Sermaye piyasaları bu yaz biraz daha sıcak geçecek. Daha önceleri mayısta satıp arkasına bakmadan tatile gidenler, bu kez piyasaları yakından takip edecek. Ağustosta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi belirleyici faktör olarak öne çıkarken, kurlardaki oynaklık, yabancıların gelişmelere karşı refleksleri, takip edilecek diğer göstergeler olacak. Zeynep Aktaş'ın Milliyet'teki haberine göre fiyat/kazanç oranları ise kritik eşiklere geldi. Son 10 yılda 10-14 arasında dalgalanan fiyat/kazanç oranları 13.95 seviyesinde. Ancak, 2014 için borsaya yönelik iyimser beklentiler de hâlâ sürüyor.

Söz konusu tahminler bile endeksin 88 binin üstüne çıkamayacağını işaret ediyor. Bu da maksimum yüzde 12 oranında bir çıkış anlamına geliyor. Ancak, geçmiş tecrübeler Türkiye gibi bir ülkede seçim varsa dalgalanmaların da her zaman daha sert olabileceğini gösteriyor. Piyasalara yönelik kelebek etkisi bu süreçte daha üst perdeden yaşanıyor. Şüphesiz yaşanacak hareketlenme, yatırımcılar için fırsat olduğu kadar yanlış tercihler zarar anlamına gelecektir.

FAİZDEKİ DÜŞÜŞ BORSAYA YARAR
Yaza girerken piyasanın önemli sacayağından olan faizlerin seyri, yön belirlemeye devam ediyor. Merkez Bankası’nın faiz indirimi öncelikle etkisini banka hisselerinde gösterdi. Reel sektöre yansıması ise biraz daha zaman alacak.

Önümüzdeki günlerde de gözler Merkez Bankası’nda olacak. Çok önemli dalgalanmalar olmadıkça faiz kararı öncesinde atılacak adımların sinyalleri veriliyor. Dikkatli gözler bu sinyalleri yakalarken fırsatları da değerlendiriyor. Faizlerdeki düşüş, istikrarlı döviz kuru, yıllık hedefleri öngörebilmek... Tüm bunlar yatırımcıların arzu ettiği sağlıklı piyasa koşulları. Bu etkenler arasındaki faizdeki artış şirketlerin finansman giderlerini artarken maliyetleri şişiyor. Düşüş ise reel sektöre olumlu yansıyor. Söz konusu  hareketliliğe en hızlı tepki verense borsa oluyor. Mevcut haliyle faizdeki düşüşün devam etmesi hisselerdeki yükseliş ivmesinin de korunması anlamına geliyor.



DALGALANMALAR VE RİSK
Bu yaz gerek yurtiçi gerekse yurtdışı gelişmeler, fiyat hareketlerini ve dalgalanmaları beraberinde getirecek. Ancak dalgalanmalar fırsat yaratığı kadar risk de içeriyor. Bu nedenle yatırımcıların gerektiğinde uzun vadede bekleme gücü olabilmeli. Sermaye piyasalarına kısa süreyle gelenler ya da strese karşı direnci düşük olanlar dalgalanmalarda gerçekleştirecekleri ters işlemlerle zarar edebilirler. Bu noktada seçilecek hisseler öne çıkacaktır. Mevcut durumda 444 hisse senedinden 284 adeti bir yıl önceki fiyatının altında bulunuyor. bist 100 Endeksi bir yıl öncesine göre hâlâ yüzde 14 aşağıda bulunuyor. Endekste yer alan sadece 30 hisse, son bir yıldaki seviyenin üzerine çıkabildi.

Bu durum hisselerin yüzde 70’inin hâlâ bir yıl önceki seviyesinin gerisinde kalmasına neden olurken gerek hisse senetlerinin gerekse eurobondların ilgi odağında kalmasına imkan sağlamakta. Tüm bunlardan ayrı olarak gerçekleşen faiz indiriminin özellikle banka hisselerini hareketlendirdiği görülüyor. Geçtiğimiz hafta banka sektöründeki hisselerde yüzde 8’e varan getiriler oluştu.

Goldman Sachs, Türk banka hisselerinin  keskin toparlanma gösterdiklerine dikkat çekerken toparlanmada politik durumdaki netleşme ve daha güvercin bir TCMB’nin etkili olduğunu hatırlattı. Kurum, Türk bankaları için kâr tahminlerini ortalama yüzde 16 artırdı. Gözlenen sert hareketlilik elbette kâr satışları ile karşılaşabilir. Ancak olumlu gelişmelerin fiyatlara alım yönünde yansıyacağını göz ardı etmemek gerekiyor.



EMEKLİLİK FONLARI BÜYÜYOR
Son bir yıllık verilere göre fon pazarı yüzde 8.4 oranında küçülürken emeklilik fonları büyüdü. Geçtiğimiz yıl mayıs ayında 32 milyar TL büyüklüğü olan fon pazarının geçtiğimiz cuma günü itibariyle büyüklüğü 29 milyar TL idi. Düşüş yüzde 8.4 oranında gerçekleşirken emeklilik fonlarına olan ilginin yükseldiği gözlendi. Emeklilik fon pazarı bu zaman diliminde yüzde 27 büyüdü. Yatırım fonlarında son bir yılda en fazla artış, Değişken Fon ile Likit Fonlarda gerçekleşti.

Mevduat faizlerinin yükselmesi paranın likit ve değişken fonlardan çıkarak mevduata yönelmesine neden oldu. Yatırımcıların önlerinde yüksek mevduat faizi gibi bir seçenek varken fon yönetim gideri ödeyerek likit fonlarda ve değişken fonlarda kalmayı tercih etmemelerini anlaşılır bulmak gerekiyor. Yüksek faiz  alternatif bir seçenek olarak durdukça, yatırım fon pazarına ilginin zayıf kalması da şaşırtıcı olmamalı. Gözlenen, yatırımcıların ağırlıklı olarak kısa vadeli tahvil bono fonlarını tercih ediyor olmaları. Öte yandan emeklilik fonlarına ilginin arttığı da dikkat çekmekte. Emeklilik fon pazarı, son bir yıl içerisinde yüzde 27  büyüme kaydetti. Yabancı para dış borçlanma fonları, esnek fonlar, büyüyen fonlar arasında yer alıyor.