Türkiye portföy yönetim sektörü, büyük bir değişim ve gelişim içinde. Yeni Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yasası sonrasında gelen düzenlemeler, sektörün önünü daha da açtı. Hem fon kurma yetkisi hem de elektronik fon dağıtım platformu (TEFAS) sektöre yönelik beklentileri daha da güçlendirdi.

17 milyar TL’lik fon yönetim büyüklüğü ile bu sektörün en büyük oyuncusu olan İş Portföy, yeni sistemin getirdiği avantajlarla birlikte uluslararası arenada da yer edinmek istiyor. Sektörün geldiği noktada sadece ülke içinde faaliyet göstererek lider olmanın güçleştiğini söyleyen İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan, hedeflerinin yurtdışında da faaliyet göstermek olduğunu kaydediyor. İş Portföy’ün yönetimindeki Turkisfund, 2014 başından bu yana İsveç merkezli olarak İskandinav ülkelerine satılıyor. Geçen hafta ise Almanya’da çalışmalara başlandı. Yapılan anlaşmayla, Turkisfund, HDI Lebensversichenıng AG ürünleri arasına girdi. Tevfik Eraslan Ekonomist'ten Talip Yılmaz'a yurtdışı açılımlarını ve sektörü konuştu.

İş Portföy ne kadarlık bir büyüklüğü yönetiyor? Yurtdışı işlemleri toplamda ne kadar pay alacak? Türkiye’de hedefleriniz nedir?

Şirketimiz 17 milyar TL’lik bir varlık yönetiyor. Burada yurtdışının payı çok düşük. Bu noktada büyüme konusunda bazı öngörülerimiz var ancak bunlan paylaşmak için erken. İçeride BES tarafı hızla büyüyor, yatırım fonlannda yapılan düzenlemeler var. Bu alanda da önemli büyümeler olacak. SPK’nın öngördüğü şekilde portföy yönetim şirketleri, sermaye piyasalarının merkezine oturacak. İş Portföy olarak önümüzdeki dönemde de sektörün lider oyuncusu pozisyonumuzu kuvvetlendirerek devam ettirmek istiyoruz.

İş Portföy, yurtdışı işlere ağırlık verme yolunda adımlar atıyor. Bu yönde daha önce çalışmanız var mıydı?

Grup olarak 1997 yılında Lüksemburg’ta kurduğumuz, Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uygun olarak kurup yönettiğimiz fonlarımız var. Bu fonların adı, Turkisfund. Bu fonları birçok AB ülkesinde satmaya gayret gösteriyoruz. Ana olarak Almanya’da kurulu İş Bankası iştiraki olan İşbank AG üzerinden oradaki Türk yatırımcılara bu fonu pazarlıyoruz. Son dönemde buradaki faaliyetlerimizi, grubumuzun iştiraki olan kurumlar dışındaki büyük finansal kuruluşlarla da işbirliği yaparak geliştirme yoluna gidiyo¬ruz.

Hangi ülkelerde, hangi kuruluşlarla bu işleri yapıyorsunuz?

İskandinav ülkelerinde İsveç merkezli fon dağıtım şirketi Intervalor’ün işbirliğiyle fonumuzu bu yılın başın¬dan itibaren pazarlamaya başladık. Artık İskandinav ülkelerinde bireysel emeklilik amacıyla Turkisfund’lar alınabiliyor. Bu yıl içinde önemli miktarda yatırımcıya bu fonları pazarlayabildik. Ekim ayı içinde yaptığımız anlaşmayla bu çalışmamızı genişlettik. Almanya merkezli Almanya’nın en büyük sigorta şirketlerinden HDI Lebensversicherung AG ile bir anlaşma¬mız oldu. Bu şirket vasıtasıyla emeklilik amaçlı birikimlerde bizim fonları¬mız kullanılacak.

Almanya’daki çalışmalarınızı biraz açar mısınız? Ne zaman bu fonlar yatırımcılara sunulacak?

Burada geniş kapsamlı bir işbirliğinin de temellerini attık. HDI Sigorta, emeklilik amaçlı ürünlerini grubumuzun Avnıpa’daki temsilcisi olan Işbank AG üzerinden Türk müşterilerine pazarlarken, yine bu ürünlerin arka tarafında İş Portföyün yönettiği yatırım fonları olacak. Böylece büyük ölçüde emeklilik amaçlı birikimlerini oluşturmak ve Türkiye’de değerlendirmek isteyen vatandaşlarımız, Almanya’da bir yatırım aracına kavuşacak. Önümüzdeki dönemde buradan Türkiye’ye önemli miktarda fon geleceğini öngörüyoruz.

1 Ocak  2015 tarihinden itibaren İşbank AG Almanya’daki şubeleri üzerinden müşterilerine HDI emeklilik ürünleri kapsamında İş Portföy’ün yönetimindeki Turkisfund fonlarını sunacak. Bu bağlamda İşbank AG, ilk kez Türkiye İş Bankası grubunun fonunu Alman Sigorta piyasasına sunmuş olacak.

Bu ürünler sadece Türk vatandaşları için mi dizayn edildi?

Bu ürünler sadece Türk vatandaş ları için mi dizayn edildi?
Almanya’da dizayn edilen bu ürünlere isterse Almanlar da yatırım yapabilirler. Bu ürünler, getiri olarak cazip görünürse, sadece Almanya’da ki Türkler değil, tüm yatırımcılar da ilgi gösterecektir.

Portföy yönetim şirketlerinde yeni dönemde ne gibi ürünler olacak?

Bankacılık sektörü iyi bir faiz oranı veriyor. Çünkü büyüyen, kredi talep eden bir ekonomi var. Bu da mevduatta iyi faiz oranlan sonucunu do¬ğuruyor. Ancak yeni Orta Vadeli Program’da (OVP) büyüme oranları aşağı çekildi. Burada büyümeyi finanse edebilecek kaynaklarla ilgili soru işaretlerinin ortaya çıkması da etkili oldu. Portföy yönetim şirketleri olarak burada büyümeyi finansa edebilecek ürünlere yönelmemiz gerekiyor. Özel sektör tahvilleri, uzun dönemli proje finansmanı gibi ürünlere yönelmemiz, bunu yaparken yatırımcılara da biraz daha yüksek getir i sunmamız gerekiyor. Bu yapıda portföy yönetim şirket¬leri reel ekonomiyle daha fazla enteg¬re olacak. Böylece likit fonlardan diğer fonlara doğru bir dönüşüm yaşanacak.

PORTFÖY YÖNETİMİNDE BÜYÜK DEĞİŞİM

Sermaye Piyasası Kanunu, 2012 yılında TBMM'den geçti. 2013 yılında bu kanunun gerektirdiği alt düzenlemeler SPK tarafından yapıldı. Uygulamalara da 2014 yılı içinde geçildi. Portföy yönetim şirketlerinin geçmiş döneme göre daha güçlendirildiği bir yapıdan söz etmek mümkün. İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan, portföy yönetim sektöründe yeni ve büyük bir açılım getirecek düzenlemeleri iki başlık altında topluyor. Eraslan konuyla ilgili şunları söylüyor:

FON KURABİLECEKLER: Yeni kanunla birlikte portföy yönetim şirketleri, yatırım fonu kurabilecek yasal haklara kavuştu. Yatırım fonu kurma yetkisi sadece portföy yönetim şirketlerine verildi. Bankalar ve aracı kurumlar yatırım fonu alanında dağıtım kanalında yer alacak. Portföy yönetim şirketleri, kanunun ve yönetmeliklerin getirdiği sorumlulukları yerine getirdiklerini SPK'ya bildirdiler. Bununla ilgili olarak da SPK son hazırlıkları, denetimleri yaptı. SPK bu denetimler sonucunda geçen hafta iş Portföy'e ve bir kuruma daha fon kurma konusunda yetki verdi.

TEFAS DEVREYE GİRECEK: 9 Ocak'ta Türkiye elektronik fon dağıtım platformu TEFAS yürürlüğe girecek. Portföy yönetim şirketleri, yönettikleri fonları, platform üzerinden tüm yatırımcılara ulaştıracaklar. Yatırımcılar adına da tüm fonlara erişilebilen bir ortam hazırlanmış oldu. Böylece iyi yönetilen fonlar daha ön plana çıkacak. Fon yönetim tarafında rekabet artacak, iyi yönetilen fonlara ilgi yükselecek.