ABD Mali Araştırmalar Ofisi (OFR), ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artışına başlamasının küresel finansal piyasalar için risk oluşturduğuna işaret etti.

Bağımsız araştırmalar yapmakla yükümlü federal kuruluş, dünya piyasalarını değerlendirdiği aylık raporun ekim sayısını bugün yayımladı. Hisse senetleri, şirket tahvilleri ve gelişen ülke para birimleri gibi riskli finansal varlıkların, ekimde "ralli yaparak" önceki aylardaki kayıpların bir kısmını geri aldığı belirtilen raporda, bunda ABD ekonomisindeki zayıflamayla ötelenen faiz artış beklentilerinin önemli rol oynadığı kaydedildi.

"Rallinin katalizörü, Fed'in parasal sıkılaştırmaya başlamasına yönelik beklentileri erteleyen zayıf ABD iş gücü piyasası verileri olarak görünüyor. Olağanüstü derecede destekleyici para politikaları, riskli varlıkları küresel krizden bu yana destekledi. Bu ayki piyasa reaksiyonları da fiyatların hala destekleyici politikalara dayandığına işaret etti. ABD'deki mevcut varlık fiyat aralıklarının Fed'in aralık ile haziran arasında başlaması beklenen faiz artışıyla korunup korunamayacağı belirsizliğini koruyor" ifadelerine yer verilen rapordaki analizler, "Fed'in faiz artışının finansal piyasaların istikrarı için risk teşkil ettiği" şeklinde değerlendirildi.  

"Gelişen ülkelerin ekonomik temelleri zayıf"

OFR'nin raporunda, ayrıca gelişen ülkelerin para birimlerine ilişkin tespitlerde de bulunuldu.  

Çin'in para birimi yuanın ve varlık piyasalarının ağustos ayındaki devalüasyonu takip eden dalgalanmaları geride bırakıp, istikrar kazandığına değinilen raporda, diğer gelişen ülkelerin para birimlerinin de ekim başından bu yana yüzde 5 ila yüzde 8 arasında yükseldiği belirtildi.  

Buna karşın, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik temellerinin zayıflığını sürdürdüğüne dikkati çeken OFR, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) bu ülke grubuna ilişkin büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize ettiğini vurguladı.  

IMF, ekim başında yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda gelişmekte olan ülkelere yönelik 2015 ve 2016 yılı büyüme beklentilerini sırasıyla yüzde 4,2'den yüzde 4'e ve yüzde 4,7'den yüzde 4,5'e indirmişti.