Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin ardından güncellenecek Askeri Güvenlik Strateji Belgesi’nde yeni dönemdeki güvenlik algısı, “Savunma ve strateji oluştururken, tehdit tabanlı planlama yerine yetenek ve etki tabanlı strateji ve planlamaya geçilmesi” olarak tanımlanıyor. 

Habertürk'ün haberine göre, paralel yapılanma ve devlet içindeki illegal örgütlenmelerin “Milli iradenin tecellisine engel her türlü faaliyet” olarak Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne (MGSB) girmesi ve MGK’da alınan; tüm kurumların topyekûn mücadele etme kararı kapsamında MGSB’nin güncellenmesinin ardından; belgedeki genel tehdit algılamaları ışığında; uygulama kitabı niteliğindeki Askeri Güvenlik Strateji Belgesi de güncellenecek. MGK ve askeri bürokrasi tarafından hazırlanacak, Bakanlar Kurulu’nun onayıyla yürürlüğe girecek olan belgede önemli değişiklikler yapılacak. Yeni dönemde devletin stratejik sayılan tüm kurumlarının içinde olacakları savunma stratejisi üç ayak üzerine inşa edilecek:

 1- Biçimlendir, 2- Mukabele et, 3- Hazırlıklı ol. (ABD de güvenlik stratejisini inşa ederken benzer bir model uyguluyor...) 

Paralel Yapı’nın devletin gizli sırlarını ifşa etmeye yönelik hamlesi, kripto bilgilerin sızdırılması, devletin farklı birimlerindeki örgütlenmeler ve gruplar, Kobani eylemleri, Gezi olaylarının farklı noktaya ulaşması, Twitter ve Youtube üzerinden yürütülen kampanyalar ve dış dünyada yaratılan algı, yeni bir güvenlik ve savunma konsepti geliştirilmesi ihtiyacı doğurdu. Önümüzdeki dönemdeki güvenlik stratejisi, “Tehdit tabanlı planlama yerine, yetenek ve etkiye dayalı stratejiye, planlamaya geçilmesi” olarak tanımlanıyor. Bu amaçla güvenlik güçlerinin simetrik, klasik vurucu güçlerinin yanı sıra kamu kurumlarının tehditlerle topyekûn mücadelesi için yeni doktrinler oluşturuluyor.

 Bu çalışma, TSK’nın reorganizasyonu ve savunma reformuyla eşzamanlı yürüyor. 

Değişen ve asimetrik hale gelen tehdit tanımları artık savunma reflekslerinin çok boyutlu, çok katmanlı ve dinamik mücadele anlayışıyla yürüyeceğini gösteriyor. Bunun için kapsamlı, tüm kurumların hatta sivil toplum örgütlerinin işbirliği yapacağı bir yapılanmaya ihtiyaç duyuluyor. 

‘ASİMETRİK MÜCADELE’ 

Kobani ve Gezi olaylarından yola çıkılarak Counter Insurgency (ayaklanmaya karşı koyma) stratejisi ve doktrini oluşturulacak; kurumlara ve sivil toplum örgütlerine görev verilecek. Borsa, finans, bankacılık sektöründe dışarıdan spekülatif girişimler, kara para aklama operasyonları, sosyal medya aracılığıyla yürütülen operasyonlara karşı dinamik, çok katmanlı, asimetrik mücadele stratejileri oluşturulacak. Toplumsal yapıyı, kamu düzenini bozmaya yönelik sosyal medyadaki mücadele de bunlardan biri... 

ÜÇ AYAKLI SAVUNMA KONSEPTİ

1 BİÇİMLENDİR: Tehditlere karşı koyarken, bazı alanlarda güvenlik ortamının biçimlendirilmesi gerekiyor. Kurumlar ortak akıl oluşturacak, tehditlere hazır hale getirilecek. Teknik, taktik kabiliyetleri iyileştirilecek. Hangi tehdide hangi enstrümanı kullanarak nasıl karşılık verileceği öğretilecek. Dışarıdan destekli sivil ayaklanmalar ve itaatsizlik politikalarına karşı mücadele metotları geliştirilecek. 

2 MUKABELE ET: Ayaklanmaya karşı tezler anlatılacak. Karşı konulduğu zaman anında bütün devlet kurumları, sivil toplum örgütleri dahil, mukabele edecek. Tehdide karşı proaktif tepki verilecek. Simetrik, caydırıcı askeri kuvvet yapısı yanında hibrit (melez) harekât tarzları ortaya konulacak. 

3 HAZIRLIKLI OL: Tehditleri bertaraf edebilmek için bütün kurumlar hazır tutulacak. Bütün kurumlar kendi savunma ve güvenlik altyapılarını, doktrinlerini oluşturacak. Yeni istihbarat doktrinleri oluşturulacak. Doğal felaketler, siber saldırılar, sivil gerginliği azaltma, kamu düzenini ve iç barışı sürdürme konusunda hazırlık yapılacak.