Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, muhalefetin seçim vaatlerini  tenkit etti. Babacan, “Seçime girerken muhalefetin getirdiği  projelerin tamamı batmış Avrupa ülkelerinin durumuna getiren adımlar. Bu ülkeler, evvela batıyor sonra 'hangi yöntemle çıkarız' diye çırpınıyor.” dedi.
 
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) 15. Olağan Genel Kurulu’na katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın gündeminde seçim vaatleri vardı. Popülizmin tehlikelerine işaret eden Babacan,“Popülizmin hakim olduğu siyasi ortam Allah korusun zemini çabuk kaydırır. Bu çok tehlikeli, dikkat etmek durumundayız.” uyarısı yaptı. Avrupa'dan örnekler veren Babacan, şunları aktardı:
 
 “Bir görüşmemizde Angela Merkel açıkça ifade etti, ‘Başarımız Gerhard Schröder’in reformlarına bağlı’ dedi. Çünkü Almanya’nın başarılarında 10 sene evvel yapılan reformların payı var. Fransa reform yapamıyor ve toparlanamıyor. Schröder’e iktidarı döneminde ‘Bunlar güç reformlar, seçimler de geliyor, ne yapacaksınız’ sorusunu sordum. Amacının Almanya’nın iyiliği olduğunu ifade etti. Şu an Almanya Avrupa’nın en güçlü ekonomisi. Yakınlarda Alman Maliye Bakanı Schaeuble, Yunanistan’a gitti, onların temasları vardı. Oradan Ankara’ya geldi, sohbet ettik  ‘Ne yapıyor, ne ediyorsunuz’ diye. Yani doğru uygulamalara giden ülkeler paçayı kurtarıyor, popülizm esiri olan ülkeler ise bataklıktan kurtulamıyor. Şükür ülkemizde bu bilinç var. Halkımız, girişimciler, iyiyi ve kötüyü biliyor. Ama bunu dillendirmek, haykırmak gerek. Yani sessiz şekilde kanaat, ‘bu doğru, o yanlış’ yetmiyor. Doğruyu savunmaktan kaçınırsak, sessiz olursak o ülke popülizme kayabilir.”
 
Başbakan Yardımcısı, Türkiye’nin keyfi ekonomi uygulayamayacağını belirterek, “Çünkü cari açığımız var. Cari açığı dışarıdan finansman etmeliyiz. Bu çark da güven ve istikrarla döner. Bu olacak ki dışarıdan finansman gelsin. Dışarıdan finansman geldiğinde daha çok tasarruf olur, ihracat artar, cari açık kalmaz o takdirde yeni şeyler olabilir.“ ifadelerini kullandı.
 
“KUR OYNAMALARI HAYRA ALAMET DEĞİL“
 
Dünya ekonomisinin 2008-2009 bunalımından kurtulamadığından yakınan Babacan, pek çok ekonomide daralmanın devam ettiğinden dert yandı. ABD ve Avrupa merkez bankalarının aksi yönde adımlar attığını anlatan Ali Babacan, şöyle devam etti:
 
“Bu durum oynaklığı arttırıyor. Dolar ve Euro’nun birbirine göre sert şekilde dalgalandığını görüyoruz. Çok dar aralıklarla yüzde 5-10 kur oynaklığı oldu. Nisan ayında yaptığımız eğilim toplantılarında şunu gördük durumdan memnun olan yok. ABD de, Avrupa da, Japonya da ‘önümüzü görmekte güçlük çekiyoruz’ dedi. Bu kur oynamalarından nemalananlar var. Ama oynamalar fon kullananların, ithalat ve ihracat yapanların lehine değil, hayra alamet değil. Pek çok ülkede yapısal reformların yapılmaması bunun en önemli nedeni. Bir ekonomi tek başına merkez bankalarının baskınlığı ile yönetilemez. Burada pek çok ülkede hükümetlerin gerekenleri yapmadığını, güvenin olmadığını üzülerek görüyoruz.”