Seçim beyannamesinde “milli ekonomi” vurgusu yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) patronların “yerli malı zorunlu olsun” talebiyle karşılaştı.

Mithat Yurdakul'un Milliyet'teki haberine göre işadamları Davutoğlu’ndan Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet, Diyanet gibi kurumlara, istenen ürün olması halinde yerli malı zorunluluğu getirilmesini, ABD’nin “Buy American Act” (Amerikan malı kullan) yasası benzeri yasanın Türkiye’de de çıkmasını istedi.

Altın ve cep telefonunda kredi kartına taksitin geri gelmesini isteyen sanayici ve tüccarlar, medyada yorum yapan beslenme uzmanları nedeniyle de zor duruma düştüklerini ifade etti.
60 farklı sektörün temsilcisi Davutoğlu ve bakanlarla 8. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda bir araya geldi. Burada Davutoğlu’na sektör raporu sunuldu. Televizyonda yorum yapan diyetisyenlerden de şikâyet eden raporda, “Uzman olmayan kişilerin medyada tüketiciyi olumsuz yönde etkileyecek yanlış veya taraflı konuşmaları nedeniyle gıda mevzuatına uygun üretim yapan sanayiciler zor duruma düşmekte, tüketiciler ise yanıltılmaktadır.

Tüketicilerin güvenini kazanacak bağımsız ve tarafsız bir gıda otoritesi kurulmalıdır. İlköğretimde beslenme ve gıda güvenilirliği eğitimi verilmeli” önerisinde bulunuldu.

9 taksit istiyorlar

Raporda, kredi kartıyla yapılan kuyumcu harcamalarında taksit sayısının 4’ü geçemediği, cep telefonunda ise taksitin kaldırıldığı hatırlatılarak, şunlar kaydedildi:
“Kuyumculuk sektörünün en önemli satış kanalı kredi kartı ile gerçekleşmekte. Bu oran yüzde 75 civarında ve taksitli. Son tüketiciye yapılan satışların düşmesi, sektördeki küçük atölyelerden, perakende zincirlerine kadar herkesi etkilemekte.
Satışlardaki düşüş istihdamın azalmasına, firmaların kapanmasına neden olmakta.
Diğer sektörler içinde uygulanan mal ve hizmet alımlarındaki 9 taksit hakkı kuyum ve mücevherat sektörü içinde uygulanmalı.
Kredi kartlarıyla yapılan cep telefonu alımlarında taksit kaldırılırken, birçok sektörde 9 takside kadar izin verilmiştir.
Bu durum sektörde büyük ciro kaybına yol açmıştır. Diğer taraftan telefon operatörlerinin tarifeleri marifetiyle fatura üzerinden, telefon satışlarını taksitlendirebilmesi, küçük mağazalar karşısında haksız rekabete neden olmaya devam etmekte.”

‘SIM kart yapalım’

Raporda, cep telefonlarından bir defaya mahsus alınan 16.3 TL’lik telsiz ruhsat ücretlerinin kaldırılması ile de makine sayısının 1.3 milyon artışla 5.5 milyona, vergi tahsilatının ise yaklaşık 800 milyon TL’ye ulaşacağı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Makine ithalatının azaltılması, yurt içinde akıllı makina ve SIM kart üretiminin teşvik edilmesi, daha fazla vergi toplanabilmesi ve internetin yaygınlaştırılmasının sağlanması amacıyla, haberleşebilen makineler ile genişbant internet erişiminde kullanılan KA Band uydu terminal cihazlarından alınan telsiz ruhsat ücretleri kaldırılmalı.”

Gazda maliyet yansıtılsın

Raporda, devlet adına doğalgaz ithal eden BOTAŞ’ın, ithal doğalgazın maliyetini dikkate almayan bir fiyatlama politikası güttüğü öne sürülerek, “Hakim durumdaki piyasa aktörü olan BOTAŞ’ın doğalgazın fiyatlamasında maliyeti yansıtmasına yönelik düzenleme yapılmalı. BOTAŞ’ın pazar payı yüzde 80 gibi çok yüksek oranda seyretmektedir. BOTAŞ’ın piyasa payı azaltılana kadar öncelikle miktar devri süreci başlatılmalı, gerekirse kontrat devri sürdürülmeli ve süresi biten kontratlar özel sektör tarafından yenilenmeli” denildi.

Milli uçak 2019’da havada

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TOBB’da bir araya geldiği işadamlarına “yerli ekonomi” ve “gerçekçi ekonomik politika” vurgusu yaptı. Davutoğlu, milli bölgesel sivil ve askeri uçağının da ilk test uçuşunu 2019’da, uygulamayı da 2021’de hayata geçireceklerini kaydetti. Davutoğlu, seçimler yaklaşırken iktidar ve muhalefeti bekleyen iki tehlikenin bulunduğuna işaret ederek, “İktidarı bekleyen tehlike seçim ekonomisidir, popülizmdir. Nasıl olsa iktidarın, suyun başındayım, şu vanaları öyle bir açayım ki herkes biraz su içsin, sonra oyunu bize versin, sonrası Allah kerim... 90’lı yıllarda böyle yapıldığı için iktidarda olan partiler suyun başındayım düşüncesiyle suyu tükettikleri için daha sonraki dönemde ya iktidarı kaybettiler ya da iktidara geldiklerinde verdikleri sözü yapamaz hali geldiler. 8 Haziran günü o suyu da o kaynağı da kullanacak olan yine biziz. En ciddi ahlaki yozlaşma, ekonomide yapamayacağı sözü verip ya da iktidardaysa kısa dönemli hesap yapıp milletin uzun dönemli geleceğini riske etmektir” diye konuştu.

Davutoğlu, dün TOBB Sektörel Ekonomi Şurası’nda yaptığı konuşmada, “Niye biz 12 yılda her seçimi kazandık biliyor musunuz? Çünkü yapamayacağımız hiçbir şeyi vadetmedik, vadettiğimiz her şeyi de yaptık. Ekonomide en büyük tehlike irrasyonelitedir, akıl dışılıktır, mantık dışılıktır, hesaba gelmemezliktir” dedi.

‘Yerli çarpma testi pisti ve rüzgâr tüneli’

Rapora yansıyan diğer bazı talepler şöyle:
-  Müteahhitlere akreditasyon sistemi getirilmeli.  
-  Otomotivde Ar-Ge altyapısı yetersiz. Test pistleri, çarpma testi pisti ve rüzgâr tüneli kurulmalı.
-  Motorlu Taşıt Vergisi çevreyi az kirleten araçlara düşük uygulanmalı.
-  Şeker fabrikaları özelleştirilmeli, nişasta bazlı şekerde ithalat kotası kaldırılmalı.
-  Askeriye, emniyet, diyanet gibi belirli kamu kurumlarının alımları stratejik kapsamda değerlendirilmeli, istenen nitelikte yerli üretim kapasitesi bulunması durumunda yerli malı kullanımı zorunluluğu getirilmeli.
-  ABD ‘Buy American Act’(Amerikan malı kullan) yasası uygulamaları benzeri yasal düzenlemeler ülkemizde de hayata geçirilmeli.
-  24 saat yayın yapacak tarım kanalı kurulmalı.
-  Madencilik faaliyetleri Başbakanlık Genelgesi kapsamasındaki uygulamalardan muaf tutularak, mevcut mevzuata işlerlik kazandırılmalı.
-  Madencilik Bakanlığı kurulmalı.