Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Sberbank'ın, Denizbank'ı Türkiye'de "daimi bir varlık" olarak gördüğünü belirterek, şu aşamada halka arz gibi düşüncelerinin olmadığını kaydetti.

18. St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu'na (SPIEF) katılmak üzere Petersburg'da bulunan Ateş, Sberbank'ın, Denizbank üzerinde uzun vadeli planları, Denizbank'ın bu yılın ilk çeyreğindeki verilerini ve bankacılık sektöründeki güncel gelişmeleri değerlendirdi.  

Ateş, Denizbank'ın, Sberbank'ın Türkiye'deki iştiraki olduğu için, SIPEF'in kendileri için ayrı bir önem arz ettiğini belirterek, forumun her yıl gelişerek devam ettiğini kaydetti.

Ateş, Sberbank'ın, Denizbank üzerinde uzun vadedeki planları hakkında bilgi verirken, "Sberbank'ın kesinlikle şu aşamada halka arz gibi bir düşüncesi yok, Çünkü böyle bir banka almış olmaları onları çok memnun ediyor, karlılık ve diğer beklentilerini de fazlasıyla karşılıyorlar" değerlendirmesinden bulundu.

Sberbank Genel Müdürü Germann Gref'in, Denizbank'ı Türkiye'de "daimi bir varlık" olarak gördüğünü kaydeden Ateş, bunun sadece ticari amaçlı veya kısa vadeli bir plan için yapılmış alım olmadığının altını çizdi.

Ateş, Türkiye ile Rusya arasında gerek coğrafi yakınlık gerekse de iş bağları göz önüne alındığında iki ülke arasında bir bakıma kader bağları oluştuğunu belirterek, Sberbank'ın Denizbank'ı satın almasının, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve giderek de politik, çok önemli bir ön adım olduğunu ifade etti.

Ateş, Denizbank'ın bu yılın ilk çeyreğindeki verilerini değerlendirerek, "Yüzde 16'nın üzerinde bir öz varlık karlılığıyla çok başarılı bir ilk çeyrek atlattık. 278 milyon lira net karla sonuçlandırdık bu bizim hedefimizin de üzerinde ve oldukça memnunuz" dedi.

Denizbank'ın önceki hissedarı Dexia'nın, Denizbank'ı 3 milyar 250 milyon dolara alıp, 4,1 milyar dolara sattığını hatırlatan Ateş, "2012'nin son çeyreğinde hisselerimizin tamamını aldılar, 1,5 yıllık sürede 900 milyon dolara yakın bir net kar söz konusu ki bu da satın alma değerinin yüzde 20'sini geçiyor" dedi.

BDDK düzenlemeleri

Ateş, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yaptığı düzenlemelerin bankacılık sektörünün karlılığına etkisini ve bundan sonraki dönemde BDDK'dan beklentilerini şöyle değerlendirdi:

"Gerek BDDK gerekse de Merkez Bankası ve SPK birçok önlem aldı. Örneğin munzam karşılıklar yüzde 13-14'lere çıktı. Şimdi yüzde 11'lerde ve neredeyse ikiye katlamasının bankacılık sektörüne getirdiği ilave yük 6,3 milyar lira. 3-3,5 milyar dolar da diğer tedbirlerden gelen ek yük var dolayısıyla 10 milyarın üzerinde bankacılık kar kaybına uğruyor. Eğer bu kar kaybı olmasa biz bunu 8 kere kaldıraç kullanarak 85-90 milyar TL ek kredi verirdik"  

Yüzde 3 büyüme

Hakan Ateş, geçen yıl yüzde 30 büyüyen tüketici kredilerinin, bu yıl yüzde 6-7 seviyesinde büyüdüğü bilgisini paylaşarak, bunun da büyümeye etkisi olacağını kaydetti.

Türkiye'nin orta vadeli planda öngörülen yüzde 4'ün altında büyüyeceğini düşünen Ateş, "Yani çok kötü baktığınızda yüzde 2,5'lara düşebileceğini düşünüyoruz ama son zamanlarda yerel seçimlerden sonra politik istikrarın tesis edilmesi bizim gönlümüze su serpti. Fonlama ve mevduat maliyetleri de düşüyor, bu ortam bize umut verdi. Yılın bütününde Türkiye yüzde 3'lük bir büyümeyi sağlayacaktır, bu dünyanın bu halinde kötü değildir ama Türkiye için yeterli değildir" diye konuştu.