Erdoğan: Ben Türkiye'nin muhtarıyım
Tarih: 08 Nisan 2015 - 13:17
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarlara yaptığı toplantıda gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarlara seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasından 'Türkiye muhtarı' olduğunu söyledi. Erdoğan Savcı Selim Kiraz'ın şehit edilmesiyle ilgili basın kuruluşlarını eleştirerek, "batı ülkelerinde böyle bir duruma asla şahit olamazsınız. Kapılarına anında hukuk eliyle kilit vurulur" dedi.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Sözlerimin hemen başında kaybettiğimiz değerli sanatçımız Kayahan Açar’a Allah’tan rahmet ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Kayahan kardeşimizi bir şarkısında ifade ettiği gibi şu güzel sözlerle hatırlayacağız “Ben Anadolu çocuğuyum, böyle geldim dünyaya. Pişman da değilim. Başakları ellerimle büyütürüm. Ben başaklar eğilir, ben eğilmem.” Bu milletin bu coğrafyanın kalbinin yüreğinin sesi nefesi olan Kayahan’ı bir kez daha rahmetle anıyorum.
FENERBAHÇE'YE GEÇMİŞ OLSUN
Fenerbahçe’ye yapılan silahlı saldırıyı da huzurlarınızda şiddetle kınadığımı ifade etmek istiyorum. Saldırıda yaralanan otobüs şoförümüze Allah’tan acil şifalar diliyorum. Fenerbahçe spor kulübümüze, sporcularımıza, taraftarlarımıza ve tüm milletimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Futbolun da esası centilmenliktir. Şiddetin hele hele silahlı saldırının olduğu yerde spor bitmiş yerine vandallık gelmiş demektir. Vandallık yapanlar kendi takımlarına değil tüm ülkeye ihanet ettiklerini bilmelidirler. Bu tür hadiselere karşı, gerek kulüplerimizin ilgili kurumlarımızın gerekli tedbirleri en kısa zamanda alacaklarına inanıyorum. Bu olayla ilgili de içişleri bakanlığımız yoğun bir çalışmayla şu anda kısmı olarak bazı delilleri ele geçirmenin yanında, bazı emarelerde gözaltında, bunlarla ilgili çalışmalar devam ediyor.
Ben 40 yılı bulan siyasi hayatımın tamamını milletimle birlikte geçirdim, aynı şekilde yoluma devam edeceğim. Burayı bir hizmet makamı olarak görüyorum, hakim otorite makamı olarak asla görmedim, görmüyorum. Milletimle arama hiçbir zaman aracı koymadım, koymayacağım.
Türkiye’nin ihtiyacı köşesine çekilip hiçbir şeye karışmayan değil tam tersine koşan terleyen çalışan bir cumhurbaşkanıdır. Türkiye’nin içerde ve dışarda tüm meseleleriyle ilgilenmek, görüşlerimi, tekliflerimi, eleştirilerimi ifade etmek, benim milletime karşı hem taahhüdümün hem sorumluluğumun görevidir. Cumhurbaşkanlığı makamına her şeyden el çekmek için değil, daha büyük hizmetler vermek için geldim. Beni yüzde 52 oyla bu makama getiren vatandaşım da inanıyorum ki aynı hassasiyet beklenti içinde.
Mahallesi ile mahalle halkı ile irtibatını kesmiş bir muhtar düşünülebilir mi? Ben de bunları Türkiye muhtarı olarak yapmanın gayreti içerisindeyim. Bunun için beni eleştireceklerse varsın eleştirsinler. Hiçbir iş yapamayıp bu eleştirilerden uzak kalmaktansa, çalışıp eleştirilere göğüs germeye devam edeceğiz.
"SEHİT SAVCI ÖNEMLİ MESAFE KAYDETMİŞTİ"
Mehmet Selim Kiraz odasına giren iki terörist tarafından şehit edildi. Öncelikle bu alçakça saldırıda şehit edilen savcımıza cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Şüphesiz bu olay bir çok bakımdan üzerinde durulması, dersler çıkarılması gereken bir hadisedir. Bir kısım basın yayın kuruluşlarının bu hadiseyi insanlığa ahlaka vicdana hakka hukuka sığmayacak şekilde verdiklerini ifade etmek isterim. Mağdurun değil teröristlerin yanında yer alan bu basın yayın kuruluşlarını şiddetle kınıyorum. Sayfalarını ve ekranlarını teröristlerin propagandalarına açan kuruluşlar, savcımızın şehit edilmesine ortak olmuşlardır. Teröristlerin bu eylemdeki amacının asla intikam olmadığı ortadadır. Bu savcımız, eyleme konu edilen failleri bulmaya çalışan, önemli mesafe kaydeden birisidir. Savcımızı öldürmenin eyleme konu edilen olayın aydınlığa kavuşturulmasına hizmet etmeyeceği de açıktır, ortadadır. Bu hadisenin amacı hadisenin karanlıkta kalarak, terör örgütlerinin meseleyi propaganda olarak kullanılmasını temin etmektir.
"KAPILARINA KİLİT VURULURDU"
Basın yayın kuruluşları da bilinçli olarak aynı amaca hizmet ediyorlar. Demokrasinin hak ve özgürlüğünün beşiği olarak kabul edilen batı ülkelerinde böyle bir duruma asla şahit olamazsınız. Kapılarına anında hukuk eliyle kilit vurulur. Türkiye’de çok yanlış bir durum var. Batı ülkelerinin de çifte standardını çok iyi biliyoruz. Kendi ülkelerinde en küçük bir harekete izin vermeyenler, sözüm ona demokrasi özgürlük adına hemen karşımıza dikiliyorlar.
Bir kısım basın yayın kuruluşlarının sürekli ortaya koydukları bir yaklaşımdır.
“BATIDAKİ GÜYA BASIN MESLEK KURULUŞLARI…”
Teröriste çiçek çocuk muamelesi yaparak asıl niyetlerini amaçlarını ifşa ediyorlar. Türkiye bu anlayışla yoluna devam edemez. Bu konuda mutlaka en azından batı ülkelerindeki standartlarına yakın bir uygulamayı bizde hayata geçirmeliyiz. Batıdaki güya basın meslek kuruluşları, insan hakları örgütleri tarafından hapisteki gazeteciler diye sürekli önümüze çıkartılanlar, işte bu tür teröristlerdir.
“ELİNE BİR TANE BASIN KARTI UYDURMUŞ DOLAŞANLAR BUNLAR”
Geçen geldiler ve içerdeki basın mensuplarının serbest bırakılması konusunu görüştüler. Dedim sizin basın mensubu dediklerinizin kim olduğunu biliyor musunuz? Bunlar polis bekçi katilidir, bunlar bankamatik soyguncusudur. Eline bir tane basın kartı uydurmuş dolaşanlar bunlar. Bunların mahkumiyetleri kesilmiş. Asker öldürmüşler, bomba atmışlar. Gazeteci diye bunları sıfatlandırıyorsunuz. Bunları malzeme olarak kullanıyorsunuz. Var mı başka diyeceğiniz dedim, hiçbir şey söyleyemediler. Tabi döndüler, aynı şeyleri yazdılar çizdiler. Kardeşlerim artık bu oyunları hep birlikte bozacağız. Şu anda yaşanan olayda ben bir açıklama yaptım. Yurtdışından geliyordum. Dedim ki ‘adalet saraylarına adliyelere giren tüm insanlar, buna avukatlar da dahil. Hepsi aranmalıdır’ dedim.
“EVET, HERKES ARANACAK, ARANMALIDIR”
Düşünebiliyor musun, vakanın olduğu günde hemen örgüt, dayanışma içinde olanlar adalet sarayına içeri girmek, bizi arayamazsınız, çantalarımızı arayamazsınız gibi ifadeler kullanmaya başladılar. Baro ve barolar, onlar da asla biz buna müsaade etmeyeceğiz dediler. Bu yargının susturulmasıdır dediler. Çok açık net olarak söylüyorum. Evet, herkes aranacak, aranmalıdır. Danıştay’da yaşanan olay olduğu zaman, hatırlıyorsunuz değil mi? Bunlar kıyamet koparmadılar mı o zaman? Mülteciler Danıştay mensubumuzu şehit etti dediler, arkasından yine bunlar çıktı.
Bizler bir şeye inanıyorsak bunun hakkını vereceğiz. Sen avukat mısın, dürüst müsün, tamam niye aranmaktan çekiniyorsun? X-rayden geç iş olsun bitsin. Vatandaş ne diyor, güvenlik güçleri görevini yerine getirmedi diyor, aramadı diyor. Hakikaten öyle. Sahte bir cübbe koltuğunun altında, bir diğerinin elinde şemsiye. İçeri giriyorlar, altı kat yukarı çıkıyorlar.
“SENİN YAPTIĞIN HAREKETLER ESKİ TÜRKİYE’DEYDİ, ARTIK YENİ TÜRKİYE VAR”
Ey baro başkanı, sende telefonla görüştün teröristlerle? Hangi neticeyi aldın? Hiçbir netice alamadın. Hani senin sözün çok dinleniyordu ya, alsaydın ya bir netice. Bu terörist terörist, bunu bileceksin, bunu göreceksin. Sende bulunduğun makam sebebiyle gazetelere çarşaf çarşaf ilan vererek ürkütemezsin.
Senin yaptığın hareketler eski Türkiye’deydi, artık yeni Türkiye var. sende bütün avukatları temsil etmiyorsun, yargı oylarının da üçte birini temsil ediyorsun. Adeta yargı adına konuşuyorum havasına da girme. Bunları milletçe çok iyi bilmemiz lazım.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/erdogan-ben-turkiyenin-muhtariyim/440412