Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde seçmenler bu hafta sonu, 28 ülkeden oluşan birliğin rotasını çizebilecek Avrupa Parlamentosu seçimleri için sandık başına giderek, politika yapıcılara Euro Bölgesi krizini yönetme konusunda notlarını verecek.

Hindistan seçimlerinden sonra dünyanın en geniş katılımlı ikinci demokratik uygulaması olan seçimler, yarın sona erecek. Seçim anketlerinde bu kez, İngiltere'den Yunanistan'a kadar, Avrupa Birliği'ni reddeden ya da Almanya tarzı mali kemer sıkma döneminin sona ermesini talep eden partiler öne çıkıyor.

Londra'da bulunan Berenberg Bank'ın şef ekonomisti Holger Schmieding, "Sert ekonomik zamanlar için hükümetler suçlanıyor. Kemer sıkma politikası ve sert reformlar sizi popüler yapmaz" yorumunda bulundu.

Birlik karşıtı partilerin AB Parlamentosu'nda gücü ele geçirmesi beklenmezken, yine de güçlenen varlıklarının kırılgan ulusal hükümetler için sorun yaratacağı ve finansal hizmetler endüstrisinden enerji piyasasında serbestleşmeye kadar pek çok alanda yavaşlama tehdidi oluşturacağı tahmin ediliyor. 

Euroya dair endişeler azalmış olsa da, henüz ortada yeterince olumlu ekonomik veri olmaması,  bütçe kesintileri, işsizlik ve göçe dair sıkıntıları körüklüyor.

Fransa'da seçmenlerin Marine Le Pen'in göç karşıtı Ulusal Cephe'sine, İngiltere'de ise 22 Mayıs yerel seçimlerinde de başarı gösteren Nigel Farage'ın, İngiltere'nin AB'den ayrılmasını isteyen Bağımsızlık Partisi'ne destek vereceği tahmin ediliyor.