Yazdır

Dünya ekonomisi yedi yılda bir krize giriyor

Tarih: 10 Ekim 2014 - 10:42

Notus Portföy Genel Müdürü Murat Sağman, dünya ekonomisinin 1980’den bu yana yedi yılda bir krize girdiğini hatırlatıyor.

ABD Merkez Bankası (FED) faiz artırımına ne zaman başlayacak? Bu soru uzun zamandır küresel piyasaların bir numaralı gündemini oluşturuyor. Bu durum bir süre daha devam edecek. Nitekim FED son toplantısında da bu konuda net bir mesaj vermedi. Türkiye’nin önde gelen bağımsız portföy şirketlerinden Notus Portföy Genel Müdürü Murat Sağman, FED’in 1994,1999 ve 2004 dönemlerinde faiz artırımına başladığını hatırlatarak, “Faiz artırım sürecinden önceki yıllara baktığımda hep olumlu bir tablo görüyorum. Bu deneyimi göz önünde bulundurursak bu yıl da piyasalar için karamsar olmaya gerek yok. Ancak 2015 yılı piyasalar açısından bu yıla göre daha zor bir yıl olacak” diyor.
Dünya ekonomisinin 1980 yılından bu yana 7 yılda bir krize girdiğini hatırlatan Sağman, “2008 yılının üzerine 7 yıl eklediğimizde 2015 yılına geliyoruz” hatırlatması yaparak şu uyarıda bulunuyor: “Son yıllarda piyasalarda oldukça iyi bir yükseliş yaşandı. Gelecek yıl FED’in faiz artırım sürecini de göz önüne aldığımızda 2015 yılına dikkat etmeliyiz.”
Altın fiyatlarındaki isabetli öngörüleri ile bilinen Sağman, altın fiyatlarının düşüş trendinde olduğunu, kısa vadede (yıl sonuna kadar) bu düşüşün süreceğini ancak orta vadede (gelecek yıl) yeniden yükselişe geçeceğini söylüyor. Fortune Türkiye’den Kenan Şanlı, Notus Portföy Genel Müdürü Murat Sağman’la konuştu.
 
-FED’in son açıklamaları ile piyasalar gerildi. Siz geçmişten farklı ne gördünüz? Bu açıklamalar ışığında FED ne zaman faiz artırabilir?
 
-Biz aylardır FED’in faiz artırımını konuşuyoruz ve aslında zamanı yaklaştı. FED son açıklamalarında da, “Kaydadeğer bir zaman faizler düşük kalacak” ibaresini değiştirmedi. Biz daha önceki deneyimlerde bu ibare kalktıktan altı ay sonra faiz artırımının geldiğini gördük ama bu ibare kaldırılmadı.
 
-Daha önceki deneyimlere baktığımızda faiz artırımı öncesi ve sonrası piyasalarda hareketler nasıl?
 
-1994, 1999 ve 2004 dönemlerinde FED faiz artırımına başlamış. Faiz artırım sürecinden önceki yıllara baktığımda hep olumlu bir tablo görüyorum. Bu deneyimi göz önünde bulundurursak bu yıl da piyasalar için karamsar olmaya gerek yok. Bu anlamda 2015 yılı piyasalar açısından bu yıla göre daha zor bir yıl olacak. Ayrıca 1980’den itibaren baktığımızda küresel ekonominin ve piyasaların yedi yılda bir kriz doğurduğunu görüyoruz. 1980 yılında Petrol Krizi, 1987 yılında Amerika borsalarında tarihinin en büyük düşüşlerinden biri, 1994 yılında Meksika Krizi, 2001 yılında Nasdaq çöküşü, 2008 yılında ise dünyanın en büyük krizi yaşandı.
Dikkat edersek yedi yılda bir dünya bir krizle karşı karşıya geliyor. 2008 yılının üzerine yedi yıl eklediğimizde 2015 yılına geliyoruz. Son yıllarda piyasalarda oldukça iyi bir yükseliş yaşandı. Gelecek yıl FED’in faiz artırım sürecini de göz önüne aldığımızda 2015 yılına dikkat etmeliyiz. Borsalar üç ana nedenle yükselir. Bir; faiz düşükse, iki; ülkede büyüme varsa, üç; şirket kârlılıkları varsa. Büyüme istenilen boyutta değilse ve bunun üzerine faizler yükseliyorsa orada bir kâr satışı kaçınılmaz.
 
-Kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği sinyaller bir not indirimine işaret ediyor. Siz bir not indirimi bekliyor musunuz?
 
-Yabancı yatırımcı siyasi istikrarın devam edip etmediğine bakıyor. Bugün Ak Parti Hükümeti devam ediyor. Ancak içerideki işleyişe de dikkat ediliyor. Seçime kadar olan süreçte yabancı yatırımcılar, cari açığın gelişimi ve kompozisyonuna bakacak.
Cari açığın kompozisyonuna baktığımızda üçte ikisinin kısa vadeli sermaye hareketleri ile üçte birinin uzun vadeli sermaye ile karşılandığını görüyoruz. Bu negatif bir tablo. Dışarıda olabilecek bir dalgada bizim bu tabloyla kötü etkileneceğimiz kesin.
Keza yabancı yatırımcılar enflasyonun düşüp düşmediğine bakacak. Bugün faizlerin enflasyonun altında olduğunu görüyoruz. Türkiye şu anda reel faiz vermiyor. Diğer yandan Merkez Bankası’nın bağımsızlığı çok önemli; yabancı yatırımcılar buna çok dikkat edecek. Bunların yanında bölgedeki jeopolitik gelişmeler de izlenecek. Türkiye bütçe disiplini anlamında iyi durumda ancak burada da haziranda seçimlerin olması bir risk yaratabilir.
Bütün bunlar üzerinden not değerlendirmeleri yapılacak. Ben özellikle Moodys’ten bir not düşüşünün gelebileceği endişesindeyim.
 
NOTUN İNMESİ PİYASALAR İÇİN İYİ OLMAZ
 
-Not düşüşünü piyasalar nasıl algılayacak?
 
-Notun inmesi piyasalar için iyi olmaz. Birçok uluslararası fon iki kredi derecelendirme kuruluşunun yatırım yapılabilir seviyede notunu vermesi durumunda o ülkeye yatırım yapabiliyor. Bugün S&P zaten yatırım yapılabilir seviyenin altında, Fitch ya da Moodys’in notu düşürmesi durumunda bu fonların Türkiye defterini kapatmasına neden olur. Bunun üzerine FED’in faiz artırımı geldiğinde Türkiye çok daha olumsuz etkilenir.
 
-Böyle bir ortamda döviz ve faize ilişkin beklentiniz nedir?
 
Merkez Bankası’nın böyle bir ortamda faizleri düşürmesi özellikle kur açısından iyi olmaz. Bu anlamda Merkez Bankası’nın faizleri indirmemesi lazım. Şayet bir faiz indirimi olmazsa yıl sonuna kadar dolar 2,25-2,30 TL arasında dengelenebilir. Dolar/TL’de 2,50 gibi uçuk senaryoları beklemiyorum. Bono faizleri bugün yüzde 9-9,5 arasında dalgalanıyor, çift haneleri görebiliriz. Bu şartlar altında Borsa İstanbul’da ise 75 bini görebiliriz.
 
Altın fiyatları yeniden düşüşe geçti. Bunun nedenleri neler ve kısa, orta dönemde beklentileriniz nedir?

Altın fiyatlarıyla dolar ters orantılı gelişiyor. Bugün dünyada genel olarak dolar yükseliyor. Dolar endeksi, kesintisiz şekilde 10 hafta üst üste değer kazanarak 1967 yılından bu yana en uzun rallisini gerçekleştiriyor. İkincisi jeopolitik riskler azalmaya başladı. Özellikle Rusya-Ukrayna, İsrail-Hamas tarafındaki riskler azaldı. Bu da altın fiyatlarını aşağı çekti.
Bunların yanı sıra bu aylarda altın talebinin en fazla olduğu Hindistan’da bu yıl talebin düştüğünü görüyoruz. Keza Çin’de de talep düşüşü var. Geçen yılla kıyaslandığında son üç ayda fiziksel altın talebinde Çin’de yüzde 58, Hindistan’da ise yüzde 39 düşüş var. Ayrıca Hindistan’da yeni başkan ithalata yüzde 10 vergi ve ithal edilen altının yüzde 20’sinin ihraç edilmesi kuralını getirdi. Bütün bunlar bir araya geldiğinde altın fiyatları düşüşe geçti.
Bugün düşüş trendindeyiz ve bu trend yıl sonuna kadar sürecek. Altın fiyatları ons bazında bin 180 dolara kadar gerileyebilir Ancak orta ve uzun vadede (gelecek yıldan itibaren) altının hâlâ yükselme potansiyeli var.

Jeopolitik risklerin tekrar geri dönmesi, dünyada bir enflasyonun yaratılması ve özellikle Çin gibi merkez bankalarının altın almaya devam etmesi halinde altın tekrar bin 300 dolara yükselebilir.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/dunya-ekonomisi-yedi-yilda-bir-krize-giriyor/425578