Yazdır

Belek'te kuş uçurtulmuyor

Tarih: 14 Kasım 2015 - 07:26

Antalya’daki G20 Zirvesi’ndeki yoğun güvenlik önlemleri Bond sahnelerini anımsatıyor

Dünya liderlerinin buluşacağı G20 Zirvesi'nin mekanı olan Antalya Belek'te yoğun güvenlik tedbirleri dikkat çekiyor. Hülya Güler ve Merve Erdil'in Belek'teki olağanüstü güvenlik tedbirlerin anlattıkları haber Hürriyet'te yayımlandı. İşte o haber:

Dünyanı ekonomik ve siyasi açıdan en güçlü 20 ekonomisinin liderini bir araya getiren G20 Zirvesi, bugün katılımcı ülkelerin iş dünyası temsilcilerinin oluşturduğu B20 Zirvesi ile başlıyor. Aylardır G20 gündemi ile yatıp kalkan Antalya ve Belek’te günlük hayat adeta durmuş vaziyette. 12 Kasım akşamı vardığımız Antalya Havalimanı’nda, ilk etapta mümkün olan hemen her alana asılı G20 afişleri göze çarpıyor. Şehrin içinde ilerledikçe ve ‘kırmızı bölge’ olarak adlandırılan asıl etkinlik alanına ulaşmaya çalıştıkça ise yoğun güvenlik önlemlerinin ve bununla birlikte gelen keşmekeşin şehre hâkim olduğunu hissetmek mümkün.



Normalde 30-40 dakika süren Antalya-Belek yolculuğu 2 saate yakın bir süreyi alıyor. Bunun nedeni elbette sık sık yapılan güvenlik kontrolleri ve biraz da yeterli olmayan yönlendirme tabelalarından dolayı kaybolmamız. Peki, normalde yarım saat civarında sürmesi gereken Antalya-Belek yolculuğumuz nasıl 2 saati buldu? İşte liderlerin de içinde bulunduğu kırmızı bölgeye giriş serüvenimiz:

G20’YE VARIŞ SERÜVENİ

Basın mensupları havaalanından kırmızı bölgeye ring otobüs seferleri ile transfer ediliyor. Uçakta karşılaştığımız Civil 20 (C20) Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın daveti ile kırmızı bölgeye gitmeden önce Antalya’da bir restoranda C20 ekibi ile yemek yiyor, G20 Zirvesi’nde neleri gündeme getirmek istediklerini dinliyoruz. Aslında G20 maceramız tam da burada başlıyor. Yemeğe katılan 10’a yakın C20 üyesiyle, kırmızı bölgeye giriş izni olmayan bir araca biniyoruz. Aracın bizi kırmızı bölgeye giriş noktalarından birine bırakarak, oradan bu bölgenin dışında başka bir otele gitmesi gerekiyor. Ancak ne oluyorsa, işte bu giriş noktasını bulmaya çalışırken oluyor. G20 yönlendirme tabelalarını takip ederek yolda ilerlerken, gözümüze apartmanların çatılarında ve yol kenarında bekleyen güvenlik birimleri çarpıyor. Sniper’lar yolun kenarındaki binalarda konuşlanmış şekilde, adeta kuş uçurtmuyor. Yolun belli noktalarında polisler aracı durdurarak, içeridekilerin yaka kartlarını kontrol ediyor.

KIRMIZI BÖLGEYE GİRİŞ

Kırmızı bölgeye girişi ararken bir anda kendimizi bariyerlerin ve zırhlı araçların önünde buluyoruz. Takım elbiseli bir güvenlik yetkilisi hemen aracımıza koşarak, “Burası protokol girişi. Lütfen girişten uzaklaşın” uyarısı yapıyor. Birkaç saniye sonra da, yanımızdan hızla eskortlu bir konvoy geçiyor. Aracı girişten uzaklaştırırken, kırmızı bölgeye nasıl gireceğimizi soruyor ve “2 kilometre şu yöne doğru gidin” yanıtını alıyoruz. Ancak gösterilen yöne doğru 2 kilometre ilerlediğimize incecik topraktan bir patikaya varıyor ve “Acaba yanlış mı geldik” endişesine kapılıyoruz. Tam o sırada yanımızdan başka bir araç geçiyor ve onu takip etmeye başlıyoruz. Ancak toprak yoldan tıngır mıngır ilerlerken, gecenin karanlığında, bir aydınlık görme ümidiyle meraklı gözlerle etrafa bakıyoruz. Etrafta G20 Zirvesi’ne dair tek bir işaret görmeden, yavaş yavaş toprak yolun sonundan daha geniş bir asfalt yola çıkıyoruz. Bu sırada ana caddeye paralel bir noktada olduğumuzu fark edip, caddenin etrafındaki bariyelerde nöbet bekleyen polislerin yanına giderek, ana caddeye nasıl geçebiliriz diye soruyoruz. Polis doğrudan bariyerden geçemeyeceğimizi söylüyor. “Peki ana giriş noktasına nasıl gidebiliriz” diye sorduğumuzda ise “Ben Ankara’dan geldim, buraları bilmiyorum” yanıtını veriyor. İleride ateş yakmış, etrafında ısınmaya çalışan diğer polislere doğru ilerleyip, aynı soruyu onlara da soruyor, “Şu yöne doğru gidin” işaretini alıyoruz.

DİDİK DİDİK ARAMA

Tekrar levha olmayan, karanlık yollarda ilerleyerek, çocuk oyun parklarının içinden geçerek tam kaybolduğumuzu düşündüğümüz anda az ilerideki ışıkları fark ediyor ve kendimizi doğrudan ana giriş noktasına atıyoruz. Burada ise önce kimlik, sonra x-ray kontrolünden geçiyoruz. Hem bavullarımız, hem üstümüz, hatta laptoplarımız dahi açılıp kontrol ediliyor. Manikür makasları gibi her türlü kesici delici aletleri bu noktada çöpe attırıyorlar. Didik didik arandıktan sonra artık kırmızı bölgeye girmiş bulunuyor, bir “oh” çekiyoruz. Burada 50 kişi taşıma kapasiteli yaklaşık 150 otobüs hazırda bekliyor. Yani sadece ana giriş kapısındaki otobüslerin, aynı anda 6 bin kişiyi taşıma kapasitesi bulunuyor. Otobüsümüze biniyor ve kırmızı bölge içinde yer alan otelimize doğru ilerliyoruz. Henüz medya mensuplarının 10’a biri bile bölgeye varmış değil, fakat şimdiden Zirve başladığında nasıl bir kargaşa ve hareketlilik yaşanacağını çok net görüyoruz.

NEDEN KIRMIZI BÖLGE?

Peki “kırmızı bölge” ne anlama geliyor? Bu işaret, liderler ve onlara eşlik edecek heyetler bölgede bulunduğu sürece Belek’in uçuşa kapatılması, sivil araç ve giriş çıkışlarının yasaklanması ve Belek’te yaşayanlar dahil kimsenin münferit hareket edemeyeceği anlamına geliyor. Zirvede 1400’ü trafik ekibi 12 bin polisin yanı sıra, 11 bin personel de havalimanında karşılamadan Belek’te toplantıların yapılacağı otellere kadar pek çok alanda görev alıyor.

G20’ye özel yüz tarama sistemi

DEVLET başkanlarının yanı sıra yaklaşık 13 bin kişinin katılacağı zirve için alınan olağanüstü güvenlik önlemleri kapsamında kullanılan son teknolojilerden biri de 6.5 milyon TL’ye mal olan Yüz Tanıma Sistemi. Güvenlik amacıyla kameralarla çalışan bu sistem Türkiye’de ilk defa G20 Zirvesinde kullanılıyor. Sistem, kameralardan alınan görüntülerdeki veya fotoğraflardaki insan yüzlerini tespit ediyor. Ardından bu yüzleri veri tabanındaki bilgilerle kıyaslayarak yüz tanıma işlemini gerçekleştiriyor. Alınan görüntülerdeki insan yüzleri, şüpheli kişilerle örtüştüğünde ise alarm vererek, operatörü bilgilendiriyor. Yeni nesil yüz tanıma sistemi, tespit edilen yüzlerin aynı zamanda cinsiyetini ve yaklaşık olarak yaşını tahmin etme yeteneğine de sahip. Bu özellikler sayesinde, giriş-çıkışlar kontrol altına alınıyor, tespit edilen kişilerin girişleri engelleniyor ve bu şekilde kritik öneme sahip zirvenin güvenliği sağlanıyor. Ayrıca Zirvenin bilişim sistemlerine yönelik olası siber saldırılara karşı, teknolojinin tüm imkânlarının kullanıldığını öğreniyoruz. Siber güvenlik görevlileri, adeta bir siber güvenlik kalkanı oluşturduklarını ve güvenlik aşamalarını geçemeyen hiçbir verinin sisteme giremeyeceğini anlatıyor.

Gözler Kanada Başbakanı'nda

G20 Zirvesi, Kanada’nın yeni seçilen genç Başbakanı Justin Trudeau’nun da dünya sahnesinde ilk boy gösterişi olacak. Gözlerin, ABD Başkanı Baracak Obama kadar, Trudeau’nun da üstünde olması bekleniyor. Kanada basınında yer alan haberlerde, Zirvenin, dış politika konularında Başbakanı ilk defa liderlerle bir araya getireceği vurgulanıyor.

Yiyecek içecek gelemiyor 

Kırmızı bölge içindeki oteller yüzde yüz kapadite ile ancak olağanüstü güvenlik önlemleri altında çalışıyor. Otel yetkilileri güvenlikten kaynaklanan gecikmeler nedeniyle yiyecek içecek sıkıntısı yaşadıklarından şikayet ederken otellerdeki kuaförler ve her türlü mağazanın personeli içeri alınmıyor. Dolayısıyla katılımcılar kuaför ve diğer ihtiyaçları için güvenli bölgenin dışına çıkmak zorunda kalıyor.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/belekte-kus-ucurtulmuyor/457824