Yazdır

Türk Lirası nasıl kurtulur?

Tarih: 03 Mart 2015 - 11:54

Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değerini düşürüyor. Peki Merkez Bankası'nın bunun için silahları ne?

Merkez Bankası'nın üzerindeki faiz baskısı ve ağır eleştiriler Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değerini düşürüyor. Doların önceki aya göre yüzde 4.5 değer kazanmış olması bir yana Merkez Bankası günlük dalgalanmalarla da mücadele etmek zorunda. Peki bunun için silahları ne? Hürriyet gazetesi ekonomi yazarı Uğur Gürses bugünkü köşesinde bu konuyu kaleme aldı. İşte Gürses'in o yazısı;

Merkez Bankası üzerindeki 'faiz indir' baskısı devam ediyor ve bunun mali piyasalardaki sonuçlarıyla baş etmek yine Merkez Bankası'na düşüyor. Bunların başında da döviz kuru var. Döviz kurunun bir önceki aya göre yüzde 4.5 oranında yukarıda olması bir tarafa, hem günlük dalgalanma, hem de gün içindeki dalgalanma bandının geniş olması bir taraftan döviz yükümlülüğü olanlar için, diğer taraftan da ithalatçılar için (ki önemli bir bölümü ara malı ithal eden ihracatçılar) çok yıpratıcı bir hale geliyor.

Peki, bununla Merkez Bankası nasıl baş edebilecek? Merkez Bankası'nın elinde iki tür 'silah' var; biri TL üzerinden kullandığı likidite politikası ve faizler, diğeri de döviz satım araçları.

FAİZ ARTTIRDI

Merkez Bankası yönetimi 2013'de ve 2014 başında gördü ki; TL faiz ve likidite silahını kullanmadan döviz silahı fazla işlemiyor, kur çalkantısı ile baş edilemiyor. Faize ellemeden döviz satarak baş etme çabası, sonunda rezerv kaybı ve buna dair endişelerin artmasına yol açıp, kendini besleyen bir sürece dönüşüyor. 2013 ve 2014 başında TL üzerinden kullanılabilecek araçları geri planda bırakarak, döviz satışına yüklendi. Gerek döviz satış ihaleleri, gerekse doğrudan döviz satarak müdahale etmeye çalıştı. Başaramadı. Sonunda 2014 Ocak sonunda faizleri 5 puana yakın artırmak zorunda kaldı. Bu, kurların gerilemesine yol açtı. Altı ay nefes aldırdı. Geçtiğimiz hafta tavan faizi 0.50 puan düşüren Merkez Bankası, bir taraftan da kuru frenlemek için kullandığı önemli bir aracın 'dozunu' da düşürmüş oluyordu. Oysa Ocak 2014'te kuru frenlemek için 4.25 puan yükselttiği araç tam da buydu; gecelik borç verme faizi olan tavan faizdi.

Her kur çalkantısında günlük olarak yüzde 1-1.5'luk kur artışları sıklıkla karşılaşılan bir durum olmaya başladı. Bu da o anlarda, yıllık yüzde 7-8'lik bir faizi olan TL'den vazgeçmeyi cazip kılmaya başladı. Merkez Bankası cuma günü, döviz satım ihalelerinde yeni bir yönteme geçti; ertesi gün ihale ile satacağı döviz miktarını açıklayacak, ertesi gün ise bunu yüzde 50 artırabilecek. Örneğin geçtiğimiz cuma günü, bugün için 40 milyon dolar satış yapacağını ilan etti. Bugün bu tutarı 60 milyon dolara çekebilecek. İşin doğrusu, bunun çok da bir önemi yok. 2013 ve 2014 deneyimi gösteriyor ki; Merkez Bankası'nın para politikasındaki aksak tarafı düzeltmeden, döviz satışıyla kur çalkantısını normale çekme olanağı olmuyor.

2010 sonrasında üç büyük döviz kuru çalkantısı oldu; birincisi 2013 Mayıs sonunda Fed'in para politikasında normalleşmeye yani parasal genişlemeye son verme, faizleri artırma patikasına gireceği belli edildiğinde çıktı. İçeride her şey paranoya ile karşılandığından, bu kur hareketi Gezi çerçevesinde sanıldı. İkincisi ise bu çalkantıdan 7 ay sonra 2014 Ocak ayında zirve yapan kur dalgalanması ile oldu. Bunun nedeni yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ile devamındaki siyasal krizdi. Üçüncüsü de ocak sonunda Merkez üzerinde başlayan ve 7 kez tekrarlanan siyasal baskı ile gerçekleşti.
 
Faiz 4 ayın, dolar tarihi zirvesinde
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası'na yönelik eleştirilerinin yanı sıra ekonomi yönetiminin geleceğine ilişkin endişeler dolar ve faizde yükseliş yaratmaya devam ediyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın istifa edebileceklerine ilişkin iddialar her ne kadar yalanlanmış olsa da piyasalarda yaklaşan seçimlerin ardından her ikisinin de görevine devam edip etmeyeceği belirsizliğini sürdürüyor. Dolar dün güne 2.5060'tan başlarken hızlı bir yükselişle 2.5230 ile tarihi seviyelerine yükseldi. Merkez Bankası'nın 50 milyon dolarlık satım ihalesinin ardından ise 2.51-2.52 lira seviyelerine geri dönüldü. 2 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi ise yüzde 9.02'ye çıkarak yaklaşık 4 ayın en yüksek seviyesini gördü.
 
TANSİYON YÜKSELEBİLİR
 
Reuters'e konuşan bankacılar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yurtdışı gezisinden dün gece geç saatlerde beklenen dönüşü ile birlikte piyasanın yeni açıklamalara ve Merkez Bankası Başkanı ile gerçekleşecek olası görüşmelere odaklanılacağını söylediler. Erdoğan, faiz politikası nedeniyle eleştirdiği Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın kendisiyle görüşme talebi olduğunu belirterek, Başçı'yı çağırıp konuşacağını söylemişti.
HSBC Hazine Grup Başkanı Fatih Keresteci, Reuters'e yaptığı açıklamada "Bu açıklama piyasalardaki tansiyonun yüksek kalmaya devam edeceği anlamına gelmekle birlikte piyasaların dikkatini olası bir Erdoğan-Başçı zirvesine yöneltecek ve bu bağlamda birçok olumsuz senaryonun yazılmasına sebebiyet verebilecek. Nihayetinde faiz indirim çağrısıyla başlayan bir süreç ne yazık ki faizlerin çok fazla artırılmasını gerektirecek bilinmez bir mecraya doğru sürükleniyor" dedi. Keresteci, sürecin seçim sonuçları belli olana kadar netleşmesini beklemediğini de sözlerine ekledi.
 
DALGALANMALARDA NE OLDU?
 
2013 ortasından bugüne uzanan bu her üç dalgalanmanın boyu çok yüksek ve birbirine yakın.

Mayıs 2013

İşte 2013 Mayıs, 2014 Aralık ve son bir yıllık tablo verileri şöyle; Mayıs 2013-Kasım 2013 arası altı aylık dönemde Merkez Bankası döviz satım ihalelerinde miktarları yarım milyar dolar seviyesine çıkarmasına karşın kuru dizginleyemedi. Yüzde 6-6.5'luk faizle piyasaya para veriyordu. Tavan faiz ise yüzde en yüksek yüzde 7.75'de idi. Bu dönemde rezervlerden 13 milyar dolar eritildi.

Aralık 2014

Aralık 2013-Şubat 2014 arası üç aylık dönemde Merkez Bankası 3.1 milyar dolarlık doğrudan müdahale dahil 11.4 milyar dolar sattı. Kabaca yüzde 7 ile piyasaya para veriyor, tavan faiz de yüzde 7.75'de tutuluyordu. 23 Ocak 2014'te yaptığı 3.1 milyar dolarlık doğrudan müdahale, rekor düzeyde bir miktar olmasından değil, devasa bir miktarla kurları bir kuruş geriletemediği için en başarısız döviz müdahalesi olara tarihe geçti. Nitekim haftasına yüklü faiz artırımı geldi.

Faİz artırım sonrası

Faiz artırımı yapılan 28 Ocak 2014 sonrasını izleyen bir yıllık dönemde Merkez Bankası 10-60 milyon dolarlık döviz satım ihaleleri yapmaya devam etti. Kur baskısının olduğu dönemlerde faizleri yüzde 11-12'de olan tavan faize yaklaştırarak kuru dizginlemeye çalıştı. Son bir yılda satılan döviz miktarı 7.4 milyar dolar oldu.
 
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/turk-lirasi-nasil-kurtulur/437435