Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yüksekova'da 3 askerin şehit edilmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, "3 askerimiz alçakça ve hunharca şehit edildi. Failleri tespit etmek için yoğun bir çaba içerisindeyiz" diye konuştu.
 
Davutoğlu, "Yüksekova’dan gelen acı haberle acıya gğark olduk. Biraz önce Genelkurmay Başkanımızla, İçişlere Bakanımızla görüştüm. Üç kahramanımız, üç Mehmetçiğimiz, çarşıya indiğinde kendilerini takip eden alçaklar tarafından şehit edildi. Bütün emniyet güçlerimiz olayın peşindeler. Bu alçakça saldırıyı nefretle kınıyoruz. Türkiye’yi kaosa sürüklemek isteyen iç ve dış mihraklar tarafından nasıl çalışıldığının açıkça ortaya çıkmasıdır. Özellikle bölgedeki vatandaşlarımızın Bingöl’deki saldırının ardından bu saldırıda da, çarşıda esnafla birlikteyken askerlerimizin şehit edilmesidir. Biz her zaman milli birliğimizi korumak, adaleti tecelli ettirmek için de her türlü çaba gösterilecek. Bu katiller, bu alçaklar yaptıklarının hesabını verecektir. Kimse halkımızın, can güvenliğine, birlik ve beraberliğini bozmaya kalkışmasın. Çözüm süreci bizim için asırlardır birlikte yaşamış halkımız arasında Tesis etme sürecidir. Herhangi bir şekilde o vahşilere taviz vermek değildir. Esas muhatabımız, o bölgede yaşayan halkımızdır. Ama bu alçakça saldırıları yapanlara karşı da her türlü tedbiri alırız. Bugün yapılan saldırıda yüzlerinin maskelenmiş olması da, maskenin basit bir araç değil, suç işlemeye yönelik bir unsur olduğu görülüyor" dedi.

İMRALI’YLA GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ YALAN 

İmralı’da herhangi bir sekretarya kurulmasına yönelik bir görüşme yapılamayacağını söyleyen Başbakan Davutoğlu şöyle devam etti: "Bu hunharca saldırılar son bulmalıdır. Bu konuda hiçbir talep, bizim tarafımızdan kabul görmüş değildir. Bu samimiyet sınavdan geçmedikçe, kimse  barıştan söz etmemelidir. Kılıçdaroğlu, geçen gün yaptığı bir açıklamada, Öcalan’ın benimle görüştüğü anlamında böyle ihanet içeren bir açıklama yaptı. Hiç kimse böyle bir açıklama yapma hakkına sahip değildir. Bizim Öcalan’la görüştüğümüzü iddia etmek, ne kadar sorumsuz davranıldığının da bir göstergesidir.

Irak unsurunun asli unsuru olan Peşmergeler, hem de Suriye’nin diğer cephelerinde savaşan Özgür Suriye Ordusu’nun Kobani’ye geçişine kolaylık sağlayacağını ifade etmiştir. Ancak PYD böyle bir geçişi istemedi. Kobani’de istenen başka bir şey. Kobani’de bir üs yapmak istiyor. Biz bunu söyledik. Şu ana kadar Kobani’ye hiçbir geçiş olmamıştır. Ancak uluslar arası kamuoyu Türkiye’nin iyi niyetini görmüştür. Türkiye’nin ne kadar tutarlı bir politika yürüttüğü ortaya konulmuş oldu. Terör unsurları hariç, Kobani’ye gitmek isteyenlere Türkiye gerekli kolaylı göstereceğini ortaya koymuştur. Fakat şimdiye kadar herhangi bir geçiş olmamıştır." 

Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vereceği Cumhuriyet resepsiyona gitmeyeceğini açıklamasının hatırlatılması üzerine ise Davutoğlu, şunları söyledi: "Sayın Kılıçdaroğlu’nun kirli zihniyetinin yansımasıdır. Kılıçdaroğlu, kendi partisinin geçmişini bilmiyor. Sayın Erdoğan, doğrudan halkımız tarafından seçildi ama Kılıçdaroğlu’nun partisi, darbecileri destekleyen bir partidir. Çankaya Köşkü’nü kirletenler, 27 Mayıs’ı destekleyenlerdir. Çankaya Köşkü tarihte birkaç kere kirlenmişse, en büyük kirlenmesi, o 27 Mayıs’ta yaşanmıştır. Darbeyi selamlayan partidir. Bir de 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta Çankaya kirlenmiştir. O geçmişe baksın, ondan sonra halkımızın tertemiz oylarıyla seçilmiş sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vereceği resepsiyonun kirliliğini konuşsun. Aslında sayın Erdoğan’ın vereceği resepsiyona gitmek, demokrasiyi taçlandırmaktır. Halkın görüşüne saygı duyan tüm CHP’lilere sesleniyorum, 27 Mayıs sabahı Çankaya Köşkü’nde ne oldu? O gece CHP ne yaptı? Halk iradesiyle seçilen Başbakan rahmetli Başbakan Menderes, Zorlu, Polatkan idam edilmiştir. Onların idam sehpalarında CHP’nin ayak izleri vardır."