Euro Bölgesi maliye ve ekonomi bakanları Yunanistan’ın kurtarma planına yönelik kuralların esnetilmesine yönelik taleplerini ele almak için olağanüstü nitelikli bir toplantıda bir araya geldi. Güven Özalp'in Hürriyet'teki haberine göre Yunan hükümeti, “Geri dönüş yok” vurgusu yaparken bazı Avrupalı siyasetçilerin, “Yunan halkına söylenmiş yalanlar” olarak tanımladığı taleplere yeşil ışık yakılacağına yönelik sinyal gelmiyor. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras bugün de Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya gelecek. Yunanistan’ın kurtarma planının mevcut halinin süresi 28 Şubat’ta doluyor. Bu tarihe kadar bir anlaşmaya varılamaması halinde Yunanistan’ın bir önceki ekonomik krizin etkilerinden tam anlamıyla kurtulmadan ikinci bir ekonomik krizle karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacak. AB kaynakları amacın çatışmaya girmek değil ciddi bir soruna ortak çözüm bulmak olduğu mesajını verirken belirleyici rolü başından bu yana Başbakan Aleksis Çipras ve ekibinin hemen her girişiminin duvara çarpmasına neden olan Almanya oynuyor. Berlin’in “Kural kuraldır” mantığıyla hareket edip Yunanistan’la şu ana kadar sadece “anlaşamama konusunda anlaşması” Atina üzerindeki baskıyı artırıyor.

KRİTİK TARİH 16 ŞUBAT

Eurogroup toplantısının önemi, Yunanistan ile diğer 18 Euro Bölgesi ülkesinin ilk kez toplu olarak konuyu masaya yatırıp detaylı şekilde ele alacak olmasının yanı sıra bugün AB devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getirecek zirveye zemin hazırlamasında. Bu öneme rağmen Yunanistan’ın talepleri konusundaki belirleyici ya da nihai kararın 16 Şubat’ta yapılacak Eurogroup toplantısından çıkması bekleniyor.
Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, “Çatışma aramıyoruz. Bunu engellemek için her şeyi yapacağız” dese de tarafların mevcut çizgileri bağlamında çatışma kaçınılmaz hale geldi. Atina, kırmızı çizgisinin “yeni kemer sıkma önlemleri” olduğu mesajını diğer Eurogroup başkentlerine net şekilde iletti.

‘ANLAŞMA ANLAŞMADIR’

Euro Bölgesi ülkelerinin büyük bölümünde hakim havayı ise Eurgroup Başkanı Jeoren Dijsselbloem’ın açıklamalarıyla özetlemek mümkün: “Anlaşma anlaşmadır. Bu da sadece mevcut program kapsamında önlemlerin başka önlemlerle değiştirilebileceği anlamına gelir.” 
Mevcut programda herhangi bir değişikliğe gidilmesi halinde bunların Yunanistan’a kaynak sağlayan ve “troyka” olarak adlandırılan AB Komisyonu, Avrupa merkez bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu tarafından da onaylanması gerekiyor. Dijsselbloem, program olmaksızın Yunanistan’a destek sağlanmasının ya da Yunan hükümeti geçmişte üzerinde anlaşıla reformlar konusunda daha fazla ilerleme sağlamadan destek verilmesinin “düşünülemez” olduğunu ifade etti.

En kolay adım Troyka

ÜST düzey bir AB yetkilisi olası bir çözümün mümkün olduğunu ancak sadece bir ülkenin diretmeye varan talepleri doğrultusunda hareket edilmesinin beklenmemesi gerektiğinin altını çizerek, “Yunanistan’a belli alanlarda, mevcut programın ruhundan fazla uzaklaşmayan sınırlı esneklikler sağlanması mümkün ama bu esneklik Atina’nın taleplerini yüzde 100 oranında karşılamaktan oldukça uzak olur” dedi. Avusturya Maliye Bakanı Hans Joerg Schelling de Yunanistan’ın kurtarma paketindeki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğinin altını çizerek, “Zamanında bir çözüm üzerinde anlaşabileceğimizi düşünüyorum. Tabii Yunanistan isterse” diye konuştu. Yunanistan’ın talepleri içinde en kolay yerine getirilebilecek unsuru Troyka sisteminde değişikliğe gidilmesi oluşturuyor. AB Komisyonu bu alanda değişiklik yapılabileceğinin sinyallerini geçtiğimiz haftalarda vermişti.

Yunanistan’ın talepleri zor

YUNANİSTAN Maliye Bakanı Yanis Varoufakis’in göreve geldiğinden bu yana gerçekleştirdiği ikili temaslarda gündeme getirdiği ve Eurogroup toplantısındaki tartışmalara da temel oluşturan taleplerinden öne çıkanlar şunlar:
* Atina’nın borç yükünü yaşayabilir hale getirmenin tartışılacağı ve 1 Eylül’e kadar devam edecek geçiş süreci tanınması. Bu süreçte 240 milyar Euro tutarındaki borcun yeniden yapılandırılmasının tartışılması.
* Ödeme yükümlülüklerini kolaylaştırma amaçlı borç takasına gidilmesi.
* Mevcut programın şartlarının yaklaşık üçte birinden vazgeçilmesi bunların yerine 10 yeni reform uygulaması getirilmesi.
* Troyka uygulamasının devreden çıkarılması. 
* 2014’e yönelik borç dilimi olan 7.2 milyar Euro’nun reddi.
* Bütçe fazlasının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının yüzde 3 yerine yüzde 1.5 seviyesinde tutulması.