önüne gelmiş ortak bir mesele olmasında mutabıkız. Bunun bedelini Türkiye ve AB ödüyor. Türkiye'de 2 milyon 700 bin Suriyeli var. 

Türkiye, Suriye'deki mazlumlara yardım yapma konusunda hassastır. Dünyada modern dönemde görülmemiş bir göç dalgasına maruz kalmakla birlikte hiç kimseyi aç ve susuz bırakmamamıştır.

Türkiye, AB ile imzaladığı ortak eylem planına sadıktır.

Türkiye, mülteci sorununun çözülmesi için AB ile her türlü inisiyatifi geliştirmeye hazırdır. 

Türkiye'nin AB hedefinden herhangi bir sapma olmayacaktır. Çok kültürlü bir kıta olması bakımından büyük bir medeniyet projesidir. 

Tusk:
Her zamanki gibi verimli görüşmeleri sürdürdük. İşbirliğimizin bu boyutlara gelmesi için gösterdiğiniz emeğe teşekkür ediyoruz. 

Türkiye göçmenlerin çalışma izni ile ilgili bir adım attı. Suriye ile ilgili göçmenlere ayrılan kaynakların devreye sokulmasını sağlayacağız.

Suriye ile ilgili ortak çabalarımızı konuştuk. 

SORU-CEVAP
Tusk (Yasadışı göç): Bizim için önemli olan yasadışı göç akımını azaltabilmek. Biz herhangi bir rakam üzerinde anlaşmadık. Bu rakamlarla ilgili bir şey değil. Bu süreçle mücadele edebilmek. Türkiye ve AB son derece önemli çalışmalar yürütüyor. Biraz sabır gerektiriyor. Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Benim için her şeyden önemlisi iki grup arasında bir güven tesis edilmiş olmasıdır.

Davutoğlu (Demirtaş'ın açıklamaları): Her şeyden önce bütün provokasyonlara rağmen bu çağrılara kulak asmadan Diyarbakır'ın onuru için vakur bir duruş sergileyen hemşehrilerimize teşekkürü borç biliyoruz. Diyarbakır halkı bunlara yüz vermedi. Ben de her haftasonu bölgedeyim. Bölge halkı huzur ve istikrarın ne demek olduğunu çok iyi biliyor.

Ben Sur'u Demirtaş'tan çok daha iyi bilirim. Buna aşkla bağlıyım. Diyarbakırlı da bunu çok iyi bilir. Yapmak istediği şey, psikolojik ortam oluşturup gerginlikleri kışkırtmak. Bir anda Cuma Namazını hatırladılar. Marksist- Leninist bir örgüt. Fatih paşa Camii'ni yakanlar bunlar. Ezanları susturup birtakım marşlar söyletenler bunlar. Etnik ırkçılık ile Diyarbakır halkını ayaklandıramadılar şimdi de Cuma Namazı gibi kutsal bir ibadeti kullanarak kendilerini halka yakın göstermek istediler. Diyarbakır'da tek hedefimiz kamu düzenini sağlamak, herkesin hayat hakkını sağlamak. Bunu kim tehdit ederse buna karşı gerekli tedbileri almak.