Amerikan ekonomisinde iyileşmenin sürmesiyle Fed'in faiz artırımı için fırsat kollamaya başlaması, dolara olan talebin küresel çapta ivme kazanmasına neden oldu. Fed dışında kalan büyük merkez bankalarının, büyümeyi canlandırmak için Amerika’nın tam tersi politikalar izlemeleri güçlü dolar resmini pekiştirdi.

Faiz politikaları arasındaki farkın giderek daha da keskinleşmesiyle piyasalar özellikle Euro/dolar paritesinin geleceğini sorgulamaya başladı.

Dolardaki yükselişin sürmesi,, bankaların Euro/dolar beklentilerini düşürmelerine neden oldu. Goldman Sachs yıl sonu Euro/dolar tahminini 1,08'e, Deutsche Bank ile Barclays 1'e, TD Securıties ise 0,96'ya indirdi. Deutsche Bank'ın, paritenin 2017'ye kadar 0,85'e ineceğini öngörmesi de dikkat çekti. Doların Euro’ya karşı daha da değerleneceğine işaret eden bu tahminlerin, Fed'i nasıl etkileyeceği yeni bir tartışma konusu oldu.

FED İKİLEMDE

Financial Times’ta yer alan bir değerlendirmede, doların yükselişinin ABD Merkez Bankası'nı ikilemde bıraktığına işaret edildi. Buna göre, güçlü doların çokuluslu Amerikan şirketlerini baskı altında bırakacak olması, Fed'in karar alırken zorlanmasına neden olabilir. Ancak şimdilik Fed'den güçlü dolardan korktuğuna yönelik açıklama gelmedi. Son olarak Financial Times’a konuşan St. Louis Fed Başkanı James Bullard, şirketlerin kaygılarını anlayabildiğini, ancak bu firmaların kendilerini hedge etmeleri gerektiğini ifade etti.

IMF ENDİŞELENDİ

Öte yandan, merkez bankalarının "Fed ve diğerleri" olarak ayrışmasının IMF'yi endişelendirdiği ortaya çıktı. IMF Başkanı Christine Lagarde, para politikalarındaki ayrışmanın küresel ekonomi için bir risk oluşturduğunu söyledi. Berlin ziyareti sırasında konuşan Lagarde, Fed'in muhtemelen daha geleneksel bir politikaya döneceğini, diğerlerinin ise destekleyici politikaları sürdürdüğünü kaydetti. Lagarde, bu durumda aşırı miktarda dolar bazlı borçlanan ülkeler ve şirketlerin sıkıntı çekeceğini öngördü.