Yazdır

Türkiye rüzgarla sarsılacak üke değil

Tarih: 14 Aralık 2014 - 17:36

Başbakan Yardımcısı Babacan, "Türkiye artık öyle içeriden, dışarıdan esecek rüzgarlarla sarsılacak bir ülke değil hamdolsun"dedi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "İçerideki bütün teşebbüslere rağmen, dışarıdaki bütün zorluklara rağmen hamdolsun ülkemiz yoluna devam ediyor, demokrasimiz yoluna devam ediyor" dedi.

Babacan, Nasuhdede Mahallesi'ndeki bir düğün salonunda gerçekleştirilen, AK Parti Kırşehir Merkez İlçe Başkanlığı 5. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 13 yılı aşkın süredir Türkiye'nin siyaset çehresini değiştiren, demokrasisini ve ekonomisini bambaşka bir noktaya getiren AK Parti'nin ülke genelinde ilçe kongrelerini tamamlamak üzere olduğunu belirtti.

Yakın zamanda il kongrelerinin başlayacağını, arkasından da 2015 seçimleri için çalışacaklarını ifade eden Babacan, "Seçimlere 6 ay gibi bir süremiz var. Kongreler vesilesiyle çok şükür bir hareket, güzel bir heyecan Türkiye genelinde başladı. Bu heyecanı eksiltmeden seçim gününe kadar inşallah kapı kapı, ev ev, dükkan dükkan dolaşacağız ve çalışacağız" diye konuştu.

Babacan, 2014 yılının Türkiye için kolay bir yıl olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarıyla yıla başladık. Yeni bir darbe türü, yeni bir darbe teşebbüsü ama şimdiye kadar olduğu gibi çok şükür her türlü girişim, her türlü çaba AK Parti'yi başarısız kılamadı. Tam tersine her bir zorluktan bu hareket daha sağlam, daha güçlü çıktı ve yoluna devam etti. Geçen sene Gezi olayları vardı. Arkasından dünya ekonomisinin türbülanslı bir dönemine girdik ve tüm dünyada ekonomik krizin hala etkilerinin devam ettiği bir dönemi yaşıyoruz. Yanı başımızda Suriye'de bir iç savaş var, Irak'ta hala istikrar sağlanabilmiş değil. Hemen kuzeyimizde Rusya ile Ukrayna arasında çok ciddi problemler var. İçerideki bütün teşebbüslere rağmen, dışarıdaki bütün zorluklara rağmen hamdolsun ülkemiz yoluna devam ediyor, demokrasimiz yoluna devam ediyor."

- "Çok senaryolar yazdılar, fitne fesat çıkarmaya çalıştılar"

"Bunca türbülansın ortasında, içinde yaşadığımız coğrafyadaki istikrarsızlığa rağmen, kendi içimizdeki fitne fesat odaklarına rağmen bütün dönüşüm pürüzsüz, problemsiz şekilde gerçekleşti" ifadelerini kullanan Babacan, şunları kaydetti:

"Çok senaryolar yazdılar, fitne fesat çıkarmaya çalıştılar. AK Parti'nin kendi içinde problem çıkarmaya çalıştılar ama bunların hiçbirisi hamdolsun başarılı olamadı. AK Parti yoluna devam ediyor, Türkiye yoluna devam ediyor. İnşallah bu önümüzdeki seçimlerde de hep beraber çok ve dürüstçe çalıştıktan sonra yine başarı, zafer bizim olacak. AK Parti iktidarının görevde bulunduğu 12 yıl Türkiye için pek çok başarının yakalandığı bir dönem oldu. 2002 yılında 230 milyar dolar olan ekonomisinin büyüklüğü 820 milyar dolara çıktı. 2002 yılında ihracatımız 36 milyar dolardı, bu yılı inşallah 160 milyar dolarlık ihracatla kapatıyoruz. Türkiye, 2002 yılında iktidarı devraldığımız dönemde büyük bir borç sıkıntısıyla karşı karşıyaydı."

Babacan, Türkiye'nin o dönemde sadece IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu bulunduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Borcumuzun milli gelire oranı yüzde 72'ydi. Bu yıl inşallah yüzde 33'e düşüyor. Yani ekonomimizin büyüklüğüne göre, yarıdan daha aşağıya düşmüş bir kamu borcu var çok şükür. Geçen yıl mayıs ayında IMF'ye olan borcumuzu da sıfırladık. Fakat 'dünyada problem çok, IMF'den para isteyecek ülke çok, IMF'nin de paraya ihtiyacı var, bize borç verir misiniz' dediler. Sayın Cumhurbaşkanımız, o zaman Başbakanımıza, 'böyle bir talep var, ne yapalım' dedim. 'Ne kadar verebiliriz' dedi, ayaküstü 2-3 dakika konuştuk ve ondan sonra '5 milyar dolar söz ver' dedi. Şimdi biz IMF'ye 5 milyar dolarlık kredi limiti açtık. Ne zaman ihtiyacı olursa gelip kullanacak."

Merkez Bankası'nın 28 milyar dolarlık döviz rezervinin 130 milyar doları geçtiğini vurgulayan Babacan, "Türkiye'de bu dönemde enflasyon artık tek haneli rakamlara indi. Hazine'den sorumlu bakan olarak göreve başladığım gün Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi yüzde 66 faizle borçlanıyordu ve 9 aydan fazla da kimse borç para vermiyordu. Düşünün devletten bahsediyoruz, devletin itibarından bahsediyoruz. Bugün çok şükür Hazine'nin borçlanma faizleri yüzde 8 civarında. Hatta öyle bir noktaya geldik ki yüzde 7'lere düşüp ardından yüzde 8 olduğu zaman 'bir puan arttı' diye üzülüyoruz. Bunları konuşur hale geldik çok şükür" dedi.

- "Hem Halk Bankası hem Ziraat Bankası birer katılım bankası kuruyor"

Babacan, geçmiş dönemde, Ziraat Bankası ve Halk Bankası'nın çiftçiye, esnafa kredi kullandırırken yüzde 44 ile 59 arasında faiz uyguladığını belirterek, şunları söyledi:

"Bugün Ziraat Bankamız, yüzde 0 ile yüzde 8,9 civarında bir faizle çiftçimize kredi kullandırıyor. Halk Bankası, esnafımıza kredi kullandırırken faiz yüzde 4,5 civarında. Dikkat ederseniz Halk Bankası'nın kredi faizi bugünkü enflasyonun altında. Yani reel faiz sıfır değil, eksiye düşmüş durumda. Ziraat Bankası, Halk Bankasını ilk devraldığımız günlerde alacaklarının yüzde 30'u, 40'ı batak alacaktı. Bugün hamdolsun tahsil edilemeyen alacak oranı, Türkiye genelinde yüzde 3 civarında. Çiftçimizin, esnafımızın yüzde 98'i, 99'u borcunu tam ve gününde ödeyebiliyor.

Hem Halk Bankası hem Ziraat Bankası birer katılım bankası kuruyor. Yani eğer çiftçimiz, esnafımız 'benim faizle işim olmasın, faizsiz bankacılıktan istifade etmek istiyorum' derse o kapıyı da inşallah açıyoruz. Çiftçimize ve esnafımıza hizmet veren Ziraat Bankası ve Halk Bankası, çiftçimiz ve esnafımızla alakalı yaptığı işleri bundan sonra kuracakları katılım bankaları eliyle faizsiz sistemle de yapabilecekler."

Bir zamanlar hor görülen, kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya kalan, eski adıyla özel finans kurumları yeni adıyla katılım bankalarının AK Parti döneminde büyüdüğüne işaret eden Babacan, "Türkiye genelinde bankacılık sisteminden aldıkları payı artırdılar. Şu anda bu kuruluşlarımızın hepsi başarılı ve özel sektör kuruluşu ama biz istedik ki devlet de bu sektörde yerini alsın ve katılım bankacılığı faizsiz bankacılık sistemi artık devletin de içinde olduğu bir sektör haline gelsin. Bunu da inşallah 2015 yılı içinde gerçekleştireceğiz, bu bankalarımız inşallah faaliyete başlayacak" diye konuştu.

- "Artık Türkiye demokrasisi ve ekonomisiyle güçlü bir ülke"

Babacan, Türkiye'nin ekonomide elde ettiği başarıların yanında demokraside katettiği mesafelerin de son derece önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin artık sivil, asker ilişkilerinin olması gerektiği yere gelen bir ülke olduğunu belirten Babacan, "Artık öyle 10 yılda bir darbelerle ya da darbe tehditleriyle baş başa kalan bir ülke yok. Artık ordumuz, askerimiz asli vazifesi olan ülkenin güvenlik meselelerine odaklanmış durumda. Bu, gerçekten Türkiye açısından çok önemli bir kazanım. Bu memleket, her darbe döneminde büyük problemler yaşamış, her darbe ekonomimizi en az 3, 5 sene geriye atmış, ondan sonra tekrar o geriye düştüğü noktadan toparlanmaya çalışmışız" dedi.

Babacan, "Bir yargı darbesiyle karşı karşıya kaldık" ifadelerini kullanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Daha sonra 17 ve 25 Aralık'ta dünyada pek örneği de görülmemiş, emniyet teşkilatımızın, yargı sisteminin içine yerleşmiş bir yapının bir güç iştahıyla hükümetimize, partimize karşı bir darbe teşebbüsü oldu ama halkımızın desteği arkamızda olduktan sonra... Milletimizin sağduyusu sapasağlam yerinde, biz bunu biliyoruz işte o sağduyu ve sağlam iradeyle çok şükür bunların hepsini aştık. Bundan sonra da Türkiye bunların hepsini aşar. Artık Türkiye demokrasisi ve ekonomisiyle güçlü bir ülke. Türkiye, artık öyle içeriden, dışarıdan esecek rüzgarlarla sarsılacak bir ülke değil hamdolsun. Bu gücümüzü birliğimizden, beraberliğimizden alıyoruz. Kendi içimizdeki kardeşliğimizden bu gücü alıyoruz. Türkiye'yi içeriden yıkmak isteyenler, içeriden çökertmek isteyenler, Türkiye'deki bazı etnik konularını, mezhep konularını kaşıyor. Bu millet, bu vatan, bu topraklar, yüzlerce yıl hangi etnik kökenden olursa olsun, mensup olduğu ya da aidiyet hissettiği mezhep ne olursa olsun hep kardeşlik ruhuyla bu günlere geldi."

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bugünkü ortak paydamız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır" diyerek, şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduktan sonra artık devletimiz her bir vatandaşımızdan yanadır. Etnik kökeni, dini, mezhebi ne olursa olsun devletimiz her bir vatandaşımızı aynı samimiyetle kucaklıyor. Bu milli birlik ve kardeşlik bizi bölgedeki pek çok ülkeden ayırt eden en önemli husus. Bakıyorsunuz yüzlerce yıl bir arada, aynı şehirde yaşamış insanlar, hemen yanı başımızdaki Irak'ta, Suriye'de birbirleriyle kanlı bıçaklı olabiliyorlar. Bugün Musul'a, Halep'e, Şam'a, Erbil'e, Kürkük'e bakın. Bütün bu şehirler yüzlerce yıl insanların bir arada yaşadığı, ortak paydalarda buluştuğu şehirler ama içeriden, dışarıdan fitne fesat çıkaranlar başarılı olduğu zaman, o ülkelerin ne duruma düştüğünü hep beraber görüyoruz. Onun için biz biz olalım, birlik ve beraberliğimize sahip çıkalım. Biz kendi içimizde ne kadar omuz omuza durursak, saflarımızı ne kadar sıkı tutarsak içeriden ve dışarıdan kim ne yaparsa yapsın, hangi fitne fesat peşinde olursa olsun evelallah başarılı olamaz."

AK Parti'yi de içinden karıştırmak isteyenler olduğunu belirten Babacan, "İçimizdeki birliği, beraberliği bozmak isteyenler var. Çok uyanık olmak zorundayız. Kendi içimizde her şeyi açıkça konuşacağız, istişare edeceğiz ama istişarelerden sonra belli bir karar oluşturduktan sonra da hep beraber o kararın arkasında duracağız. AK Parti'nin kültürü bu. Bu kültür, bu disiplin bizi bugüne kadar çok başarı kıldı. Bundan sonra da inşallah başarının önemli faktörlerinden birisi de bu olacak" diye konuştu.

Babacan, Türkiye'de 12 yılda eğitim ve sağlık alanında yaşanan gelişmeler hakkında da katılımcılara bilgi aktararak, "Türkiye çok şükür her alanda ilerliyor. Bu ilerlemenin devamı AK Parti'nin başarısıyla orantılıdır. Haziran seçimleri için hep beraber kol kola, omuz omuza çalışacağız. Bu seçimlerden sonra 2019'a kadar arada seçim yok. Ardından 2023 yılına kadar seçim yok. Onun için dişimizi sıkıp Haziran'a kadar çok çalışacağız ki Türkiye önce 2019'a kadar ondan sonra da 2023'e kadar AK Parti iktidarıyla 2023 hedeflerini yakalasın. 2023 yılı geldiğinde ülkemiz, hedeflediğimiz 2 trilyon dolarlık milli gelire, 500 milyar dolarlık ihracata ulaşsın" dedi.

Kırşehir Belediye Meclisi üyesi Mehmet Şahin'in tek aday olduğu genel kurula, AK Parti Kırşehir milletvekilleri Muzaffer Aslan ve Abdullah Çalışkan, Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci ve AK Parti İl Başkanı Salih Çetinkaya'nın yanı sıra davetliler ve partililer katıldı.

Toplantının ardından Babacan, Vali Necati Şentürk ve beraberindeki diğer ilgililerle Ahi Evran Külliyesi'ni ziyaret etti.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/turkiye-ruzgarla-sarsilacak-uke-degil/430939