İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar’ın, Merkez Bankası’ndan döviz borcu olan şirketlere 2.70 seviyesinden dolar satılması yönündeki talebi tartışmalara yol açtı. Hülya Güler'in Hürriyet'te yer alan haberine göre Çağlar’ın önerisi en çok uluslararası arenaya verilecek ‘kriz var’ sinyali açısından sakıncalı bulundu. “İş çevreleri endişesini, “Böylesi bir sinyal ülkenin kredi notunun düşürülmesine yol açabilir. Şirketlerin döviz borcu çok yüksek, bu sorun ciddiye alınmalı ama çözüm çok dikkatli üretilmeli” şeklinde dile getirdi. Ekonomi yönetiminin de sıcak bakmadığı bu öneriye ilişkin finans uzmanları ve siyasi partilerin ekonomi kurmaylarının değerlendirmesi ise özetle şöyle:

KURLA OYNANMAZ

İbrahim Turhan (AK Parti Milletvekili- eski Borsa İstanbul Başkanı):  “Bu önerinin yapılıp yapılamayacağı konusunda fikir belirtecek bir konumda değilim. Zaten söylediğiniz öneri için de doğru adres Merkez Bankası değil. Sadece şu değerlendirmeyi yapabilirim; kurun seviyesiyle asla oynamamalıyız. Yapılması gereken kurdaki oynakklığın yarattığı riskleri bertaraf edecek önlemler almak. Bugün diğer gelişmekte olan ekonomilerin de yaptığı gibi döviz piyasasındaki oynaklığın azaltıldığı, türev enstrümanların kullanıldığı bir takım önlemler alınabilir.”

SİVRİSİNEĞİ KOVALIYORUZ

Durmuş Yılmaz (MHP Milletvekili ve eski Merkez Bankası Başkanı):  “Piyasa ekonomisi gereği risk devletin üstünde değil, özel sektörün üzerinde. Bu öneride adres Merkez Bankası değil, Hazine olmalı. Kararı Hazine Müsteşarlığı verecektir. Ancak böylesi bir çözüm, ‘bataklığı kurutmak yerine, sivrisineği kovalamaya’ benziyor. Bu duruma neden olan uygulamalara bakılmalı. TL’nin değer kaybı oluşan güvensizlikten kaynaklandı. Önce güvenin sağlanması lazım. Zamanında kurun bu hale gelmesini önlemeye yönelik gerekli adımlar atılmadı. Şimdi sonuca çare arıyoruz. Bu özellikle uluslararası arenada ülkenin kredi notunun düşürülmesine kadar varacak çok ciddi sonuçlar doğuran, sakıncalı sinyaller veren bir uygulama olur. “ 

MUTABAKATLA OLMALI

Umut Oran (CHP eski Milletvekili): “İş dünyasından gelen bu istek aslında AKP’nin ekonomik çözümünün iflasıdır. Ancak yapılan bu önerinin birkaç açıdan önemli sakıncaları var. Öncelikle bu uygulamada kriter ne olacak, bunun netleşmesi lazım. 2.70’ten dolar hangi şirketlere verilecek? Bu konuda adaletin ve şeffaflığın sağlanması çok mümkün görünmüyor. Ama özel sektörün borcu artık sürdürülemez bir boyuta ulaştı. Bu konuda hiç bir şüphe Dolasıyla özel sektörün bu feryadını duymak ve etkili bir çözüm üretmek büyük önem taşıyor. Bunun için de Ekonomik Sosyal Koordinasyon Kurulu’nun toplanması ve bu konudaki çözümün tüm kesimlerin katıldığı bir mutabakat ile bulunması gerekiyor. Borcumuz yok, IMF’ye borç veriyoruz söylemleri yerini işte bu feryatlara bıraktı. Bu noktaya gelinmesine neden olan etkenleri ele alıp çözümü ona göre yapısal reformları hayata geçirerek sağlamalıyız.”