Vakıfbank’ın kuruluş sürecinde 601 vakfın malları satılarak bankaya sermaye olarak konuldu. Bu vakıfların hisse miktarları da tek tek kaydedildi. En büyük hisse ise Necip Paşa Vakfı’na ait görünüyor. Dinçer Gökçe'nin Hürriyet'teki haberine göre Şam ve Bağdat valiliği de yapan Necip Paşa’nın torunu olduklarını mahkemece belgeleyen 7 kişi Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne karşı alacak davası açtı. Müdürlük ise, Necip Paşa Vakfı’nın ortaklar arasında yer almadığını savunuyor.

Osmanlı devlet adamlarından Baruthane Nazırı Necip Paşa 1851’de vefat ettiğinde, kendisinden geriye bir vakıf bıraktı. Sahip olduğu çok sayıda varlıkları bu vakfa bağışladı.

EN BÜYÜK HİSSEDAR 

Ocak 1954’te kurulan Vakıfbank’ın kuruluş sermayesi için de aralarında Necip Paşa Vakfı’nın da bulunduğu 601 vakfın menkul ve gayrimenkulleri satıldı. Söz konusu vakıfların tamamı listelendi. Hangi vakfın bankada ne kadarlık hissesi olduğu belirtildi. Listeye göre Necip Paşa Vakfı’nın bankada 396 bin 200 TL’lik hissesi bulunuyor.  601 vakfın toplam hisse tutarı ise 2.857.900 TL olarak kayıtlara girdi.

Yasaya göre, hayatta olan ve  mahkemece vakıf evladı olduğu tespit edilen kişilere belli bir ödeme yapılıyor. Bir çok hak sahibinin de dava açarak bu haktan yararlandıkları anlaşıldı.



‘PAYIMIZ ÖDENMİYOR’ 

M. Haluk Kunter ve 6 akrabası da, 15 yıl kadar önce mahkeme kararı ile Baruthane Nazırı Necip Paşa’nın torunları oldukları ortaya koydu. Mahkemeden alınan karar sonrası kurumlar arası uzun süren yazışmalar sonrası  Kunter ve 6 akrabası  Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne karşı Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde alacak davası açtı. Davacıların iddiasına göre Vakıflar Genel Müdürlüğü, yasal hakları olan ödemeyi kendilerine yapmıyor.

‘ORTAĞIMIZ DEĞİL’ YANITI

Müdürlükten mahkemeye gönderilen yanıtta ise Necip Paşa Vakfı’nın ortakları arasında yer almadığı savunuldu. Mahkeme dosyayı bilirkişiye teslim etti. Bilirkişi İsmail Gökmen geçtiğimiz 9 Mayıs’ta ön inceleme raporunu hazırladı. Raporda, Necip Paşa Vakfı’na ait olduğu belirlenen Çanakkale’deki gayrimenkullerde elde edilen gelir ve giderler ile ilgili bilgilerin Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden sorulması istedi.  Bilirkişi Gökmen, vakfa ait hesapların incelenmesi için bir de mali müşavirin bilirkişi olarak heyete dahil edilmesini istedi. Davanın bir sonraki duruşması 11 Eylül’de yapılacak.

HACI AHMET’İN TORUNLARI DAVAYI KAZANDI

Benzer bir dava Kayseri Hacı Ahmet Vakfı adına açıldığı, anılan davanın kazanıldığı anlaşıldı. Kayseri Hacı Ahmet’in torunu olduklarını tespit ettiren üç kişi Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Davacılar, Vakıfbank’ın kuruluşunda dedelerinin kurduğu  vakfın 10 bin liralık hissesi olduğunu, ancak hakları olan parayı alamadıklarını öne sürdü. Vakıflar Genel Müdürlüğü yaptığı savunmada davanın reddini istedi. Ancak mahkeme yaptığı yargılama sonrası davacıları haklı buldu. Ve bu karar 2007’de Yargıtay’da onanarak kesinleşti.

‘VAKIF MALI DEVLETİN DEĞİL’

Av. Hüseyin Uğur Poyraz, 600 vakfın mal varlığının satılarak elde edilen para ile Vakıfbank'ın kurulduğuna işaret etti. "Vakıf malı devletin malı değildir. Hiç kimse devlet için vakıf kurmaz" diyen Av. Poyraz vakıf evladı olduğu mahkemece kesinleşmiş çok sayıda kişinin dava açtığını söz konusu davaları önümüzdeki günlerde de açmaya devam edeceklerini kaydetti. Av. Poyraz, vakıf evlatlarının dayanışma amacı ile 6 ay kadar önce Vakıf Araştırmaları Derneği'ni de kurduklarını söyledi.