Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Yüzde 9’larda dolaşan bir enflasyon Türkiye için hayırlı olmaz. Bundan sonraki dönemde enflasyonu daha makul oranlara çekmek birinci önceliğimiz” dedi. Babacan, bazı ürünlerin fiyatlarının da enflasyona dikkat edilerek uygulanacağını kaydederek, “Devletin direkt ya da endirekt bir etkisinin olduğu ürünlerde ya da hizmetlerde enflasyona çok dikkat eden bir fiyatlandırma politikamız olacak” diye konuştu.

Yaz aylarındaki gıdaki gıda zamları enflasyonu çift haneye yaklaştırmıştı. 1 Ekim’de elektrik ve doğalgaza yapılan yüzde 9’luk zamların da enflasyonu yüzde 10’un üzerine taşıyacağı tahmin ediliyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantıları ve G20 oturumları kapsamında ABD’nin başkenti Washington’da bulunan Babacan, sıkı maliye politikası ve düşük bütçe açığının, enflasyonla mücadelede en büyük destekçileri olacağını söyledi.
Babacan, sıkı maliye politikaları ve düşük bütçeye ilaveten gelirler ve bazı ürünlerin fiyatlandırmaları alanlarındaki politikaların da enflasyona dikkat edilerek uygulanacağına işaret ederek, şöyle dedi:
“İster enerji fiyatları, ister gıda fiyatları olsun, devletin direkt ya da endirekt bir etkisinin olduğu ürünlerde ya da hizmetlerde enflasyona çok dikkat eden bir fiyatlandırma politikamız olacak. Ama Merkez Bankası’nın para politikaları aracılığıyla enflasyonla mücadelede çok temel görevleri var. Fiyat istikrarı Merkez Bankamızın asıl önceliği.”

‘Cari açık % 5’e inecek’

Babacan, “Cari açıkla mücadelede ciddi bir başarı ortaya koyduk. Yüzde 2 puanlık düşüşü büyümeden fedakarlık yapmadan gerçekleştirdik. Yüzde 7.9 olan cari açığı, bu yıl yüzde 6’nın da altında bir rakamda görmeyi bekliyoruz. 2017-2018’e kadar da yüzde 5’e inmesini öngörüyoruz” diye konuştu.

Babacan, bütçe açığının gayri safi milli hasılaya oranını 2017’de yüzde 0.3’e indireceklerini söyledi.

 ‘Seyirci kalmayacağız’

Türkiye’de büyümenin yapısal reformlarla gerçekleşeceğini vurgulayan Babacan, 2014’te yüzde 3.3 ve 2015’te yüzde 4 olan büyüme beklentileriyle, IMF’in her iki yıl için de yüzde 3 ile sınırlı kalan tahmini arasındaki farkı şöyle değerlendirdi:
“Hiçbir tedbir almazsak ve ekonomideki gelişmeleri sadece seyredersek, Türkiye’nin büyümesi yüzde 3’te kalır. Yüzde 4 büyüme ancak çaba ile gerçekleşebilir. Büyüme için yapısal reformlar ve verimlilik artışında çaba göstereceğiz. Sadece devlet para harcasın, bankalar para bulsun, bu tür büyüme ise bizim cari açığımızı artırıyor.”

 25 dönüşümün eylem takvimi

Babacan, kalkınma programıyla 25 öncelikli dönüşüm programını açıkladıklarını hatırlatarak, şöyle dedi:
“Şimdi o 25 dönüşümün altındaki yaklaşık 1250 eylemin takvimini yapıyoruz. Bu çalışma tamamlandığı zaman, belki gruplar halinde, belki de topluca Sayın Başbakanımız tarafından bu takvim açıklanacak. Bu reformları gerçekleştirirsek gelecek sene yüzde 4, ondan sonraki yıllarda da yüzde 5’lik büyüme oranlarına ulaşabileceğimizi düşünüyoruz.”