SPYD Başkanı Ünver, Bank Asya'da hâkim ortakların Katarlılar ile ortaklık görüşmelerini önceden öğrenip borsada milyonlarca liralık vurgun yapmasının 'yüz kızartıcı suç' olduğunu belirterek "ABD'de olsa yönetime el konulur" dedi.

Sabah'ın haberine göre, paralel yapının bankası Bank Asya'da hakim ortakların Qatar Islamıc Bank ile ortaklık görüşmelerinden önce borsadaki köstebek vurgununun ortaya çıkması üzerine Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği (SPYD) Başkanı Arif Ünver'le konuştuk. Ünver, tasarruf sahiplerinin zarar görmesine neden olan her davranışa karşı hukuki mücadelede kararlı olduklarını söyledi. 

Sermaye Piyasası Kurulu, Bank Asya'nın Katarlılar ile ortaklık görüşmeleri başlamadan önce bunu hakim ortaklara sızdırdığını, A grubu hisse sahibi isimlerin de borsada milyonlarca liralık vurgun yaptığını tespit etti. Yüzde 53'ü halka açık olan banka Katarlılar ile ortaklık görüşmelerini 25 Mart'ta borsaya bildirdi. Bu durum küçük yatırımcıları mağdur etti mi? 
Bir menkul kıymetin fiyatını olumlu veya olumsuz yönde etkileyecek bilginin Kamuyu Aydınlatma Platformu vasıtasıyla bildirilmeden önce ilgili firmanın merkezinde olanlar tarafından menfaat sağlamak amacıyla kullanılması sermaye piyasasının en önemli suçudur. Bu, finansal piyasaların, yüz kızartıcı olarak ifade edebileceğimiz bir suçtur. İlgili suça karşı dünyanın finans merkezleri son derece sert cezalar veriyor. ABD'de siz 'insider trading' suçu işlerseniz bir daha sermaye piyasalarının kapısından geçemezsiniz. Bu suçu işleyenin yetkinlikleri elinden alınır. Eğer ki bu suç kurumsal yapıda organize bir hal almış ise yönetime bile el çektirilir, geçici olarak atanan kişiler işleri sevk ve idare eder. Bilgi suistimali (insider trading) bu kadar hassas bir meseledir. Burada tespit edilmesi gereken insider trading mevzusu kişisel mi yoksa kurumsal bir hal mi almış? Bu noktanın ortaya çıkarılması şarttır. Finansal piyasalarda kısa vadeli fiyatlamalar algı neticesinde oluşur. Bu algıyı da haber akışı sağlar, haber akışında fırsat eşitliği en hassas konudur. 

Yani fırsat eşitliği mi çiğneniyor... 

Siz fırsat eşitliğini hiçe sayarak, bilgiyi önce kendi işinizi görüp ardından halka açıklarsanız bu davranış ne hukukta ne vicdanda yer alır. Bir nevi hak gaspıdır. Biz SPYD olarak küçük yatırımcının hakkının tesliminin önündeki en büyük sorunun ihtisas mahkemelerinin henüz tesis edilmemesini görmekteyiz. Finans ihtisas mahlemelerinin henüz tesis edilmeyişi SPK'yı da zora sokuyor. 

HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATACAĞIZ 

Siz dernek olarak bu konuda dava açmayı düşünüyor musunuz?

SPYD olarak konuyu yönetimimiz ve üyelerimizle değerlendirme sürecindeyiz. Tasarruf sahiplerinin zarar görmesine sebep olan her davranışın karşısında hukuksal mücadelede kararlıyız. Bu noktada otoritelerin de daha kararlı ve hızlı olmaları aşırı önem arz ediyor. 
 Bir finans kuruluşunun kendini cemaatle bu kadar özdeşleştirmesi sizce doğru mu? Finans aleminde, ideolojik temeli olan bir halka açık firmaya ortak olmak son derece risklidir. Özellikle Türk borsa yatırımcıları, bu konudan çok muzdarip olmuş ve ağzı yanmıştır. Finans aleminde faaliyet gösteren bir firmanın ideolojik temeli varsa halka açılmasına da izin verilmemeli... 

HUKUKU DA VİCDANLARI DA ÇİĞNEDİ

Bankanın ortaklık yapısıyla ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamalar hisselerin dalgalanmasına neden oldu. Örneğin Katarlılarla görüşmelere başlandığı 25 Mart'ta açıklandı. Haber ajansları 3 Haziran'da Katarlılar ile ortaklık görüşmelerinin sonlandığı haberlerini geçmesine rağmen banka bunu 1 ay sonra açıklayarak bilgiyi gizledi. Bu konuda küçük yatırımcılar kandırıldı mı sizce? 

Siz, halka açık bir firmada cereyan eden bir hususu küçük ortaklarınızdan gizlerseniz hem hukuku hem de vicdanları çiğnersiniz. Haber ajanslarına açıklanan bir bilginin, banka tarafından bir ay sonra kamuoyuna duyurulması asla kabul edilemez. Halka açık bir firmaya ait gelişmelerin önce haber ajanslarında yer alması, çok ciddi bir sorundur. Bu bilgiyi sızdıranın ivediklikle tespit edilmesi birçok konuyu çorap söküğü gibi çözecektir. 

GENEL KURUL YAPIP BİLGİLENDİRMELİYDİ

-Daha sonra Ziraat Bankası'yla ortaklık yapılacağına yönelik haberler sızdırıldı. Bankanın burada ortaklarını olağanüstü genel kurula çağırıp bilgilendirme yapması gerekmez miydi? 

Bu konu çok önemli; yasal olarak bir ortaklık start alırsa zaten kanunen ayrılma hakkına istinaden olağanüstü genel kurul yapmak zorunluluğu var. Lakin henüz somut bir durum ortaya çıkmadığından yasal olarak zorunluluk yok. Fakat haberlerin havada uçuştuğu böyle bir ortamda olağanüstü genel kurul toplantısı ile azınlıklar detaylıca bilgilendirilebilirdi.