Büyümeyi ihracata borçluyuz
Tarih: 26 Aralık 2014 - 22:56
Ekonomi Bakanı Zeybekci "Türkiye bu yıl yüzde 3,3 seviyelerinde büyüyecek. Türkiye bu büyümesini ihracata borçlu" dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Pamukta yanlış yaptık. Yani şöyle söyleyeyim pamuk üretilebilecek alanlarda mısır üretimini teşvik ederek yanlış yaptık" dedi.
Zeybekci, Adana oda ve borsaları ile Akdeniz İhracatçıları Birliği (AKİB) işbirliğinde bir otelde düzenlenen Adana Ekonomi Zirvesi'nde, Bakanlık olarak 81 ilde tarama çalışması yaptıklarını, illerin en güçlü, zayıf oldukları alanlar ve avantajlarını belirlediklerini kaydetti.
Adana'nın ekonomik göstergelerinde yaşanan düşüşe dair altında yatan sebeplere bakılması gerektiğine işaret eden Zeybekci, Adana'nın Türkiye'nin hiç bir yerinde olmayan özelliklere sahip olduğunu, tüm Anadolu'nun çıkış, Ortadoğu'nun bir şekilde giriş kapısı, Kafkaslar ve kuzeyin ulaşım, petrol, gaz, enerji taşımacılığıyla ilgili de önemli bir avantaja sahip olduğunu belirtti.
Adana'nın pamuk üretiminde kadim, insanlık tarihi ile beraber bir kültüre sahip olduğunu aktaran Zeybekci, şöyle devam etti
"Pamukta yanlış yaptık. Yani şöyle söyleyeyim pamuk üretilebilecek alanlarda mısır üretimini teşvik ederek yanlış yaptık. Ben 5084 sayılı teşvik yasasını AK Partili belediye başkanı olduğum dönemde basın huzurunda eleştiren biriyim. Niyet olarak doğru ama sonuçlar itibariyle yanlışlar ortaya çıkarabilen bir teşvik yasasıydı.
Dünyadan çok daha ucuza bir şekilde temin edebileceğimiz veyahut da belirli bir rakımın üzerindeki ovalarda üretimin teşvik edilebileceği mısırda şu anda Türkiye yaklaşık 4,5 milyar ton mısır üreterek mısır ithalatçısı olmaktan çıktı ama bu arada neye rağmen? Pamukta yaklaşık 800-900 bin ton civarında pamuk ithalatçısı haline geldik. Yüzde 130 civarında koruma barajıyla da koruyarak mısırda bu noktaya geldik. Pamukta uluslararası rekabet piyasası, uluslararası borsalardaki cari fiyatlarda pamuğu muhafaza ederek bu noktaya geldik."
Pamuk primi
Zeybekci, pamukta bu hataya rağmen diğer taraftan da desteği artırdıklarını, 2002-2003 sezonunda 4 kuruş olan kilogram başına desteği 11-12 kat artırarak 55 kuruşa yükselttiklerini kaydetti.
Pamuğa verilen desteğin yeterli olmadığın kabul ettiklerini belirten Zeybekci, "Şundan emin olun pamuk priminin, pamuğa verilen desteğin artırılmasının en büyük savunucularından biriyim. Borsa, oda başkanları en az 90 kuruş olmalı diyor. Tüm mücadelem bu yönde. Gönül ister ki sizin istediğiniz olsun ama inşallah sizlerin de destekleriyle 2015 yılı pamuğuna şöyle arada ortada bir yerde buluşmayı ben hedefliyorum. İnşallah böyle bir şey üzerine gayret gösteriyorum."
Zeybekci, pamuğun stratejik bir ürün olduğunu, ne pahasına olursa olsun bir noktaya kadar, gelinebilen bir noktaya kadar şu andakinin çok daha üzerine gelecek bir şekilde desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
"Tekstil ve konfeksiyon bizim için kurtarıcı bir sektördür"
Zeybekci, Türkiye'nin hammade ve enerjide sürdürülebilir bir şekilde geleceğini garantiye almak zorunda olduğunu belirtti.
Eğitim sistemi ve nüfus hareketleri bakımından tekstilin önemli olduğunu ifade eden Zeybekci, "Son 20 yılda kırsaldan kente göç eden nüfus yüzde 15'in üzerinde ve önümüzdeki 15-20 yıllık süreçte kırsaldan kente göçecek bir o kadar daha nüfusumuz var. Dolayısıyla bizim eldeki eğitim seviyesiyle bu nüfus yapımıza ki ileride bunun değişmemesi lazım değişmeyecek zaten tekstil ve konfeksiyon bizim için kurtarıcı bir sektördür. Bundan vazgeçemeyiz" dedi.
Zeybekci, Türkiye'nin bu dönemde Çin, Hindistan, Pakistan, Bangladeş ile rekabet etme özelliğini geride bıraktığını, artık gözünü İtalya'ya, Fransa'ya, modaya, markaya, yüksek kaliteye, yüksek katma değerli ürünlere doğrultacağını kaydetti.
Teşvik sistemi
Zeybekci, işadamlarının yatırım teşviki hakkında dile getirdikleri her şeye katıldığını ancak işadamlarının sadece Adana'nın ikinci bölgede olmasına takılıp kalmamalarını istedi.
700 kilometrekarelik Singapur'un tamamen doldurulmuş olan Jurong Adası'na petrolün dışardan tankerle gelip, rafineride işlenip petrokimyanın en sonunda en hassas tıbbi ürünler de dahil yapılarak ihraç edildiğini ifade eden Zeybekci, bu adada yaklaşık 70 bin civarında yüksek teknolojide üretim yapan insanın çalıştığını, 50 milyar dolar civarında bir ticaret hacminin gerçekleştiğini belirtti.
Dünyada böyle bir merkez yapalım denildiğinde yapılacak araştırmalarda akla gelecek ilk üç yer içinde Adana ve Çukurova bölgesinin geleceğini anlatan Zeybekci, şunları söyledi
"Dünyanın tüm enerji kaynaklarının geldiği ve buluştuğu bu bölge. Enerji ihtisas sanayi bölgesinden kastımız sadece enerji üretmek gibi bir şeyse bu ayrı bir vaka ama gelen petrol, petro kimya... Burada bir petrokimya endüstrisi kurulmalı. Petrolün girip en son, aklınıza gelen en hassas petrokimya ürünü, onun üretildiği bir silsile burada yaratılmalı. Tek bir ana odaklanmalıyız."
Zeybekci, kentte krom cevheri çıkarıldığını anımsatarak, şu anda maden işletmeciliği, cevher çıkarımı ve işlemesinin 5'inci bölge teşviklerine tabi olduğunu bildirdi.
Adana'da bir çok alanı teşvik edebileceklerini ifade eden Zeybekci, "Burası ikinci bölge değil diye... Turizmle, sağlıkla ilgili tüm yatırımlar teşvikler 5'inci bölge teşviği. Körfezlerin, Kafkasların, Ortadoğu, Orta Asya, Kuzey Afrika doğusunun merkezi Adana. Onun için bizim teşvikle ilgili odalarımızla çok daha farklı şekilde işbirliğinde olmamız lazım" dedi.
Zeybekci'nin Bakanlıkta birinci yılı
Zeybekci, şimdiye kadar her şeyi açık açık paylaşan biri olduğunu, "Bakalım, onu bir değerlendirelim" şeklinde bir siyaset ve Bakanlığı şimdiye kadar yapmadığını ve bundan sonra da yapmayacağını belirterek, "Dolayısıyla şunu da söyleyeyim. Bugün bakanlıkta birinci yılım. 26 Aralık 2013 günü göreve başlamıştım. Allah nasip etti bir yıldan beri sağlıkla hizmet ettik memleketimize. İnşallah iyi şeyler yapmakla ilgili bir şeyler olmuştur diye düşünüyorum" diye konuştu.
"Türkiye büyümesini ihracata borçlu"
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye'nin bu yıl yüzde 3,3 oranında büyüyeceğini belirterek, "Türkiye bu büyümesini ihracata borçlu" dedi.
Zeybekci, Adana oda ve borsaları ile Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) tarafından kentteki bir otelde düzenlenen Adana Ekonomi Zirvesi'nde, dünyadaki tüm olumsuzlara rağmen 2014 yılında çok güzel sonuçlar aldıklarını söyledi.
"Cari açıkta da Türkiye, ilk defa ekonomi teorisyenlerinin bahsettiği o en iyi denen şekilde bir gelişme sağladı" diyen Zeybekci, şöyle devam etti:
"Büyürken Türkiye yatırım mallarında ve ara malları ithalatında kriz olmadan Türkiye, dünyada şuan cari açığını en yüksek oranda daraltan ülke. Geçen yıla göre Türkiye yüzde 37 oranında cari açığını daralttı. İlk 9 aylık sürece bakıldığında da 19,3 milyar dolarlık bir daralma sağladık. Bunun 12,5 milyar dolarlık bir kısmını Türkiye doğrudan net ihracatla yakaladı. Ama önemli olan bir kısımda Türkiye ara malı ham maddede daralmaya gitmeden, ithalat etmediğin zaman hiçbir şey kaybetmeyeceği ithalatı 6,2, 6,3 milyar dolar seviyesinde daraltarak Türkiye, cari açığında inanılmaz bir başarı sağladı. Cari açığımızı biz 2014 sonu itibariyle hedef olarak koyduğumuz milli gelire oranını yüzde 6,4 oranında gerçekleştirseydik eğer başarılı olmuş olacaktık. Ama şimdi yıl sonu itibariyle Türkiye cari açıkta milli gelire oranla yüzde 5, yüzde 5,2 aralığında bir yerde olacak. Biz bunu da yeterli görmüyoruz. Çünkü Türkiye'nin sağlıklı bir şekilde cari açıkta yüzde 4'e yakın bir yere gelmesi lazım."
"Çok önemli hedeflerimiz var"
Türkiye'nin çok önemli hedeflerini olduğunu aktaran Zeybekci, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin çok önemli hedeflerinin olduğu bu süreçte Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği o muasır medeniyet hedefi slogandan çıkarak ilk defa 'Atam izindeyiz' sloganından kurtularak, elle tutulur, gözle görülür hedef olarak görünebilir bir hedef haline geldi. Hedef 2023. 2023 yılına geldiğinizde dünyada muasır medeniyet seviyesindeki ülkeler kulübüne girmekle ilgili artık çok önemli hedeflerimiz var. Türkiye bu noktaya 12 yıldan buyana ihracatını yüzde 13,2 veya 13,4 seviyesinde artırarak geldi. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması için de bundan sonra aynı şekilde performans göstermesi lazım. Biraz zorlaştı son 3-4 yıldan bu yana Türkiye, ihracatta ve milli gelirde bir takılma yaşıyor. 10 bin dolar seviyesinde bir milli gelir, 145 ile 155 aralığında dolaşan bir ihracat. İlk defa bu yıl Türkiye o 152 milyar dolarlık hedefi aşarak 160 milyar dolara yaklaşıyor. Kişi başına milli gelirde ise Türkiye çok başka noktaya geldi. 2013'de Türkiye 3 bin 492 dolardan 10 bin 822 dolara. Satın alma gücü kalitesine göre de 18 bin 760 dolara çıkardı ve Türkiye dünyada 17'nci, Avrupa'da 6'ncı büyük ekonomisi haline geldi. Bunu 2023 hedeflerimiz için söylüyorum. 2023 hedeflerinde Türkiye'nin milli gelirdeki hedefi 25 bin dolar. Demek ki yapabileceğiz. Türkiye'nin dünya sıralamasındaki yeri ilk 10 büyük ekonomiden biri olmak. Avrupa'da 3 büyük ekonomiden biri olmak. Kişi başı gelirde Türkiye 3 bin 400 dolarlardan 10 bin dolarlara gelirken, kişi başına gelirde de Türkiye refahı, gelir adaletinde de adaleti sağlayarak başardı bunu. 2002 sonu itibariyle Türkiye'de, Türk vatandaşının ortalama gelir seviyesi AB ortalamasının yüzde 35'i iken 2013 sonu itibariyle AB ortalamasının yüzde 53'üne yükseldi Türkiye. O nedenle 2023 hedeflerini hakikaten ulaşabileceğimiz çok güçlü bir hedef olarak görüyoruz."
Zeybekci, Türkiye'nin istihdamda 2008'den bugüne kadar 7 milyon vatandaşını yeni iş sahibi, sigortalı yaptığını anlatarak, istihdam sayısını yüzde 35 oranında artıran Türkiye'nin dünyada bir numara olduğunu kaydetti.
"Türkiye'nin illa ki ve illa ki ihracat yapması gerekiyor" diyen Zeybekci, şöyle devam etti:
"İhracata dayalı bir büyüme milli bir büyümedir. Türkiye ihracatını artırdığında, Türkiye'nin bu yıl itibariyle hedef olarak yüzde 6'ya yakın bir ihracatının artması demek, fiyatlar sabit kaldığı varsayımı ile yüzde 6 oranında üretimini, istihdamını artırması, büyümesi demek. Türkiye bu yıl yüzde 3,3 seviyelerinde büyüyecek. Türkiye bu büyümesini ihracata borçlu. İç piyasada destek gelmedenTürkiye bu sene ilk 3 çeyrekte yüzde 2,8 büyümenin yüzde 2,6'sını ihracata dayalı büyüdü. Türkiye'de 3 haneli enflasyonları gördük. Yüzde 30'lar seviyesinde alınan enflasyon Türkiye son 8-9 yıldan buyana dezenflasyon dönemine yani yüzde 10 altında bir enflasyon periyoduna girdi. 2012 yılında Türkiye bir şans yakaladı, 45 yılın en düşük enflasyonunu yakaladı yüzde 6,2. Faizde hemen hemen reel faizde hemen hemen sıfır noktasına yaklaşan bir ortamda yakaladığımız bu enflasyonla mücadelede biz istediğimiz sonucu alamadık. Neden? Enflasyon bir sonuç. Enflasyon, talebin arzdan fazla olması, arzın, üretimin, büyümenin yatırımın aşağıda olmasından kaynaklanan bir şey. İnşallah şimdi yeni dönem, Türkiye daha çok üreterek, daha çok istihdam yaratarak arzı artırarak enflasyonun sebebini ortadan kaldırmakla ilgili de inşallah çok önemli başarılara imza atacak."
Dünyadaki gelişmeler
Zeybekci, dünyada tek kutuplu bir ekonominin yeni çalışmalarının tüm hatlarıyla ortaya çıkmaya başladığını bildirerek, şunları söyledi: "ABD'nin AB ile TTIP (Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması) bu bir serbest ticaret anlaşması değil bu tam anlamıyla bir ekonomik entegrasyon anlaşması. Hatta kültürel ve siyasi bir entegrasyon çalışması bu. 2015 sonu itibariyle bitirmeyi hedefledikleri 2017 ve 2018'de uygulamaya geçecek olan dünya ekonomisinin yarısının temsil edildiği, doğumuzda yine ABD'nin Japonya, Kore, Yeni Zelanda ve Avustralya'ya kadar 16 ülke ile 'Trans Pasifik Ortaklığı' diye başka bir süreci ortaya koyduğumuz zaman da dünya ekonomisi ve ticaretinin 3'te 2'sinin temsil edildiği yeni bir blok ortaya çıkıyor."
Türkiye'nin yeni çizilen bu dünya ekonomi haritasını çizenlerden birisi olmak istediğini aktaran Zeybekci, tüm gayretlerinin ve çabalarının de bu yönde olduğunu söyledi.
Zeybekci, şuan Türkiye'nin dünyada 3'üncü ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları anlamında en hareketli ülkelerden biri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Kore ile serbest ticaret anlaşmasını yaptık, bitirdik ve uygulamaya girdi, genişletiyoruz. Malezya ile imzaladık, yürürlüğe girdi. İran ile karşılıklı ticaret anlaşması onaylandı, meclislerden geçti 1 Ocak itibariyle yürürlüğe giriyor. Türkiye, Japonya ile AB'den daha önce serbest ticaret anlaşması imzalamak üzere gayret gösteriyor. Türkiye artık takip eden değil, takip edilen bir ülke olama yolunda ilerlemesine devam ediyor. Türkiye, Avrasya Gümrük Birliği ile Avrupa Gümrük Birliği kapsamındaki ürünler hariç tarımda, gıdada, hizmetlerde ve yatırımlarda Türkiye, Avrasya Gümrük Birliği ile serbest ticaret anlaşması imzalamak için görüşmelere başladı."
Türkiye'nin önemli dönem ve süreçlerden geçtiğini anlatan Zeybekci, gelinen süreçte kimsenin endişe etmesine gerek olmadığını söyledi.
Türkiye'nin reel faizle ilgili sıkıntısının hala devam ettiğini belirten Zeybekci, "Türkiye'nin ABD'deki FED'in kararlarından etkilenmesi kaçınılmazdır ama Türkiye'nin nötralize edecek bir Avrupa Birliği ayağı vardır. Diğer ülkelerde olmayan. Onun için Türkiye'nin önümüzdeki dönemde ABD endişesi ile yüksek faiz sarmalında durması veya şu anda bizim için yatırım yapılamaz seviyedeki bu faiz endişesi taşımasına gerek yoktur diye düşünüyoruz. Ama son uygulamalardaki bu kurdaki aşırıya doğru gidecek ve endişelerle ilgili Merkez Bankamızın almış olduğu o tedbiri de doğru buluyoruz. Kamu kurumlarının döviz ihtiyaçlarının Merkez Bankası tarafından karşılanması teklifini de doğru bir adım olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.
Petrol fiyatlarının düşüş
Türkiye'de 2015 yılının olumlu geçeceğini bildiren Zeybekci, şunları kaydetti:
"Petrol ve enerji fiyatlarındaki düşme bizi çok olumlu yönden etkileyecek. Petrol ortalama varil fiyatının 2015 yılında 70-75 dolar aralığında olması demek önümüzdeki yıl bizim cari açığımıza pozitif yönde 12 milyar dolar ile 14 milyar dolar arasında bir artı etkisi olacak. Yani bu yıl cari açığımızdaki bu iyileşmenin enerji ve petrol fiyatlarındaki düşmeden kaynaklanan hiçbir etkisi yok. Bunlar Aralık'ın sonuna doğru ve Ocak'tan itibaren bu dönemde başlayan bir etkisi olacak. Cari açığımıza 12-14 milyar dolar civarında artı bir etkisi olmasının şöyle bir açıklaması var, para ödemiyorsunuz, para cebinizde kalacak ve yatırıma dönecek. İki yönlü bir pozitif etkisi olacak. Ama şunu da unutmamak lazım petrol gelirleri düşen ülkelerdeki satın alma gücündeki daralmalara dikkat etmemiz gerekiyor."
Zeybekci, Türkiye'nin Afrika'da inanılmaz bir destan yazdığını aktararak, "Afrika'da son 10 yılda dış ticaret hacmini 4 milyar dolarlardan 30 milyar dolarlara çıkarıyor. Afrika'da en çok temsilciliği olan ülkelerden bir tanesiyiz" şeklinde konuştu.
Zeybekci, Türk müteahhitlerinin şuan dünyada Çin'den sonra ikinci sırada bulunduğunu belirterek, yürütülen proje tutanın ise 300 milyar dolar civarında olduğunu ifade etti.
Dünya değişiyor
AB'nin bu yıl dünyadan ithalatını yüzde 1 seviyesinde artırırken, Türkiye'den yüzde 11,4 seviyesinde arttığını vurgulayan Zeybekci, şöyle konuştu:
"Çünkü artık dünya değişiyor. Değişen dünyada insanlar artık stok yapmak istemiyor, 6 ay vadeli ürün satın almak istemiyor, stok riskine ve maliyetine katlanmak istemiyorlar. İnsanlar artık iki haftada ürün istiyor. Mağazalarında iki, üç haftada bir servis yapılabilen hale geliyor. Benim bildiğim bir firma var bugün pazartesi saat 14.00'e kadar kendine düşen siparişleri ertesi pazartesi saat 14.00'da Avrupa'daki mağazaların 6-7 ana dağıtım noktasına ulaştırıyor. Çok iyi bildiğim bir şirket, kendi şirketim. Türkiye artık bunları yapabilir hale geldi. Onun için Rusya ile yeni bir fırsat yakalayacağız, Rusya ile yeni bir döneme geçeceğiz. Rusya'da AB gibi bu sıkıntılı dönemde, daralmayı yaşadığı dönemde en hızlı, en kaliteli, stok yapmadan alabileceği ürünleri Türkiye'den alacak. Rusya ile çok periyodik bir şekilde görüşmeleri devam ettirdik ve bu duruma geldik. Rusya ile ticaretin önündeki bütün engelleri kaldırmakla ilgili çok olumlu noktalara geldik. Asıl hedefimiz Rusya ile bizim istediğimiz alanlarda serbest ticaret anlaşmasına geçmek."
Dünyada aktif bir Türkiye'nin var olduğunu aktaran Zeybekci, "Türkiye bir çok alanda dönem başkanlıkları yapacak. Allah'ın izniyle birlik, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi bozmadığımız sürece bizi hiç kimse tutamayacak" diye konuştu.
Çözüm süreci
Zeybekci, çözüm sürecini önemsediklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu kardeşlik projesini çok önemsiyoruz. Oralarda inanılmaz fırsat ve imkanlar olduğunu biliyoruz. Bunları aklını, ruhunu ve vicdanını bir yerlere satmış ve peşkeş çekmiş olan birilerinin hegemonyasından kurtaracağız. Hem o kardeşlerimizi kurtaracağız hem de bu ülkenin 780 bin kilometresinden bir tek taş bile vermeden birlik ve beraberliğimizi sağlayacağız. İşte o zaman göreceksiniz. Osmaniye'den, Adana'dan başlamak üzere Siirt, Batman, Diyarbakır, Şırnak, Hakkari, Mardin, Tunceli, Muş, Ağrı, Doğubayazıt'a kadar tüm coğrafyayı tek tek dolaştım. Bir çok yere ilk defa gittim. Hiç unutmam Batma'nın Sason ilçesini. Çocukların yüzü değişmiş, bakışları değişmiş. Genç kızlarımızın, çocukların bakışları değişmiş. Bunu sağlamak zorundayız. İnşallah bunu da sağlayacağız. Ne pahasına olursa olsun sağlayacağız. Mesele kardeşlikse, birlik ve beraberlikse eğer tek devlet, tek vatan, tek bayrakta uzlaştıysak ne pahasına olursa olsun bunu sağlayacağız. İnşallah ondan sonra Türkiye'yi hiç kimse tutamayacak. Ondan sonra elimiz ayağımızı çözülecek. Birlik beraberlik içinde kardeşlik türkülerini söyleye söyleye yolumuza devam edeceğiz."
Zeybekci, yüksek teknoloji payını daha yüksek seviyeye çıkarılmadığı sürece 2023 hedeflerinin hayat olduğunu vurgulayarak, bu konuya iş adamlarının önem vermesini istedi.
Önümüzdeki yıllardan Türkiye'nin coğrafyada daha farklı fonksiyonlar üstleneceğini anlatarak, "Çok daha başka yerlerde olacağız. Türkiye yeni dünyanın haritasını çizen ülkelerden biri olacak" dedi.
"İhracatın Yıldızları" ödüllendirildi
Konuşmaların ardından Zeybekci, Akdeniz İhracatçı Birlikleri 2013 Yılı İhracatın Yıldızları ödül törenine katıldı. Zeybekçi, törende konfeksiyon, tekstil, yaş sebze ve meyve, su ürünleri, ağaç, orman, demir, kimyevi, hububat birliklerinden 2013 yılında en fazla ihracat gerçekleştiren firmalara ödüllerini verdi.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/buyumeyi-ihracata-borcluyuz/431860