Bursa’da konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye’nin ekonomik alanda karşılaşabileceği engellere karşı çalışma yaptıklarını belirterek, "Sayın Başbakan önümüzdeki günlerde geleceğe dönük Türkiye’yi bekleyen risklere karşı 23 dönüşüm programını açıklayacak. Bu dönüşüm programı içinde bin 200’ün üzerinde tedbir, çözüm ve reformlar var. Bu küresel ekonomi tabloyu gören, bundan etkilenmeme adına önlemlerini çok önceden alan Türkiye olduğundan bu süreçleri son derece başarı ile atlatabiliyor" dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Çelikpalas Otel’de düzenlenen 36’ncı Bursa Rumeli Buluşması’na konuk olarak katıldı. Rumelili Yönetici, Sanayici ve İşadamları Derneği (RUMELİSİAD) tarafından düzenlenen geceye 2 saatlik gecikme ile gelen Bakan Çelik, burada Türkiye’nin dış politikası ve ekonomi alanındaki gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu.  Ortadoğu’nun savaş alanına döndüğünü ve insanların yerinden yurdundan olduklarını söyleyen Bakan Çelik, Türkiye’ye gelenlerin tedavi olduğunu kaydetti. 

Avrupa’daki bakanların bölgede yaşanan olumsuzlukları yerinde incelemediklerini ifade eden Bakan Çelik, "Ankara, İstanbul’a geliyorsunuz. Şanlıurfa’yı, Hatay’ı, Gaziantep’i,  Kilis’i görün bakalım neler oluyor. Yerinde görerek  Avrupa’dan konuşun. Size birileri getiriyor, anlattıkları ile siz Avrupa’ya yön vermeye çalışıyorsunuz. Bu son derece ’Yanlış’ dedik. Türkiye’nin sığınılacak ülke olduğunu herkes görecek. Gelebilecek tek ülke Türkiye Cumhuruyeti. Türkiye’de yaklaşık 2 milyon  Suriyeli ve Iraklı var. Biran için gözlerinizi kapatın ve düşünün, Allah göstermesin 76 milyonun başına birşey gelse bizim sığınacak ülke olmadığını unutmadan bu şerefli şehitlerimizin kanları ile sulanmış bu toprakları şerefli şekilde yaşamanın anlamını o zaman anlarız. Allah kimseyi vatansız bırakmasın" dedi. 

Türkiye’nin coğrafyasında önemli bir ülke olduğunu söyleyen Bakan Çelik, "Bizim bir özelliğimiz var. Bursa’da, Urfa’da,  Diyarbakır’da,  Van’da da, İzmit’te, İzmir’de, İstanbul’da da aynı şeyleri konuşuyor olmamız. Başka konuşursanız, bunun adı siyaset olmaz. Bizim birliğe, dirliğe daha çok ihtiyacımız var. Nerede, ne söylememiz gerektiği yanında söylediklerimizin 76 milyon için anlam ifade ediyor olması gerekmektedir. 780 bin kilometrede anlam ifade etmesi önemlidir. Yoksa lokal ve geçici ihtiras, heveslerle söylenmesi birşey ifade etmez. Türkiye’yi bu bölgede, bu kaos ortamına çekmek isteyenler var. Dikkatle izlediğiniz kaatindeyim" ifadelerini kullandı.  

BAKANLARIN TAMAMI SURİYE SINIRINDA ANLAŞMA YAPIYORLARDI 

Türkiye’nin geçmiş dönemlerde Suriye ile ilişkilerinin iyi olduğunu hatırlatan Bakan Çelik, daha sonra uygulanan yanlışlıklardan dolayı bunun bozulduğunu belirterek şunları kaydetti: "Bir ara devlet bakanı arkadaşlarımla ’Görüşeyim’ dedim. Türkiye’de bakan kalmamıştı. Bakanların tamamı Suriye sınırında anlaşma yapıyorlardı. Çok güzel ilişkilerimiz vardı. Şimdi bunu değerlendirirken, çok farklı yaklaşımlar söyleyebilirim. ’Böyle iyi ilişkiler vardı da ne oldu?’ denebilir. Suriye ile olan  hadise Arap Baharı çerçevesinde meydana gelen olaylarda Suriye’de katliamlar başlayınca ’insan mı, dostluk mu?’ dedik. ’İnsanlar katledilsin, dostluk mu devam etsin, yoksa insanlar yaşasın dostluk ile beraber yaşasın mı?’ dedik. Tercih noktasında çok net şekilde Suriye liderinin katliamlarına karşı geçmişteki iyiniyetlere çizgiyi çektik. Çok farklı dillerden, dinlerden, mezheplerden oluşan ’Suriye’nin dirliği, bütünlüğü Türkiye için çok önemlidir’ dedik. Her türlü imkanı seferber ettik. Özellikle bugün Başbakan, dün Dışişleri Bakanı olan Sayın Davutoğlu, 6 saatlere varan bu konularla ilgili üst düzey görüşmeler, toplantılar gerçekleştirdi. Türkiye, Suriye’nin de Suriye yönetiminin de yanındaydı, ama yönetim öldürmeyi tercih etti. Öldürmeyi terih edince bölgedeki kaosun Türkiye’ye yansımalarını çok iyi gördü. Neticesinde yönetim öldürmeye, yakmaya, bombamaya devam etti. Türkiye’nin yapacağı Suriye halkından yana tavır koymaktı. Gelmek isteyenlere ’Buyrun’ dedik. Onlara kucağımızı açtık. Tüm Suriye halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya haykırdık." 

DİZAYN GÖRÜNTÜSÜ VERİLİYOR 

Türkiye’yi bu kaosun içine çekmek istediklerini söyleyen Bakan Çelik, Türkiye’nin ne yaptığını bilen bir ülke olduğunu kaydetti. Kimsenin endişe duymaması gerektiğini dile getiren Bakan Faruk Çelik, "En önemli hadise çözüm sürecini akamete uğratmaya dönük görüntü var. Biraz için düşünün Suriyede bir örgüt var, adı IŞİD. Vuruyor, kırıyor kesiyor doğruyor. Bu örgüte giydirilen bir özellik var. Bu örgüt nerede sunni bir topluluk var, üzerine gidiyor. Çok anlamlı değil mi? Biran için düşünmenizi istiyorum. Kobani’ye niye geliyorsunuz? Kobani Kürtler’in yaşadığı bir yerleşim yeri. Suriye’de bir yere gidiyordunuz. Oradan dönüp neden tekrar geldiniz? Bunlar hepsi izaha muhtaç konular. Mezhep farklılığı var diyorsunuz. Bir mezhep çatışması görüntüsü de vermiyorsunuz. Ama bir dizayn görüntüsü veriliyor. Ortadoğu’nun o coğrafyanın dizaynı ile ilgili projenin, planın uygulanmakta olduğu izlenimini alıyoruz. Yani cümleleri de hassas seçmek zorundayız. Kelimeler diplomaside önemli. Son derece arif bir topluluk olarak sizler ne söylediğimi çok iyi anlıyorsunuz. Türkiye’de 30 yıldır 50 bine yakın insan terör belasından canını kaybetti. Türkiye, ’Önce kendi içinde birliği, dirliği sağlayalım’ diyor. Hiç beklemediği anda Kobani’ye saldırı gerçekleşiyor. Çözüm sürecinin amacı kardeşlik projesi, birarada yaşama projesi. Derdimiz bu. Bunu da akamate uğratmaya dönük gelişmelere yaşandığını da unutmayalım" dedi.  

GÜÇLÜ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, VANDALLARIN HESABINI SORACAK 

Gerek Suriye’deki, gerek Irakta’ki gelişmeleri ve oluşturulmak istenen atmosferin hassas olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Çelik, bunun ucuz politik malzeme konusu yapılmaması gerektiğini dile getirdi. Türkiye’nin geçilen kritik süreci unutmadan ülke menfaatine doğru politikalarını sürdürmesi gerektiğini söyleyen Bakan Çelik, "Yaşanan vandallıkları hepiniz gördünüz. Buradaki amacımız vatandaşın güvenliğini korumaktı. Demokrasi güzel, AB standartları ötesinde düzenlemeler güzel. Türkiye bu cesareti gösterdi. Türkiye 2004, 2005, 2006 yıllarında çok önemli yasalar çıkardı. Benim de grup başkanvekili olduğumda o yasal düzenlemeleri gerçekleştirdik. Ama nasıl istismara uğradığını hep beraber gördük. Bu ülkede onurlu, şerefli şekilde yaşayan vatandaşın bu yaşama zevkinden birşey kaybettirmeden, onun huzurunu kaçırmaya ’Hayır’ diyen yapılanmayı önümüzdeki günlerde parlementoya taşıyoruz. İnşallah bu vandalların hesabını soracak olan güçlü Türkiye Cumhuriyeti devletidir, kimse endişe duymasın" diye konuştu. 

TEDBİR, ÇÖZÜM VE REFORMLAR AÇIKLANACAK  

Türkiye’deki ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmeler yaptığı sırada toplantıya geç kalmasının nedenini de açıklayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik konuşmasını şöyle tamamladı: "Sayın Başbakan önümüzdeki günlerde geleceğe dönük Türkiye’yi bekleyen risklere karşı 23 dönüşüm programını açıklayacak. Bu dönüşüm programı içinde bin 200’ün üzerinde tedbir, çözüm ve reformlar var. Bu küresel ekonomi tabloyu gören, bundan etkilenmeme adına önlemlerini çok önceden alan Türkiye olduğundan bu süreçleri son derece başarı ile atlatabiliyor. Saatler süren önlemler paketleri Türkiye’nin önünü açıyor. Türkiye, yüzde 5’in üzerinde büyümeyi harekete geçirebilecek noktadadır. İnşallah kısa sürede bunları yakalayacağımız inancı içindeyiz." Konuşmaların ardından Bakan Çelik, derneğin yeni üyelerine rozetlerini taktı.