Suruç'taki katliamı milletçe lanetliyoruz
Tarih: 21 Temmuz 2015 - 05:59
Topladıkları yardımları Kobani'ye götürmek için Suruç'ta buluşan SGDF üyesi gençlere IŞİD'in gerçekleştirdiği kahpe saldırı Türkiye'yi yasa boğdu
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde dün öğle saatlerinde meydana gelen terör saldırısında ölenlerin sayısı artıyor. Dün akşam itibariyle saldırıda ölenlerin sayısının 31'e yükseldiği duyurulurken, hastanede tedavi görenlerin sayısı ise 40 olarak açıklandı. Başbakan Davutoğlu, saldırıyla ilgili oyarak DEAŞ'ı işaret ederken, saldırıda canlı bomba kullanıldığının ihtimalinin güçlü olduğunu ifade etti.
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde Amara (Güneş) Kültür Merkezi önündeki çay bahçesinde dün saat 11.50 sıralarında, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu mensubu yaklaşık 300 kişi ‘Kobani’nin yeniden inşası’ konusunda basın açıklaması yaparken, büyük bir patlama meydana geldi.
Korkunç patlama, bir görgü tanığının kamerasıyla saniye saniye tespit edildi. Buna göre, basın açıklamasının sürdüğü sırada, kalabalığın tam ortasında meydana gelen patlamayla, ortalık bir anda savaş alanına döndü. Patlamanın şiddetiyle çevredeki binaların camları da kırıldı. Suruç Belediyesi’ne ait araçlardan Türkçe ve Kürtçe “İkinci bomba ihtimali var” denilerek halkın patlamanın meydana geldiği çay bahçesi çevresinden uzaklaşması istendi. Bu arada eş zamanlı olarak Kobani merkezde de patlama meydana geldiği, ölen ve yaralananlar olduğu belirtildi.
20 KİŞİNİN DURUMU AĞIR
Sağlık Bakanlığı, patlama nedeniyle olay yerine 33 ambulans, 3’er UMKE ekibi ile helikopter ambulans sevk etti, çevre illerdeki hastanelerin yoğun bakım üniteleri de alarma geçirildi. Katliamda 23 kişinin olay yerinde, 7 kişinin Suruç Devlet Hastanesi’nde, 1 kişinin de Şanlıurfa Devlet Hastanesi’nde öldüğü belirtildi.104 yaralıdan 34’ü ayakta tedavi görüp taburcu edilirken, Şanlıurfa ve çevre illerdeki hastanelerde tedavisi süren 20 yaralının hayati tehlikesi devam ediyor. Kan bağışı ve olası ikinci bir patlama ihtimali anonslarının ardından Suruç’taki esnaf da kepenk kapattı. Esnaf, devlet hastanesinde yaralılar için kan bağışında bulundu. Bu arada yaralılar hastaneye taşınmaya çalışılırken, kültür merkezi bahçesinde bulunan çok sayıda cesedin üzerine ise gazete kâğıdı örtüldü. Jandarma da olay yerinin çevresinde güvenlik önlemi alarak polis ekiplerine destek verdi. Olay yerindeki cesetler daha sonra önce hastaneye ardından otopsi için Gaziantep Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Patlamayla ilgili soruşturmayı 4 savcı yürütüyor.
Aranan isimlerden mi
Kanlı saldırıyı düzenleyen canlı bombanın görüntülerine ulaşıldı. Kadının kimliğinin belirlenmesi için çalışmalar yürütülüyor. Saldırgan kadının MİT’in, “canlı bomba veya bombalı eylem yapabilir” uyarısı yaptığı 3 kadın eylemciden biri olma ihtimali olduğu belirtiliyor.
ANKARA’DAN EKİP
Saldırının hemen ardından Ankara’dan bölgeye özel ekip gönderildi. İstihbarat, terör, olay yeri inceleme, kriminal ve bomba uzmanlarından oluşan ekip, bölgeye geçti. Saldırıyla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü’nde de inceleme başlatıldı. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi gençlerin ilçeye gelişiyle birlikte bölgede üst düzey güvenlik önlemleri alındığı öğrenildi. İlçe giriş ve çıkışında da kontrol noktası oluşturan güvenlik birimlerinin, araç, üst aramaları ve kimlik kontrolleri yaptığı kaydedildi. Patlamanın meydana geldiği kültür merkezinde de polis ekibinin görevlendirildiği öğrenildi.
ÖNCEDEN PLANLI
Tüm bu güvenlik önlemlerine rağmen canlı bombanın nasıl “gözden kaçırıldığı” araştırılıyor. İlçedeki önlemlere rağmen saldırganın gözden kaçırılması soru işaretlerine neden olurken, saldırganın daha önce ilçeye giriş yaptığı, burada eyleme hazırlandığı ihtimali üzerinde duruluyor. Soruşturma kapsamında saldırganın bağlantılı olduğu kişi veya kişiler de araştırılıyor.
18 yaşında kadın canlı bomba
SALDIRIDAN hemen sonra bölgede toplanan güvenlik kamera görüntüleri incelendi. İlk incelemelerde saldırının canlı bomba eylemi olduğu netlik kazanırken, saldırganın da kadın olduğu görüntülerden belirlendi. Patlamanın ardından parçalandığı belirlenen kadın saldırganın kimliğinin tespiti için çalışmalar yürütülürken, elde edilen görüntülerden yüz tanıma sistemiyle de kimlik tespiti yapılmaya çalışılıyor. Bu arada canlı bomba eylemini yapan saldırganın 18 yaşında olduğuna dair iddialar da dile getirildi.
'1 hafta önce görüştük'
SURUÇ’un karşısında bulunan Suriye’nin Kobani kenti geçen yıl eylül ayında IŞİD militanlarının saldırısına uğrayınca büyük bölümü yıkıldı. Kobani’nin yeniden inşası için çalışmalara dahil olan kuruluşlardan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri Kobani’ye destek için kampanya başlattı. SGDF üyeleri, 20 Temmuz günü Suruç’ta toplanılacağını açıkladı. Grup, Türkiye’nin çeşitli kentlerinden önceki geceden itibaren Suruç’a gitti. Sabah Suruç’ta toplanan yaklaşık 300 kişi, ilçe merkezindeki Suruç Belediyesi’ne ait Amara Kültür Merkezi bahçesinde topluca kahvaltı yaptı. Grup, basın toplantısının ardından saat 12.00 sıralarında, Kobani’ye gitmek için Mürşitpınar Sınır Kapısı’na doğru yürüyüşe geçmeyi planlıyordu. Toplantı için HDP milletvekilleri de beklenirken, “Beraber savunduk, beraber inşaa edeceğiz” yazılı bir pankartın açıldığı sırada canlı bombanın kendini patlattığı belirtildi.
HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, patlamanın ardından, “Bu gençler 10 gün önce beni ziyaret etti. Kütüphane, hatıra ormanı ve park yapmak istiyorlardı. Kobani’ye geçiş için yardım istediler. Bir kısmı dün (önceki gün) Kobani’ye geçti. Kobani zaferinin 3. yılında yapılan bu saldırı çok planlıdır. Alçakça bir saldırıdır” dedi.
Sakallarını kestiler
HDP Şanlıurfa Milletvekili Leyla Güven, katliamın boyutunun çok büyük olduğunu ifade ederek, “Biz bu sınırların tekin olmadığını, IŞİD’in rahat hareket ettiğini söyledik. Onların kuaföre gidip sakallarını kestiğini yetkililere söyledik. Defalarca dile getirmemize rağmen önlem alınmıyorsa iktidarın payı büyüktür” dedi.
Suruç Belediyesi eş başkanı Zuhal Ekmen de yetkilileri “IŞİD çeteleri Şanlıurfa’da cirit atıyor. Bazı kafelerde buluşuyorlar” sözleriyle eleştirdi.
Ağzı yırtılmak istenen genç de var, 17 yaşında lise öğrencisi de
HAİN saldırı, Türkiye’yi yasa boğarken ölen ve yaralananların kimlik bilgileri doğrulanmaya çalışılıyor.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), üyelerinin üzerlerinde bulabildikleri kimlikleri de dikkate alarak acının listesini açıkladı:
Alper Sapan (19): Eskişehir’den Kobani’yi yeniden inşa için Şanlıurfa Suruç’a giden grubun içindeydi. Patlamada hayatını kaybettiği bildirildi.
Ferdane ve Nartan Kılıç: Bursa’da HDP milletvekili adayı olan Metin Kılıç, HDP Parti Meclisi üyesi olan eşi Ferdane Kılıç ile oğlu Nartan Kılıç’ı kaybetti. Kızı Sinem Kılıç da annesi ve kardeşiyle katıldığı basın açıklamasındaki patlamada yaralandı.
Cebrail Günebakan (24): Türkiye onu Adana’da, Kobani’de ölenler için kurulan taziye çadırına müdahale eden sivil polisin ağzına elini sokarak müdahale ettiği fotoğrafla tanımıştı.
Uğur Özkan: İstanbul Bahçelievler Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi üyesi.
Hatice Ezgi Sadet: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencisi. İstanbul Taksim’deki 1 Mayıs olaylarında gözaltına alınıp bırakılmıştı…
Koray Çapoğlu: Trabzon doğumlu, Trabzonsporlu Devrimciler üyesi Çapoğlu’nun sosyal medyada Gezi eylemleri sırasında yargılanan Çarşı Grubu üyelerine destek verirken fotoğrafları yer alıyor.
Okan Pirinç (17): Antalya Samandağlı lise öğrencisi.
ÇOCUK PARKI YAPACAKTIK
Suruç’taki bombalı saldırıdan yaralı kurtulan Fatma Edemen ve Uğur Ok, yaşadıkları dehşet anlarını Hürriyet’e anlattı. Fatma Edemen, çocuklar için park ve kütüphane yapmak amacıyla Kobani’ye gitmeyi planladıklarını belirterek, “Pankartın hemen arkasındaydım. Patlamada yere düştüm” dedi. Uğur Ok da “Birden bir alev yükseldi ve patlama sesi duyuldu” diye konuştu.
ANKARA Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Fatma Edemen, 30 kişinin öldüğü bombalı saldırıdan sağ çıkanlar arasındaydı. Edemen, patlama anına ilişkin şunları söyledi:
“İstanbul başta olmak üzere 6 ilden arkadaşlarımız otobüslerle Suruç’a geldi sabah saatlerinde. Kaymakamlığın izin vermesi halinde Suruç’tan Kobani’ye geçmeyi planlıyorduk. Oradaki çocuklar için bir çocuk parkı, kütüphane ve hatıra ormanı yapmayı hedefliyorduk. Bunun için Suruç’ta toplandık. Milletvekilleri ile birlikte heyetimiz kaymakamlığa izin başvurusu yapmaya hazırlanıyordu. Bu durumu kamuoyu ile paylaşmak için bir basın açıklaması yapmaya karar verdik.
YERDE PARÇALANAN BEDENLERİ GÖRDÜM
Ben basın açıklaması sırasında açılan pankartın hemen arkasındaydım. Basın açıklamamızın bittiği, açıklamayı okuyan arkadaşımız Oğuz Yüzgeç, katılımcılara teşekkür ettiği sırada birden patlama oldu. Ben yere düştüm, ancak bayılmadım. Hemen orada bulunan duvarın arkasına kendimi atmayı başarabildim. Patlamanın şiddetiyle kulağımın birinde duyu kaybı var. Her şey bir anda oldu. Ondan sonra yerde parçalanan bedenleri gördüm. Daha sonra yardıma gelen insanlar bizi sığındığımız yerden çıkardı.
HER TARAFTA POLİS VARDI BİZ ÖNLEM ALMAMIŞTIK
Sokakta polis araçları geziyordu. Çevrede, çok sayıda polis vardı. Bu nedenle özel bir güvenlik önlemi almadık. Böyle bir şey beklemiyorduk. Sabah ilçeye giriş yapan bazı araçlar polis tarafından aranmış, ama benim bulunduğum araçta herhangi bir arama, kimlik kontrolü yapılmadı. Çok sayıda arkadaşımızı kaybettik. Şu anda tek diyebileceğimiz şey, biz barış isteyen, çocuk parkı yapmaya çalışan üniversite öğrencileriyiz. Bunu yapmak isteyenler bile katlediliyor. Ben 22 yaşındayım ama grupta daha küçük yaşta arkadaşlarımız vardı.”
Yaralı kurtulan bir diğer isim olan Balıkkesir Üniversitesi öğrencisi Uğur Ok da gruptaki arkadaşlarıyla sabah erken saatlerde Amara Kültür Merkezinde bir araya geldiklerini ifade ederek, patlama anına ilişkin şunları anlattı:
ARKADAŞLARIMIZ HAYATINI KAYBETTİ
“Kobani’ye geçiş için kaymakamlıktan izin almak için bekliyorduk. Basın açıklaması bitmek üzereydi. Ben kenarda duruyordum. Birden bir alev yükseldi ve patlama oldu. Bombadan kopan parçalardan dolayı yaralandım. Çok kötüydü, bir sürü insan yaralandı, arkadaşlarımız hayatını kaybetti. Bizler farklı kentlerden gelen kişilerdik. İlçeye sabah erken saatte gelen araçlarda herhangi bir arama ve kontrol yapılmamış. Ancak benim içinde bulunduğum Ankara ve İstanbul aracında arama ve kimlik kontrolü yapıldı. Güvenlik görevlilerinden herhangi bir uyarı yapılmadı. Ancak bize ‘Kobane’ye geçişler kapalı, geçemeyeceksiniz’ dediler.”
Garip Çelik de dehşeti yaşamıştı:
“İstanbul’dan gelmiştik. Tam fotoğraf çekmeye çalışırken çok şiddetli bir patlama oldu. Cesetler her yere yayıldı. Cesetlerin altında kaldık, o derece şiddetliydi. Çok büyük bir kargaşa yaşandı. Kamera elimdeydi, insanlar şoka girdiler, sonra yaralılar taşınmaya başlandı. Ambulanslar çok geç geldi. Araçlar yaralıları almak istemedi, kargaşa çıktı. Polisler havaya ateş etti. Kitlenin tam ortasında oldu. İstanbul’dan birlikte geldiğim arkadaşlarım hayatını kaybetti.”
Kadir Ergün de “100 metre uzaklıktaydım. Cenazeler paramparça olmuştu. Kelimelerle ifade etmek çok zor” dedi.
HER YERDE TERÖRE LANET
HAİN saldırı duyulur duyulmaz terörü lanetleyen vatandaşlar sokaklara koştu. İstanbul’da protestonun adresi Beyoğlu’ydu. Protesto sonrası bazı kişiler taş, şişe atınca polis müdahale etti. Başkentte Kızılay’daki Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Merkezi önünde toplanan gruba HDP ve CHP’li vekiller de destek verdi. İzmir, Mersin, Van, Hakkari, Denizli, Adana, Şanlıurfa, Kayseri, Siirt, Eskişehir, Samsun, Antalya, Diyarbakır, Mardin, Kocaeli, Tunceli, Elazığ ve Kars’ta da protesto gösterileri yapıldı. (Hürriyet)
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/suructaki-katliami-milletce-lanetliyoruz/448578