Avrupa'nın ardından en son New York'ta da şube açan Simit Sarayı, gözünü yeni girişimlere dikti. Simit Sarayı'nı global marka yapmak için çalışmaların sürdüğünü söyleyen Simit Sarayı İcra Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu, gıdada yeni markalar çıkarmak için de girişimleri olduğunu ifade ediyor. Şirket, bunun için bir fon kurmaya hazırlanıyor.
Bundan 12 yıl önce Haluk Okutur, Mehmet Tarakçı ve Abdullah Kavukçu'nun girişimiyle hayata geçen Simit Sarayı, geçen süreçte tam bir başarı hikayesi yazdı. Şirket simitten 300 milyon TL ciro çıkardı ve yurtdışında 14 ülkeye de açıldı.

Simit Sarayı'nda ana hedefin global marka olmak olduğunu dile getiren Simit Sarayı İcra Kurulu Başkanı Abdullah Kavukçu, bu doğrultuda yurtdışına odaklandıklarını belirtiyor. Yurtdışında özellikle Avrupa'da Belçika, Almanya, Hollanda'nın ardından İngiltere'de de şube açacaklarını kaydeden Kavukçu, Avrupa'da gelecek beş yılda 100 şubeye ulaşacaklarını kaydediyor. Avrupa'da sadece şube kurmakla kalmayacaklarını, 2016 yılında bir de fabrika girişimleri olacağım söyleyen Kavukçu, asıl hedeflerinin ise Simit Sarayı dışında da yeni markalar çıkarmak olduğunu açıklıyor. Bunun için bir fon şirketi kurma hazırlığında olduklarını hatta 30 şubeli yerli bir markayı satın almak üzere görüşmeler yaptıklarını ifade eden Kavukçu, Simit Sarayı'ndaki planlarını ve yeni girişimlerini Ekonomist'e anlattı.

Öncelikle geçen yıl gündeme gelen Abraaj Capital ile satış haberlerinin ardından beklenen ortaklık gerçekleşmedi. Anlaşma neden olmadı? Masadan kim kalktı?

Satış sürecini ortaklarım tamamen bana bıraktılar. Birçok şirketten de talep vardı. Şu anda bile devamlı randevu istiyorlar. Sözünü ettiğiniz süreçte onlarla görüşmekten iş yapamaz duruma gelmiştik. Simit Sarayı'na talipli olan dört yatırımcı arasından Abraaj Capital sona kaldı. Her konuda anlaşmıştık ve iş bizim imzamıza kalmıştı. Fakat biz 2012 başında konuşmaya başlamıştık ve geçen altı aylık zamanda şirketin büyüme performansı nedeniyle bir yıl için konuşulan rakamlara biz altı ayda ulaşmıştık. O nedenle üzerinde anlaşılan rakamı konuşmanın bir anlamı kalmamıştı ve masadan kalktık. Bizim işimizde şirketin EBIT-DA değeri çok önemlidir. Bu satış sürecinde de bize 20 çarpana kadar teklif geldi. Ama neticede satmayı düşünmedik ve yolumuza devam ediyoruz.

Tekrar bir görüşme masasına oturur musunuz?

Tabii, ama biz böyle bir girişimde bulunur muyuz bilmiyorum. Biz başka planlar yapıyoruz. Ben ortaklarıma şunu söylüyorum, 'Biz bunu sattığımızda o para ile ne yapacağız?' Benim hedefim paradan çok dünya markası olmak.

Dünya markası olmak için neticede sermayeye ihtiyaç yok mu? Yoksa şirket bu öz kaynağı kendi yaratabiliyor mu?

Büyüme performansı ortada. Bir de şu nokta çok önemli. 'Tek banka ile çalışma derler' ama biz Denizbank ile çalışıyoruz. Hakan Ateş olduğu sürece de onunla çalışmaya devam edeceğim. Yaptığımız yatırımların geri dönüş süreleri ortada. O nedenle büyürken finansman sıkıntımız yok. Banka ile birlikte yürütüyoruz. Bir nevi Denizbank private equity gibi bizi destekliyor. Sistemimiz bu. Nakit akışını beraber yapıyoruz.

Simit Sarayı'nda yönetim nasıl işliyor?

Bir aile şirketiyiz. Bildiğiniz üzere üç eşit ortağız ve 10 yıl boyunca Haluk Okutur tarafından yönetildikten sonra ben icranın başına geçtim. Fakat aile şirketi olmamıza rağmen, yönetimde icranın başında kim varsa onun kararları geçerlidir. Sıkıştığım bir yerde Haluk abimden fikir alıyorum. Ama onun dışında iyisiyle kötüsüyle ben karar veriyorum. Bence başarının sırrı burada yatıyor.

Peki şirketin büyüme performansı nasıl? Bu yıl nasıl bir ciro bekliyorsunuz?

Bir önceki yıla göre ciroyu yüzde 70 büyüttük. Bu yıl 60 çeşit üründe 10 milyon adet üretimle toplamda 300 milyon TL ciro olacak. 8 bin 600 çalışanı olan Simit Sarayı'nda şube olarak da bu yıl sayı 318'i bulacak. 2015 yılı için ise 500 milyon TL ciro ve 400 mağaza hedefimiz var.

Simit Sarayı'nı beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?

Simitçi diye bakıp nasıl hızlı büyüdüğümüzü görmüyorlardı. Simit Türkiye'nin markası. Simidi aldık ve en nihayetinde bir marka oluşturduk. 2002 yılında bir röportajım var benim, New York'ta mağaza açacağımı söylediğim. Dalga geçer gibi 'Simitçi Mc Donald'sa rakip olacak' diye başlıklar atıldı. Ama biz buna inandık. Bugüne geldiğimizde de 14 ülkeye simidimizi taşıdık. Hem de aynı tatla. Burada yediğiniz simitle orada yediğiniz aynı. Bu çok önemli.

Bundan sonraki süreçte hedef ne?

Öncelikli hedefimiz Simit Sarayı'nı global bir marka yapabilmek. Biz dünya markası olacağız diyoruz ama baktığınızda yaygın şube ağımızla aslında global olduk. Baktığınızda dünyada 3-4 ülkede olan şirketlere dünya markası diyorlar. Biz ise şu anda 14 ülkedeyiz. 2015'te kesinleşen sözleşmelere göre 17 ülkede olacağız. Yurtdışında sayı daha fazla artacak.

En çok ciro yapan şubeleriniz hangileri?

Şu anda bizim mağazalarımız içinde en çok ciro yapan 10 şubenin beşi yurtdışında. Birinci sırada Mekke, ikinci sırada New York, ardından da Amsterdam geliyor. Amsterdam'da Dam meydanında yüzde 98 doluluk var. Biz çok iyi iş yapıyoruz. New York'ta şube açtık ve kuyruk oldu. Simit tattırıyoruz. Tadıyor ve içeri girip satın alıyorlar. Biz iş yapmayan şubeleri kapatıyoruz. Neticede para kazanmıyorsak o mağazayı  mutlaka   kapatırız. Yurtdışında prestij olsun diye açık tutmayız. İş yapmıyorsa bir mağaza kapatırız.

Beş yıl içinde yurtiçindeki mağazaların satış içindeki payı ne olur?

Planlarımıza göre Türkiye satışlar içinde yüzde 40, yurtdışı yüzde 60 paya sahip olur. Ciro ve mağazada aynı denge olur. Baktığınızda sadece Suudi Arabistan'da master franchise olarak beş yıl içinde 122 mağazamız olacak. Hollanda, Almanya, Londra içinse bayilik vermiyoruz. Orada her bir ülkede açtığımız şirketler üzerinden ilerliyoruz. Fakat hedefimiz Almanya, Hollanda, Londra, New York'u Avrupa'da açacağımız tek şirkete bağlamak. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor. Sonraki adım ise bu ülkelerdeki borsalara kote olmak. İnşallah Londra borsasına kote olacağız.

Simit Sarayı için çok konuşulan bir diğer konu da halka açılma süreci. Bu konuda son durum nedir? Halka açılacak mısınız?

İstersek yarın halka arz olabilecek kadar hazırız. Konjonktür beklemiyoruz İstersek yarın halka arz olabilecek kadar hazırız. Konjonktür beklemiyoruz İstersek yarın halka arz olabilecek kadar hazırız. Konjonktür beklemiyoruz. Ben bilanço okumayı iyi bilirim. Neticede hayat üniversitesi var bu işin gerisinde. Ben Kapalıçarşı'da bir anlamda Oxford'u bitirdim. Piyasanın üniversitesi orası bence ve ben burayı iyi okudum. O nedenle bekliyoruz. Büyüme planlarımız doğrultusunda halka açılmayı gündemimize almak istiyoruz. Daha hızlı büyümek için olabilir ama bunun için kendimize koyduğumuz bir tarih yok. Yurtdışındaki planlamaların yanı sıra Türkiye için de önemli çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye'de de yeni konsept yaratacağız.

Nasıl bir konsept planlıyorsunuz?

Bizim önümüzdeki süreçte bir fon şirketi kurma hedefimiz var. Kuracağımız bu fon şirketi gıda sektöründe satın almalar yapacak. Şirketimiz gıdanın fonu olacak. Böylece Simit Sarayı dışında yeni markalar da çıkaracağız.

Fon şirketi kuruldu mu? Nasıl ilerleyeceksiniz?

Şu an çalışmaları sürüyor. Türkiye'de gerçek bir marka olan ama operasyonel olarak iyi yönetilmeyen şirketleri fon şirketimizle tek çatı altına toplayacağız. Gıda alanında yapacağımız satın almalarla büyüyecek bir şirket olacak. Hatta bu doğrultuda fast food alanında bir şirketle görüşüyoruz. Tamamen yerli olan bu şirketin 30 civarında şubesi var. Eğer anlaşabilirsek bu markayı alıp geliştireceğiz, yatırım yapacağız. Bu iş için sermaye yeterliliğimiz iyi.

"AVRUPA'DA FABRİKA KURACAĞIZ"

Son dönemde yurtdışı operasyonlara ağırlık veren Simit Sarayı, Hollanda'dan Suudi Arabistan'a kadar 14 ülkeye yayıldı. En son New York şubesini açan Simit Sarayı, kısa bir süre sonra Londra'da Oxford Street'te ilk şubesini açarak İngiltere gıda pazarına da girmiş olacak. Şirket, Avrupa'daki genişleme planları çerçevesinde bir de fabrika kurmayı gündemine aldı. Sadece Hollanda'da 20 şube açmayı planladıklarını aktaran Abdullah Kavukçu, şöyle konuşuyor: "Yurtdışına Türkiye'den ürün gönderiyoruz. Fakat operasyon büyüdükçe, yurtdışında da bir fabrikaya gerek duyulacak. O nedenle Avrupa'da bir fabrika açacağız. 2016 yılında açılması planlanan bu fabrika ile ilgili fizibilite çalışmaları sürüyor. Şu an ürünler Türkiye'den gidiyor ama Avrupa'da 100 şubeye ulaştığımızda bunları beslemek için bir fabrika gerekecek. Ama ihracatın devamlılığı için Türkiye'den belli sayıda gönderime de devam edeceğiz. Oradaki operasyon küçük olacak, buradan da ürün gitmeye devam edecek"

‘’SİSTEME UYMAYAN 130 ŞUBEYİ KAPATTIK"

Büyüme hızı ve açılan şube sayılarıyla göz dolduran Simit Sarayı'nda istenen kârlılığa erişemeyen ve sisteme uymayan şubeler ise kapanıyor. Geçen iki yıllık süreçte 130 şubeyi kapattıklarını anlatan Abdullah Kavukcu, bu durumu şöyle açıklıyor: "Kapalıçarşı'da bir atasözü vardır. Kangren olan kolu kesmezsen, bütün vücudunu sarar. Sadece 2012-2014 yıllan arasında kriterlerimize uymayan 130 şubeyi kapattık. Açtığınız şubelerin hepsi yüzde 100 tutacak diye bir şey de yok. Örneğin kirası cironun yüzde 20 'sini geçerse kapatıyoruz. İstediğimiz metrekare verimliliğini almıyorsak açık tutmayız. Baktığınızda Türkiye'de franchise mantığı tam oturmuş değil. O nedenle standartlara uymayan, farklı ürünler satan şubeyi kapatıyoruz. Bir şirketin olmazsa olmazları olmalı. Bizde de tek bir kural var ve bunlara uymayan şubeleri kapatıyoruz. Şube kapatmanın maliyeti oluyor. Bir şubeyi kapattığımızda zararımız yüzde 25"ı geçmiyor!'

"ŞANZELİZE'DE DE SİMİT SARAYI OLACAK"

En son New York'ta şube açan Simit Sarayı'nda yeni hedef Paris. Önümüzdeki yıl Azerbaycan, Kanada, italya ve Fransa'da şubeler açacaklarını aktaran Abdullah Kavukcu, "New York'ta açacağız dediğimizde inanmamışlardı. Dünyada önde gelen caddelerde yer almaya devam edeceğiz. Londra'da Oxford Street'de güzel bir şube açacağız. Ardından da Paris'te Şanzelize Caddesi'nde Simit Sarayı açmak istiyoruz" diyor.