NATO Genel Sekreteri Hens Stoltenberg, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü. Görüşmenin ardından ikili basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısından satır başları:    

- Sayın Bakan'a çok teşekkür ediyorum. Türkiye benim NATO Genel Sekreteri olarak ziyaret ettiğim 2. Ülke. Bu ziyareti görev süremin başlangıcında gerçekleştiriyorum, bu zorlu dönemde sizin görüşlerini almak için yapıyorum. 

- İttifakımız tehditlerle karşı karşıya. IŞİD; Irak halkı, Suriye halkı, bölge ülkeleri ve NATO ülkeleri için tehdit.  NATO kendi rolünü oynuyor. Patriot füzelerinin yerleştirilmesi buradaki savunmayı güçlendiriyor. Türk halkını güçlendiriyor. NATO tüm müttefiklerini kendi güvenliklerini korumakta desteklemekte kararlıdır. 

- Patriot sistemlerini Türkiye’ye yerleştirdik ve Türkiye’nin savunmasını güçlendirdik. Türkiye’nin kendini savunma gücü de var. Biz her zaman Türkiye’yi desteklemeye devam edeceğiz. Bu ittifakın bir parçası. Türkiye’nin ne yaptığı ile ilgili olarak. Geniş bir uluslararası çabanın parçası olarak belli adımları var. Türkiye’nin çok büyük bir misafirperverlik gösterdiğini belirtmem gerekiyor. TBMM’nin Türkiye’nin daha aktif bir rol oynama konusundaki kararından memnuniyeti belirtmek istiyorum. Türkiye ile ortağız bölgede güvensiz durumu azaltmak için işbirliğine devam ediyoruz. 

SORU: Türkiye’nin güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge talepleri var. Bunların çözüm olabileceğine inanıyor musunuz? Füze tehditleri dışında NATO ne gibi durumlarda devreye girecek?

- NATO  zaten Türkiye’de Patriot füzeleri konuşlandırmış durumda. Türkiye’nin talebi üzerine üç yıl önce bu adımı attık. Bu füzelerle ilgili işbirliğimi devam ettirmek istiyoruz. NATO’nun dayanışmasını ne zaman göstereceğini sormanıza gerek yok, zaten gösteriyoruz. Uçuşa kapalı bölge anlamında Türkiye güçlü bir müttefik, ittifak içinde ikinci büyük orduya sahip. Uçuşa kapalı bölge ya da kapalı bölge çağrıları oldu. Bugünlerde çok basit bir çözüm görmüyoruz. Tüm NATO tartışmalarında masaya gelmiş bir şey değil. Şuanda çok karalı bazı adımlar gördük bazı ülkelerden. Türkiye’nin de çok yüksek sığınmacı kabul ederek katkıda bulunduğunu gördük.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU

Soru: Kendi vatandaşlarını bugün sokaklarda IŞİD’e karşı müdahale bulunmanızı istiyor. Türkiye neden böyle çekinceli davranıyor? NATO’nun bütün bölgede güvenlik anlamında füzelerin yerleştirilmesi dışında neler yapabilir? 

- Her şeyden önce Türkiye terörle mücadelede ve yanı başında meydana gelen olaylarda çekingen davranmamıştır. 46 vatandaşımızın rehin tutulduğu süreçte dikkatli davrandık ama o süreçte Irak ve Suriye’de yapılması gerekenleri paylaştık. Bugünkü tabloyu aslında 4 yıldır tüm dostlarımızla paylaşıyoruz. Biz bölgeye kapsamlı açıdan bakıyoruz. Güvenlik ve istikrar sağlanması için kapsamlı strateji gerektirir. Bugün Suriye’de Esad rejimi kaldıkça kan ve katliamlar devam edecektir. Esad rejimi 200 binden fazla insanı öldürmüştür.  Esad rejimi istikrarsızlığın sebebidir. Dolayısıyla siyasi bir değişim gerekmektedir. Esad rejimi kaldıkça bu durum devam edecektir. Şimdi IŞİD’den bahsediliyor yarın kim çıkacak tahmin bile edilemez. Müttefiklerimizin hava saldırılarını desteklediğimiz açıkça söyledik. IŞİD ve terör örgütlerini temizlenmesi için hava operasyonu yeterli değildir.

"ÖMÜR BOYU BM GİBİ DAVRANAMAYIZ"

- Ayrıca bunun insanı boyutu vardır. Türkiye bu konuda çekinceli davranmamıştır. 200 bin kardeşimizi sınırlarımıza aldık. Türkiye ayrım yapmaksızın açık kapı politikasını devam ettirmektedir. 4 milyar dolardan fazla harcama yaptık. Türkiye’ye ulaştırılan yardım ise 200 milyon dolar civarında. Türkiye’nin ömür boyu BM gibi davranmasını beklemek de haksızlık.

- Sadece Türkiye’nin tek başına kara operasyonu yapmasını beklemek gerçekçi değildir. Müttefiklerimizle görüşmeler devam ediyor. Ortak karara vardıktan sonra Türkiye üzerine düşeni yapacaktır. Bunu içeride fırsat bilerek birbiriyle çatışmaya giren kardeşlerimize, şunu söylemek isteriz. Kobani ve bölgedeki insanların yanında kimin olup olmadığını iyi biliyorlar. Bunu fırsat bilerek Türkiye’yi karıştırmak isteyenlere devletimiz izin vermeyecektir.