CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, dün TBMM'de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıya ilişkin, "Dünyanın hiçbir noktasında kaba kuvvetle fikirler susturulamaz. Biz bütün Türkiye'de barışın, demokrasinin, bireylerin özgür olmasını arzu ediyoruz. O nedenle dünkü olayı bir kez daha kınıyorum"

Sarıgül, genel merkezde Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ederek, bir süre görüştü.

Çıkışta gazetecilere açıklamada bulunan Sarıgül, geçmiş dönemlerde milletvekilliği ve başkanlık divanında görev alan birisi olduğunu söyledi.

YÜZ KIZARTICI BİR OLAY

Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırının tüm Türkiye tarafından kınandığını hatırlatan Sarıgül, şöyle konuştu:

"Demokrasi adına yüz kızartıcı bir olaydır. Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek'ten de dileğimiz; TBMM'de güvenlik zafiyetinin olmaması lazım. Özellikle grup toplantılarının bir miting havası içinde geçmesi doğru bir olay değildir. Bu konuyu başlatan iktidar partisidir. O nedenle TBMM'de yeni bir düzenleme yapılması şarttır. Dünyanın hiçbir noktasında kaba kuvvetle fikirler susturulamaz. Biz bütün Türkiye'de barışın, demokrasinin, bireylerin özgür olmasını arzu ediyoruz. O nedenle dünkü olayı bir kez daha kınıyorum. Parlamento çatısı altında böyle bir olayın cereyan etmesi dünya kamuoyunda da ülkemiz açısından da son derece negatif bir olay olmuştur. Bu tür olayların bir daha olmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını şart olarak görüyorum."

Kılıçdaroğlu ile çok güzel bir sohbeti olduğunu dile getiren Sarıgül, Kılıçdaroğlu'nun olaydan sonra gösterdiği duyarlılığın ve sakinleştirici konuşmasının da toplumdaki gerginliği önlediğini savundu.

"Gölge başkanlıklar oluşturacağız"

Yerel seçimlerin gündeme gelip gelmemesinin sorulması üzerine ise Sarıgül, yerel seçim sonuçlarını da değerlendirdiklerini söyledi.

"İstanbul'da tabii arzu ederdik ki seçimler daha demokratik ortamda yapılsın" diyen Sarıgül, şunları söyledi:

"İstanbul'da biz AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Kadir Topbaş'la yarışmadık. Biz İstanbul'da tamamen, halkın verdiği yetkiyi devlet gücü olarak kullanan ve devletin bütün olanakları karşımızda seferber edildi. Özellikle seçim kurullarının bir kez daha vicdan muhasebesi yapması lazım. Türkiye'nin en demokratik olmayan bir yerel seçimleriyle karşı karşıya kaldık. İstanbul'da oyumuzu bir milyon yükselttik. İstanbul'da CHP tarihinin en yüksek oyunu aldık ama tabii arzu ederdik ki buraya başarıyla gelelim. Ama bugünden itibaren önümüzde yapılacak seçimlerle ilgili kapı kapı dolaşmaya başlayacağız. İstanbul'un bütün ilçelerinde gölge başkanlıklar oluşturarak, yapılan bütün çalışmaları adım adım takip edeceğiz."

İstanbul halkına sundukları önemli projeleri olduğunu hatırlatan Sarıgül, bu projelerin de takipçisi olacaklarını kaydetti.

Sarıgül, önümüzdeki süreçte CHP'nin İstanbul'da yakaladığı başarıyı daha da geliştireceğine inandığını da söyledi.

Üç puanlık oyla İstanbul seçimlerinin kaybedildiğini dile getiren Sarıgül, "Seçimler daha demokratik olsaydı, biz İstanbul'da AK Parti adayı ile yarışmış olsaydık, sonuç bu şekilde olmazdı ama Sayın Başbakan seçim öncesi İstanbul'a karşı devletin bütün olanaklarını ve imkanlarını kullandı. Şahsıma özellikle bütün belli medya kuruşlarına talimatlar vererek, 'Alo Fatih' hattını açarak, bizim seçim öncesi gerçekten olanaklarımızı ve imkanlarımızı çok farklı bir noktaya taşımıştır. Ama biz çok çalışacağız, bu eksikliklerimizi gidereceğiz" dedi.

"Sayımdan neden korkuluyor?"

Mansur Yavaş'ın YSK'ya yaptığı başvurunun ve Anayasa Mahkemesine de bireysel başvuru yapacağı yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise Sarıgül, süreçlerin sonuna kadar takip edilmesi gerektiğini söyledi.

İstanbul'da oyların yeniden sayılmasına yönelik kendisinin de bir talebi olduğunu hatırlatan Sarıgül, "Ankara'da da talep oldu. Sayımdan neden korkuluyor? Sandığa güveniyorsanız, İstanbul'da da Ankara'da da neden sayımlar yapılmıyor?" değerlendirmesini yaptı.

Bu sayımların yapılmamasının son derece düşündürücü olduğunu da değerlendiren Sarıgül, şunları kaydetti:

"Siz sandığa güveniyorsanız, vatandaşın verdiği oya inanıyorsanız, neden İstanbul İl Başkanlığımızın yaptığı müracaatı reddettiniz. Siz demokrasiye inanıyorsanız, iktidar partisi olarak 'Evet biz de sayımların yeni baştan yapılmasını arzu ediyoruz, biz sandığa güveniyoruz...' demiyorsunuz. İktidar olarak sizin de istemeniz, bu talebi desteklemeniz lazım. Sonuçta seçim kurulları orada, herkes orada, bir sayımın yapılması demokrasi üzerindeki bütün şaibeleri ve gölgeleri ortadan kaldırır. İktidar İstanbul'da da Ankara'da da sayım yaptırmayarak, bizlerin ne kadar haklı olduğunu ve sandıklarda 112 oyun 212 olarak yazıldığının, birleştirme tutanaklarında 320 oyun, 32 olarak yazıldığının da en önemli göstergesidir. İktidar bu seçimlere şaibe düşürmüştür. Şaibe düşürmemiş olsaydı, sandıkların yeni baştan sayılması konusunda muhalefeti desteklerdi."

"CHP bayrağını burçlara dikmek"

Sarıgül, parti olarak hukuksal süreçleri sonuna kadar sürdüreceklerini de söyledi.

Genel Başkan Yardımcılığı veya başka bir görev alıp almayacağının sorulması üzerine ise Sarıgül, şunları söyledi:

"Benim görevim partimin iktidar olmasını sağlamak. Benim bu saatten sonra iki tane görevim var; birinci görevim ulusal bayrağımızı en yükseğe taşımak. Ulusal bayrağımızı Kuzey Kore'nin değil, Almanya'nın, Fransa'nın, İngiltere'nin... Demokratik ülkelerin en üst noktasına taşımak. İkinci görevimde onurla ve şerefle talebesi olduğum CHP bayrağını burçlara dikmek."