Yazdır
Analizde öne çıkan Perşembe günü ABD’li banka Citigroup’un Türkiye’nin en büyük ikinci bankası Akbank’taki yaklaşık yüzde 10 hissesini 800 milyon dolarla sattığı hatırlatıldı.
Yedi yıldır Türkiye’de var olan Citi’nin böyle bir karar almasının bir şeyler anlattığı söylendi.
Analize yazılı olarak demeç veren ABD Hazine Bakanlığı eski analistlerinden, şimdi Foundation for Defense of Democracies adlı kuruluşun başkan yardımcısı olan Dr. Jonathan Schanzer, “Türk finans sektörü için zor bir ya da iki yıl oldu” dedi.
Schanzer, “Bu aslında Davutoğlu’nun neden sürpriz bir şekilde New York’a gittiğini anlatıyor. Gergin bankacı ve yatırımcıları sakinleştirmeye çalışıyordu. ABD İçişleri Bakanlığı’na bile geleceğinden haberdar etmedi. Türkler şu anda panik modunda” diye devam etti.
EN RİSKLİ GELİŞEN ÜLKELERDEN BİRİ
Bir yatırım şirketi olan Deltec International Group, Türkiye’nin şu anda en riskli gelişen ülkelerden biri olduğunu, bunun nedeninin ise yüksek cari açık, düşük döviz rezervleri ve kısa vadeli dış borçlarla, zayıf iç talepten kaynaklandığını söyledi.
Analize göre, Bu Türkiye’nin Rusya ve Venezuela ile aynı kefeye konması anlamına geliyor ve 2015’in başından bu yana Türk Lirası yüzde 10’un üzerinde değer kaybetti.
SORUNLARIN BÜYÜK KISMI SİYASİ
Analizde, Türkiye’nin sıkıntılarının büyük kısmının siyasi olduğu da ifade edildi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da gönderme yapıldı.
Analizde Erdoğan için, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir zamanlar demokratik ve piyasa yanlısı olması bekleniyordu. Artık değil” denildi.
Devamında, “ Birçok analist, Erdoğan’ın Merkez Bankası politikasına dikte etmesinden endişeli. Lira bu hafta değer kaybederken, Meclis üyeleri televizyona çıkıp sakin kalınmasını söyledi ve liranın “kendi dengesini bulacağı” konusunda ısrar etti. Aynı şekilde, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci liradaki sıkıntılar için Merkez Bankası’nı suçladı ve TCMB’nin faizleri yeteri kadar yükseltmediğini belirtti” ifadelerine yer verildi.